"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/745 E., 2023/413 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2008/219 E., 2021/60 K.
Taraflar arasında görülen ipoteğin fekki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin 2006 yılında yakalandığı ekonomik kriz yüzünden maddi sıkıntı içine düştüğünü, bankalardan kredi alamadığını, tanıştığı davalıdan borç olarak alacağı 57.000.00 YTL para karşılığı 07.03.2007 tarihinde Beşiktaş 1383 ada 2 parselde kayıtlı 13 no'lu dairesini davalı lehine 250.000.00 YTL bedelle, iki yıl süre ve aylık yüzde 5 faizle ipotek ettirdiğini, ipotek kurulduktan 2 ay sonra davalıdan nakit ve çek olmak üzere toplam 57.000,00 YTL para aldığını, bir süre sonra müvekkili borcunu kapatmak için davalı ile görüştüğünde davalının 57.000,00 YTL almaktan imtina ederek borcunun 250.000,00 YTL olduğunu, bu bedelin ödenmesi halinde ipoteği fek edebileceğini beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin de davalı tarafa herhangi bir ödemede bulunamadığını, davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2008/2688 soruşturma numaralı dosyasından tefecilik, tehdit ve dolandırıcılık suçlaması ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının 2 yıllık ipotek süresi dolmadan icra takibi başlattığını, Beyoğlu 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/37 Esas sayılı dosyasında icra takibinin iptal edildiğini, davalı vekilinin bu dosyanın temyiz incelemesi için vermiş olduğu dilekçesinde müvekkilinden davalının 57.000 YTL alacaklı olduğunu açıkça ikrar ettiğini, daha sonra ise bunun maddi hatadan ibaret olduğunu beyan ettiğini, davalıya Beyoğlu .... Noterliğinin 08/05/2008 tarih ve 10968 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 57.000.00 YTL borcu faiziyle birlikte ödemeye hazır olduklarının ihtar edildiğini, davalının cevabi ihtarnamede alacak tutarının 250.000,00 YTL olduğunu bildirdiğini, davacı tarafça davalıya gönderilen ihtarname ile davalının mütemerrit duruma düşmüş olup bu tarihten sonra söz konusu borç için faiz işletilmemesi gerektiğini belirterek müvekkilinin davalı tarafa 57.000.00 YTL borçlu olduğunun tespitine, mevcut borçtan dolayı müvekkili adına kayıtlı dava konusu 13 no'lu bağımsız bölüm üzerine 250.000,00 YTL bedelle yıllık % 60 faiz ile tesis edilen ipoteğin 57.000,00 YTL.nin 08/05/2008 tarihine kadar olan yasal faizi ile birlikte mahkemece belirlenecek bir hesaba depo edilmesi kaydı ile fekkine, dava sonuçlanıncaya kadar müvekkili adına kayıtlı ve davalı lehine ipotekli bulunan taşınmazın satışının önlenmesi amacı ile teminatsız olarak taşınmaz üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, 250.000 TL alacaklı olduğunun tapu resmi senedi ile sabit olduğunu, bunun aksinin ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini, davacının menfî tespit davası olmasına rağmen borcunu ödediğini iddia etmediği gibi borçlu olmadığına ilişkin hiçbir yazılı belge de sunmadığını, dava konusu ipotek işlemini müvekkili adına şimdi bu davada da davacının avukatlığını yapan o tarihte müvekkilinin avukatı olan ...'in yaptığını, ipoteği 2 yıl süreli ve aylık %5 faiz karşılığı tesis etmiş ise de bu uygulamaya ilişkin müvekkilinin ne talimatı ne de bilgisi olduğunu, gerçekte kısa bir süreliğine ve faizsiz verilen müvekkilinin alacağının ödenmediğini, bunun sonucunda müvekkilinin Av. ...'i azlettiğini, tefecilik ve dolandırıcılık suçu ile ilgili Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca dolandırıcılık suçu ile ilgili olarak taraflar arasındaki ihtilafın hukuk mahkemelerinde çözülmesi gerektiği