Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4012 E. 2023/2755 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Avukatın özen yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı avukatın, davacının ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def'ini süresinde ileri sürmediği, ilk defa yargılama aşamasının ilerleyen safhalarında bu savunmada bulunduğu ve davacının da bu genişletmeyi kabul etmediği gözetilerek davalının karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/768 E., 2022/135 K.

DAVA TARİHİ : 17.05.2004

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı avukatın, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasında kendisini vekil olarak temsil ettiğini, davalı gerekli özeni göstermediği için dosyanın üç kez işlemden kaldırılması sonucu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalının ihmali sebebiyle anılan davanın 10 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle tekrar açılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek; uğradığı zarara karşılık şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 01.02.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 220.718,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/66 E. sayılı dosyasında ilk olarak dosyanın dava dışı avukat tarafından müracaata bırakılıp yenilendiğini, daha sonra 1997 yılında davacı asılın dosyayı müracaata bıraktığını, kendisinin 2000 yılında dosyaya vekil olarak girdiğini, dosyada delillerin toplanmasını sağladığını, son müracaata kalan duruşmada ise o gün ... mahkemesinde duruşmaları olduğunu, davacıya gitmesini söylediğini, o zamana kadar davacının masraf vermediğini, masraf verdiği takdirde duruşmaya yetkili avukat göndereceğini ya da mazeret bildireceğini söylediğini, ancak davacının masraf yatırmadığını, buna rağmen faks çekerek mazeret bildirdiğini, fakat faksın yerine ulaşmadığını, davacının başka dosyalarında vekil olarak dosyalarını takip ettiğini, yine ücret almadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.12.2004 tarihli, 2004/209 Esas, 2004/546 Karar sayılı kararıyla davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın karar kesinleştikten sonra yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına yönelik süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.11.2005 tarihli, 2005/11165 Esas, 2005/17360 Karar sayılı ilamıyla; davalının ... Barosuna kayıtlı avukat olması nedeniyle davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açıldığının kabulü gerektiği, bu durumda mahkemece yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 13.07.2007 tarihli, 2006/47 Esas, 2007/280 Karar sayılı kararıyla, son iki işlemden kaldırma davalı avukat tarafından yapılmış ise de davacının da davaları takip yetkisi olduğu, yine takip edilen davada davacı lehine hüküm verileceğine dair delil ve belge bulunmadığı ve emsal karar ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29.04.2008 tarihli, 2008/114 Esas, 2008/5810 Karar sayılı ilamıyla; davayı takip yetkisi verilen davalı avukatın davayı takip etmeyerek açılmamış sayılmasına neden olmasının, almış olduğu işte Borçlar Kanunu'nun 390 ve Avukatlık Yasası'nın 34 üncü maddeleri gereği gerekli özeni göstermediği ve kusurlu olduğunu gösterdiği, bu durumda davalı avukatın kusuru nedeniyle doğmuş bir davacı zararı varsa bu zarardan sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği, öyle olunca davalı avukatın görevine gerekli ihtimamı ve özeni göstermeyerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle davacı yönünden bir hak kaybı ve zarar doğup doğmadığı hususunda davacıdan açıklama istenilip delilleri toplanarak, şayet dava işlemden kaldırılmasa idi davacı lehine sonuçlanıp sonuçlanmayacağı değerlendirilerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 19.04.2013 tarihli, 2008/357 Esas, 2013/234 Karar sayılı kararıyla, dosyaya davalı vekil olarak daha sonradan katılmış olup davalının vekil olduğu dönemde iki kez dosya müracata kalmakla davalının avukat olarak vekaletnameye istinaden gerekli özen borcunu yerine getirmediği sonucuna varıldığı, bu nedenlerle belirlenen gerçek tazminat bedelinden takdiren davalının kusur durumu da dikkate alınarak indirim yapmak gerektiği gerekçesiyle; ''davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, 150.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine'' ilişkin karara karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.09.2014 tarihli, 2013/27265 Esas, 2014/27512 Karar sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, HUMK’nun 83 üncü maddesi ve 04.02.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacının ıslahtan önceki talepleri dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, davacının temyiz itirazları yönünden; davalı avukatın müvekkili davacıya verdiği zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken mahkemece yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile kusur indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazları incelenmemiş olup, karara karşı davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

