"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1399 E., 2023/1578 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/423 E., 2021/99 K.
Taraflar arasındaki alacak, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı avukat arasında, müvekkilinin alacaklı olduğu Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2018/5370 sayılı dosyasını takip etmek üzere 1.000,00 Euro karşılığında anlaşmaya varıldığını, takip dosyası borçlusu dava dışı ...'nın paydaşı olduğu taşınmazdaki, diğer maliklerin 3194 sayılı Kanun gereğince 4 adet bağımsız bölümün kat mülkiyetine geçiş ve cins değişikliği talebine davalı tarafından müvekkilinin bilgisi ve rızası alınmaksızın 23.05.2019 tarihinde onay verildiğini, onay işlemine herhangi bir ihtirazı kayıt /şerh de verilmediği için malikler aslında gerçekte varolmayan bir paylaşım gerçekleştirerek borçluya en değersiz dairelerden biri olan çatı katının 3/5 hissesini verdiklerini, esasen payın satılması ile daha fazla meblağ elde edilebilecek iken müvekkilinin zarara uğradığını, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket eden ve hesap verme yükümlülüğünü ihlal eden avukatın 31.08.2019 tarihinde azledildiğini, özellikle bir haktan vazgeçme ya da bir işleme rıza gösterme gibi işlemlerde müvekkilinin rızasının alınması gerektiğini, davalıya güveni kalmadığından azlin haklı nedene dayandığını, muvafakat üzerine tapuda tahsisin gerçekleştiğini, bundan ayrı, dava dışı takip borçlusunun Ayvalık'ta bulunan taşınmazına ilişkin açılacak davada hem dava açma süresi hem de masrafı bakımından müvekkiline yalan ve yanlış bilgi verdiğini, bu durumun davalıya olan güvenin sarsılmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek davalının haklı olarak azledilmesi nedeniyle ödenen 1.000,00 Euro vekalet ücretinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile, davalının hukuka ve vekalet sözleşmesine aykırı hareket etmesi nedeniyle uğranılan zarar için şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında sunduğu tarihsiz dilekçesinde, davalının yeni bir eksik işleminin daha ortaya çıktığını, icra dosyasında haciz konulan taşınmazlardan birisi için satış isteminde bulunularak satış avansı yatırılmadığından taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiğini, söz konusu dosya için 200,00 TL yatırıldığı belirtildiği halde hiç yatırılmadığını, bu haliyle hem yalan beyanda bulunan hem de zamanında satış işlemlerini yapmayarak haczin düşmesine neden olan davalının sorumlu olduğunu belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığını, azilnamede neden bildirilmediğinden azlin haksız olduğunu, zararlandırıcı bir eylem bulunmadığını, haczin hem borçlu hem de kardeşleri adına olan tapu kayıtlarında gözüktüğünü, haczin tapuda arsa olan taşınmaz üzerine konulduğunu, bu haliyle cins değişikliğinin davacının lehine olduğunu, taşınmazın değerleneceğini, rızai taksime ilişkin bir muvafakat bulunmadığını, her aşamadan da davacının bilgilendirildiğini, talep edilen masrafın fahiş olmadığını, gönderilen 1.000,00 Eurodan bakiye kalanda, müvekkilinin hapis hakkı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiş; yargılama sırasında sunulan dilekçeye karşı, iddianın genişletilmesine muvafakat etmediklerini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; azil haksız olduğundan ödenen paranın iadesinin istenilemeyeceğini, davacı bakımından gerçek zarar durumunun da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin rızası alınmaksızın taşınmazın cins tahsisine muvafakat verildiğini, onay işlemine herhangi bir ihtirazı kayıt da konulmadığını, söz konusu duruma ilişkin bilginin eksik ve yanıltıcı olarak verilmesi nedeniyle güven ilişkisinin zedelendiğini, bundan ayrı, Ayvalık ilinde bulunan yazlık evin satışına ilişkin açılacak izale-i şuyu davası için hem fazla masraf istendiğini, hem de yanlış bilgi ile sürenin kaçırıldığını söylediğini, yargılama sırasında ortaya çıkan yeni iddianın satış avansı yatırılmadığından satış talebinin reddedilmesine ilişkin olarak Mahkemece son iddianın hiç araştırılmadığını, kararın eksik olduğunu, alınan önemli kararlarda muvafakat alınmamasının müvekkilinin güvenini sarstığını, yatırdığı belirtilen satış avansının hiç yatırılmadığını, gerçek bir zararın oluştuğunu, bunun da fiilen kullanılan kat ile paylaştırma sonucu borçluya hisse verilen taşınmazların farkına ilişkin değer olduğunu, ayrıca diğer taşınmaz satılmadan da bu şekilde alacağa kavuşma imkanının gözetilmemesinin de doğru olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı avukatın icra takibi sırasında kat mülkiyetine göre cins değişikliğine muvafakat etmesinin avukatın ihmali veya davacıya ait herhangi bir haktan feragati anlamında değerlendirilemeyeceği, davalı tarafından Ayvalık'ta bulunan taşınmazın izaleyi şüyu suretiyle satış işlemi için yol, gidiş, dönüş ve dosya masrafları olmak üzere yaklaşık 10.000,00 TL masraf yapılacağının bildirilmesine rağmen bu masrafın davalı avukata ödenmediği, Avukatlık Kanunu'nun 173/2. maddesine göre, avukatın yapacağı harcamalar için yeteri kadar avans verilmesini isteme hakkına sahip olması, davalının talep ettiği masraf avansını yüksek bulan davacı iş sahibinin bilgi alma hakkı uyarınca ayrıntılı açıklama talebinde bulunabilecekken 20.08.2019 tarihli yazışma sonrasında davalı avukattan açıklama talebinde bulunmaması, bu bakımdan davacı yönünden gerçek zarar durumunun söz konusu olmaması, davalı avukatın azlinin haksız olması nedeniyle avukata ödenen ücretin iadesi koşullarının oluşmadığına yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiş; 19.12.2023 tarihli dilekçesi ile davalı hakkında şikayette bulunduklarından sonucunun beklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı avukatın haklı azil iddiasına dayanılarak ödenen vekalet ücretinin iadesi ve bu nedenle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 502 nci ve devamı maddeleri,
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) 164, 173/2 ve 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle somut olayda cins değişikliğine muvafakatin avukatın ihmali veya davacıya ait herhangi bir haktan feragati anlamında değerlendirilemeyeceği, masraf yönünden davalı tarafça davacıya gönderilen mesajların davacının yanıltılmasına neden olacağına dair iddianın yerinde olmadığı, yargılama sırasında davalı tarafça davacının iddiasının genişletilmesine muvafakat etmediğinin belirtilmesi karşısında, azlin haklı olmadığının, zararın da ispatlanamadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.