gerekçesiyle müvekkili hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verdiğini, tefecilik suçu ile ilgili olarak müvekkili hakkında Beyoğlu 7. Asliye Ceza Mahkemesi 2009/305E. Sayılı dosya ile dava açıldığını, bu davanın halen devam ettiğini, müvekkili hakkında bir mahkûmiyet kararı olmadığını, müvekkilinin bilgisi ve talimatı dışında ipotek akit tablosuna konulan aylık %5 faiz hakkından müvekkilinin feragat ettiğini, alacak vade tarihi üzerinden uzun bir süre geçmesine ve tüm haksız oyalamalara rağmen takip talebinde sadece yasal faiz talep edildiğini, müvekkilinin ipoteğe konulan faizden feragat ettiğini, faiz talep etmediğini, sadece asıl alacağın yasal faizini talep ettiğini, bunun da müvekkiline yasadan tanınan bir hak olduğunu, oysa davacının davranışlarına bakıldığı takdirde kötüniyetli şekilde borcunu ödememek için her yolu denediğini ve bunu da erkek arkadaşı avukatı- müvekkilinin eski avukatı ile birlikte yaptığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; “davacının beyanlarının tanık
beyanları ile doğrulandığı, her ne kadar ceza zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiş ise de İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi nin 2009/305 Esas- 2011/410 Karar sayılı dosyasında davalı ... in tefecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin mahkemenin hukuki ve cezai takdiri hususunda Yargıtay 5. Ceza Dairesi nin 2014/3843-2019/5535 EK sayılı ilamında bozma sebebi yapılmadığından, davalının tefecilik suçu işlediği hususunun sabit olduğu bahsi geçen mahkeme ilamında hükme esas alınan ve ceza yargılaması sırasında davalının iş yerinden ele geçirilen flash disk verileriyle iş bankasından gönderilen hesap dökümlerinin birebir uyduğunun tespit edildiğinin ve söz konusu iş bankasından gelen hesap dökümleri, sanığın eline geçen flash bellek ile yapılan araştırma ve kayıtlarla uyumlu hazine kontörönörlerinin ticari defterler ve tüm kayıtlar üzerindeki inceleme sonrası yaptığı detaylı ve gerekçeli bilirkişi raporuyla adı geçen mahkemece tayin edilen bilirkişilerin detaylı ve gerekçeli raporunun aynı mahiyette olması dikkate alınarak ... in finansal kuruma bağlı kalmadan farklı şekillerde ipotek tesisi ve senet karşılığı faizle para vermek şeklinde tefecilik fiilini işlediği yönünde kurulan hüküme dayanak alınan davalının iş yerinden ele geçirilen ve davacının aldığı borç nedeniyle geri ödeme planlarının oluşturulduğu flash disk verilerinin dosyada yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmiş olması nedeniyle davacı tanıklarının bu dökümlerle uyumlu beyanlarına itibar edilmesi gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluştuğu, öte yandan 16.07.2007 ödeme tarihli 120.000 YTL ve 130.000 YTL lik senetlerin davacının gerçek borç miktarını yansıttığı hususunun dosya kapsamı ile sabit olmadığı zira söz konusu senetler miktarınca davacıya ödeme yapıldığının davalı tarafça ispatlanamadığı gibi (banka kayıtları vs) bahsi geçen senetlerin ...'a cirolanarak, ... tarafından vekiller aracılığıyla davacı aleyhine takibe konulması sonrası dava dışı (tanık) ...'ın söz konusu senetler nedeniyle davacının borcu bulunmadığını beyan etmesi yanında davalının söz konusu senetleri ...'a ciro etmesini gerektirir iç ilişkinin de dosya kapsamında ortaya konulamadığı, bununla beraber ...'