3.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13.05.2015 tarihli, 2014/46212 Esas, 2015/5250 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

D. Dördüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 08.07.2015 tarihli, 2015/208 Esas, 2015/258 Karar sayılı kararı ile; davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddine 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin karara karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 15.06.2021 tarihli, 2021/3428 Esas, 2021/6568 Karar sayılı ilamı ile; 28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2 nci maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, usuli kazanılmış hakkın istisnası niteliğindeki yasa değişikliği uyarınca karar verilmesi gerektiğinden davacının 01.02.2011 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, karara karşı davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

3. Dairenin 18.11.2021 tarihli, 2021/6318 Esas, 2021/11656 Karar sayılı ilamıyla davalının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının, davalının vekili olarak kendisini ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/66 E. sayılı dosyasında açmış olduğu tapu iptal tescil davasında temsil ettiği, dosyanın üç kez müracaata kaldığı ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu nedenle davacının tekrar dava açmak için yasal sürelerinin de dolduğu bu hali ile davalının ihmali ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından kaynaklı zararı oluştuğu, davacının uğramış olduğu zararın tazminini talep etmekte menfaati bulunduğu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/66 E. sayılı dosyasında 17.11.1999 tarihinde yapılan keşifte davacının dayanağı murislerin hissedar olduğu tapu kayıtlarının dava konusu parsellere uyduğunun belirlenmesi ve davacının kök murisinin yapmış olduğu işlemler ile davacının ketmi verese tutulması nedeniyle davacının hak kaybının söz konusu olduğu, davaya konu olan taşınmazdaki davacının hissesinin değerinin 01.07.2003 tarihinde 220.718 TL olacağının bilirkişilerce tespit edildiği, dava dilekçesinde davacı tarafça 10.000 TL'lik kısım yönünden tazminat davası açılmış ise de bozma ilamından sonra esasa yönelik inceleme yapıldığından bozma ilamı doğrultusunda davacı vekilinin ıslah dilekçesine itibar edildiği gerekçesiyle ''davacının davasının kabulü ile, toplamda 220.718,00 TL'nin, 10.000,00 TL'sine 17/05/2004 tarihinden, 210.718,00 TL'sine 01.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 28.02.2023 tarihli ve 2022/4665 Esas, 2023/365 Karar sayılı kararıyla, ''temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları, bozma ilamı ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. '' gerekçesiyle karar onanmıştır.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı; temyiz talebinin reddine dair hiçbir gerekçe belirtilmediğini, Mahkemece ...'da müracaata bırakılan dava ile ilgili yeterli inceleme yapılmadığını, davanın kazanılma şansı olup olmadığının incelenmediğini, davacının annesinden dolayı miras payının bulunduğunu, oysa annesinin hisselerinin tamamını sağlığında sattığını, dolayısıyla açılan davanın redle sonuçlanacağını, davacının yaptığı ıslahın Avukatlık Kanunu'nun 40. Maddesine göre zamanaşımına uğradığını, davacının davasını süresinde açtığı kabul edilse dahi ıslah dilekçesinin 7 yıl sonra verildiğini beyan ederek kararın düzeltilmesini ve bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, avukatın özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 40 ıncı maddesine göre; ... sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer.

2.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlara yönelik itirazların incelenmesine olanak bulunmadığı, her ne kadar davalı zamanaşımı savunmasında bulunmakta ise de; davacının 02.01.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle talep sonucunu yükselttiği, davalı vekilinin 02.02.2011 tarihli duruşmada ıslaha ve bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak üzere süre talep ettiği, Mahkemenin aynı duruşmada ara kararla davalıya beyanda bulunması için süre verilmesine karar verdiği, davalının 11.04.2011 tarihli ''bilirkişi raporuna ve ıslah dilekçesine karşı beyanlarımız'' konulu beyan dilekçesinde; bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunduğu ancak ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunmadığı, sonrasında ilk kez 19.04.2013 tarihli duruşmada, süresinden sonra zamanaşımı savunmasında bulunduğu, davacının da savunmanın genişletilmesi anlamına gelen bu savunmayı kabul etmediğini beyan ettiği ve davalının temyiz talebi üzerine sair temyiz itirazlarının reddedildiği anlaşılmakla davalının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalının karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.