"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/397 E., 2023/497 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/193 E., 2020/32 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit ve kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurum tarafından iş yeri ortaklarından ...'ın hissesine düşen gelirlerin haczedilerek ödenmesi gerektiğinden bahisle davacı şirkete 14.03.2016 tarihinde ihtarlı ödeme emri tebliğ edildiğini, ...'ın şirket ortağı olmayıp işçi olduğunu, şirkette hissesinin bulunmadığını, davacı şirket yetkililerine bahsi geçen ödeme emrine konu haciz bildiriminin yapılmadığını, bu durumun ödeme emri ile öğrenildiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı Kurumun sadece işçinin hak ettiği maaşın 1/4 ünü talep edebileceğini, bunun da yaklaşık 7.000,00 TL olduğunu ileri sürerek; haksız talep edilen 251.234,46 TL miktarlı ödeme emrinin iptali ve davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı şirkete 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu madddesine istinaden şirket çalışanı ...'ın müvekkil Kuruma olan borcu sebebi ile maaş haczi yapılması için 09.03.2016 tarihli haciz bildirgesinin gönderildiğini, haciz bildirgesinin 14.03.2016 tarihinde ... tarafından teslim alındığı halde 7 günlük yasal süresi içerisinde cevap verilmediğini, borçlunun maaşından da herhangi bir kesinti yapılmadığını, ayrıca bir yıl içerisinde borçlunun orada herhangi bir alacağının bulunmadığına ilişkin herhangi bir dava da açılmadığını, bu sebeple ...'ın borcunun davacı şirketin zimmetinde sayıldığını, haciz bildirgesinin işyerine 14.03.2016 tarihinde tebellüğ edildiği halde 7 günlük yasal süresinde cevap verilmediği ve yapılan kesintilerin müvekkil Kurum dosyasına ödenmediği tespit edildiğinden yasa gereği borcun davacı şirketin zimmetinde sayıldığını, 6183 sayılı Kanun'un 22 nci maddesine istinaden düzenlenen ödeme emrinin yasaya ve hukuka uygun olarak düzenlendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı şirketin 6183 sayılı Kanun'un 58 inci maddesinde öngörülen süre içinde kuruma itirazda bulunduğu ve dava açtığı ortada olup, davalı Kurum tarafından davacı şirkete gönderilen haciz bildirisi ve ödeme emrine ilişkin tebligatların usulsüz şekilde tebliğ edildiği, haciz bildirisinde belirtilen borcun sebebi ile ödeme emrinde belirtilen borcun sebebinin farklılık arz ettiği, davacı şirkete gönderilen ödeme emrinde hak arama özgürlüğü kapsamında yasal yollara başvurmasına ilişkin herhangi bir bilgilendirmenin yapılmadığı, bu kapsamda 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi uyarınca davalı Kurum tarafından gönderilen haciz bildirisine ilişkin borcun/malın davacı şirket nezdinde bulunduğunun kabulünün gerektiğine dair bir sonuca varılamadığı, davalı Kurum tarafından davacı şirkete gönderilen 12.09.2017 tarihli ödeme emrine konu alacak yönünden borçlu olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile 12.09.2017 tarihli ödeme emrinden kaynaklanan alacak nedeniyle davacının davalıya toplam 251.234,46 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; 6183 sayılı Kanun'a tabi ödeme emrinin iptali olduğu için davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, haciz bildirgesinin ve 6183 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi gereğince gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davalı Kurumca yapılan bütün işlemlerin yasaya ve hukuka uygun yapıldığını savunarak, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirleneceği, davacı şirkete yapılan tebliğatların usulsüz olduğu, haciz bildirisindeki haczin konusu ile ödeme emrindeki hacze konu işlemin farkı olduğundan davalının sair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının 12.09.2017 tarihli ödeme emrinden kaynaklanan alacak nedeniyle davalıya toplam 251.234,46 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesine göre menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye ve özellikle haciz bildirisinin ve ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmemesi ve haciz bildirisindeki haczin konusu ile ödeme emrindeki hacze konu işlemin farklı olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.