ın söz konusu senetlerden haberi olmaksızın kendisi adına bu senetlerin takibe konulduğuna ilişkin beyanı göz önüne alındığında senetlerde yazılı olan rakamlar miktarınca davacının borcu bulunduğuna kanaat getirilemediği, öte yandan yazılı delil başlangıcı olarak dosya kapsamına alınan ödeme planında davacı ve davalı taraf için aracılık yapan ... ile her ikisi için alınan 60.000' er TL toplam 120.000 TL olduğu ve davacıya ait 60.000 TL'nin 12 ay taksitle faizi ile beraber toplamda 73.600 TL (4 x 3.700 TL + 8 x 7.350 TL yanında ... ismi yazılı) yazılı olduğu ve tanık beyanları ile davacının davalıdan 60.000 TL borç aldığının ve dava konusu ipoteğin davacı yanında davalıdan borç para alan ...'ın da borucunu temin için tesis edildiği, ancak davalının ... ın borcu için öncelikle bu şahsın malvarlığından borcun tahsili yoluna başvurduğunun dosya kapsamından anlaşılamadığı, müştekilerinden birisinin davacı olduğu davalının tefecilik suçundan yargılaması yapılan ve mahkumiyetine karar verilerek tefecilik suçunu işlediği yönünde, hukuki ve cezai takdir yönünden yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş mahkeme hükmü gereğince zamanaşımına uğramış olsa da davalının tefecilik eylemini gerçekleştirdiğinin sabit olduğu ve bu hali ile tüm dosya kapsamı kül olarak ele alındığında davacının ipoteğe konu asıl borcunun 60.000 TL olduğu kanaatiyle, davalı taraf sözleşmede ve resmi akit tablosunda belirlenen aylık %5 faiz talebinden vazgeçtiğini duruşmada açıkladığından, Emsal Yargıtay 14. HD 2012/8388-10202 EK sayılı ilamı göz önüne alınarak ipotek vade tarihi ile muhtemel karar tarihi arasında işleyecek faiz oranının hesaplandığı bilirkişi raporundaki bedelin kesin süre içerisinde davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilmesine karar verildiği ve bedelin süresi içerisinde depo edildiği görülmekle, davanın kabulüne karar verilmiş, ayrıca her ne kadar davacı dava dilekçesinde davalıya ödemeyi ifa etmek için ihtarname gönderdiğini ve 08.05.2008 tarihinin davalı açısından temmerüt tarihi olarak sayılarak bu tarihe kadar faizden sorumlu tutulması
yönündeki isteminin, ihtara rağmen davacı tarafça ödenmesi teklif olunan paraının bankada depo edilmediği ve o süreçte paranın hala davacının uhdesinde tutulduğu anlaşıldığından, kabule şayan olmadığı anlaşılmakla, vadenın muaccel olduğu tarihten itibaren, asıl alacağa faiz işletilmesi sonucu yapılan hesaba göre..." gerekçesiyle davacının davalıya karşı 60.000,00 TL borçlu olduğunun tespitine 13 nolu bağımsız bölüm üzerineki ipoteğin fekkine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, davacının müvekkiline 250.000 TL borcunun bulunduğunun tapu memuru önünde düzenlenen resmi senet niteliğindeki ipotek senedi ile sabit olduğunu, bunun aksinin ancak aynı nitelikteki yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini, ayrıca yine ipotekte yer alan faiz şartından müvekkilinin bilgisi ve talimatı dışında ipotek akit tablosuna konulan aylık %5 faiz hakkından feragat eden ve müvekkilince azledilen müvekkilinin eski vekili daha sonra davacının vekilliğini yapan aynı kişi olduğunu, dolayısıyla %5 faizle 250.000 TL üzerinden müvekkilinin alacağının hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin %5 faiz oranından feragati söz konusu değilken feragat varmış gibi değerlendirme yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın bozulmasını gerektiğini, mahkemece ana para ipoteğinin ne olduğunu tartışmadan kesin borç ikrarı hususunu gözetmeden karar verildiğini, ipoteğin kuruluşu sırasında teminat altına alınacak olan alacağın doğmuş ve miktarının belirli olması halinde söz konusu alacak tutarının tapuya tescil edilmesiyle kurulan ipotek anapara ipoteği olduğunu, davacı tarafın kendilerinin 57.000 TL borçlu olduğunun tespitini talep ederken mahkemenin davacı tarafın 60.000 TL borçlu olduğuna hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca 60.000 TL'nin günümüzdeki karşılığının neye göre hesaplandığının kararda belirtilmediğini, dosyada 6 adet bilirkişi raporu yer almakta olup, her biri farklı değerlendirmeler ile farklı sonuçlara ulaştığını, mahkemenin bilirkişiye tevdi edilen hususu net bir şekilde izah ederek raporlar arasındaki çelişkileri gidermesi gerekirken bunun yapılmaması verilen kararı hukuka aykırı hale getirdiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını ve neticeten davanın reddine karar verilmesini, usul ekonomisi gereği müvekkilinin dava tarihi itibari ile davacıdan 250.000 TL ve faiz alacağı şeklinde alacaklı olduğu hususunda tespitte bulunulmasına, tüm tedbirler kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı hakkında tefecilik suçundan dolayı yapılan ceza yargılamasına ilişkin dosyada davalının işyerinde ele geçirilen flash disk verileriyle İş Bankasından gönderilen hesap dökümlerinin birbirleriyle uyumlu olduğunun tespit edildiği davalının işyerinde ele geçen ve davacının aldığı borç nedeniyle geri ödeme planlarının oluşturulduğu, flash disk verilerinin yazılı delil başlangıcı kabul edilerek dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları ile Beyoğlu 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/37 Esas sayılı dosyasında davalı/alacaklı ... vekili Av. ...'in vermiş olduğu 21/03/2008 havale tarihli temyiz dilekçesinde davacı borçlunun müvekkilinden aldığı 57.000 YTL borca karşılık 07/03/2007 tarihinde adına kayıtlı ... İlçesi,
... 1383 ada 2 parsel sayılı taşınmazın üçüncü kat 13 nolu bağımsız bölümüne müvekkili lehine 1. dereceden aylık %5 faizle 2 yıl süreyle 250.000 YTL ipotek tesis edildiği yönündeki beyanı ile davalı vekilinin 05/12/2009 tarihli cevap dilekçesinin son sayfasında "...müvekkilinin bilgisi ve talimatı dışında ipotek akit tablosuna konulan aylık %5 faiz hakkında müvekkilim feragat etmiştir. Alacak vade tarihi üzerinden uzun bir süre geçmesine ve tüm haksız oyalamalara rağmen takip talebinde sadece yasal faiz talep etmiştir." ve aynı sayfadaki "...müvekkilim ipoteğe konulan faizden feragat etmiştir. Faiz talep etmemiştir. Sadece asıl alacağın yasal faizini talep etmiştir." yönündeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıya 60.000 TL borcunun bulunduğu, bu kapsamda ipotek vade tarihi ile muhtemelen karar tarihi arasında işleyecek faiz oranının hesabına yönelik alınan bilirkişi raporu dosya kapsamı ile uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek bedeli kadar borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 881. vd maddeleri
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187.maddesi
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalının yargılanmış olduğu ceza dosyasındaki deliller ve davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanlarına göre temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Kamu düzeni nedeniyle resen yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesince kabulüne karar verilen kısım üzerinden alınması gereken nisbi karar ilam harcının eksik hesaplanmış olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasını gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Bölge Adliye Mahkemesi hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine; ''Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 12.876,70 TL karar ilam harcından peşin alınan 3.129,18 TL'nin mahsubu ile bakiye 9.747,52 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına'' ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.