"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2103 E., 2023/1504 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/487 E., 2021/254 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi kararının iptali ve teminat mektubu bedeli iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 03.08.2015 tarihli kantin kullanımına ilişkin kira sözleşmesinin imzalandığını, anılan sözleşmenin 16.02.2016 tarihinde davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, fesih işleminin kiracının temerrüdüne dayandığını, fesih yazısının tanzim edildiği tarihte müvekkili şirketin davalıya borcunun bulunmadığını, fesih ile birlikte müvekkilinin 83.805,36 TL teminat mektubunun da irat olarak kaydedildiğini ileri sürerek; temerrüt usulüne uygun gerçekleşmediğinden fesih kararının iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, irat kaydedilen teminat bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın derdest olduğunu, davacının Aralık 2015- Ocak 2016 dönemine ilişkin kira bedelini ödememesi üzerine 16.02.2016 tarihinde sözleşmenin 14 üncü maddesi hükümlerine göre gerçekleştirilen feshin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki kantin kiralama işine dair 03.08.2015 tarihinde imzalanan sözleşmenin 16.02.2016 tarihli feshine ilişkin kararın iptaline, irat olarak kayıt edilen 83.805,36 TL teminat bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; Kastamonu İdare Mahkemesinin 2016/223 E. ve Karabük Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/758 E. sayısında kayıtlı davalar bakımından işbu dava yönünden derdestlik itirazında bulundukları halde derdestlik itirazının değerlendirilmediğini, sözleşme ekinde ödeme planının bulunduğunu, davacı kiracının ödeme yapmadığının belirlendiğini, sözleşme hükümleri çerçevesinde Mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını, feshin Kanun'a ve sözleşme kapsamına uygun olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kiralananın 2886 sayılı Kanun kapsamında ihale ile kiraya verildiği, davalı tarafından davacıya gönderilen 02.01.2016 tarihli ihtarnamede 2015 yılı Aralık dönemine ait kira bedelinin halen ödenmediği belirtilerek en kısa sürede ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin tebliğ edilmeksizin iade edildiği ve davalı tarafından 2015 yılı Aralık ayı ile 2016 yılı Ocak ayı kira bedellerinin süresinde ödenmediğinden bahisle 16.02.2016 tarihinde sözleşmenin feshedildiği, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle akdin ne şekilde feshedileceği ve tahliyeye nasıl karar verileceği hususlarının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 315 inci maddesinde düzenlendiği, temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için, temerrüte konu ihtarın yukarıda belirtilen maddeye uygun olup olmadığının, kira bedelinin muaccel bulunup bulunmadığının, kiracının ihtara rağmen yasal süresi içerisinde ödemede bulunup bulunmadığının, temerrüt olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin denetlenmesinin mahkemeye ait olduğu, tek taraflı feshin haklı fesih olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafça kira sözleşmesinin tek taraflı feshinin iptali ile irat kaydedilen teminat mektubu bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun (2886 sayılı Kanun) 1 inci maddesi.
2. 6098 sayılı Kanun'un 315 inci maddesi.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 ve 326 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kira sözleşmesinin sona erme sebeplerinden biri de; kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda sözleşmenin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Kanun'un 315 inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, kiraya veren tarafından yazılı olarak verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre; konut ve çatılı iş yeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Kiracının cezai şarttan sorumlu tutulabilmesi için akdin idarece feshedilmiş olması tek şart olmayıp, haklı bir feshin de varlığı şarttır. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez. Ayrıca, bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir. Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile, Mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez.
2. Bu itibarla, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle sözleşmenin feshi için gösterilen kira paralarının ödenmemesi nedeninin, yasada düzenlenmiş ihtar prosedürlerinin yerine getirilmesi halinde ancak davalı idareye temerrüt nedeniyle akdin feshi ve kiralananın tahliyesi için dava açma hakkını verecek olmasına, gerek henüz sözleşmenin süresinin sona ermemesi gerekse 6098 sayılı Kanun'a göre davacı kiracının tahliyesini gerektirecek yöntemin izlenmemesi nedeniyle davalı idare tarafından tek taraflı olarak yapılan feshin hukuki sonuç doğurmayacak bulunmasının anlaşılmasına göre, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemede; davanın kabulü halinde başvuru ve kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan nisbi karar ve ilam harcının 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi gereği davalıya yükletilmesi gerekirse de, somut olayda davalı ..., 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/1-j hükmüne göre harçtan muaftır.
4. Buna göre İlk Derece Mahkemesince; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/1-j hükmü uyarınca davalının harçtan muaf olduğu gözetilerek peşin alınan karar ve ilam harcının davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, davacı tarafından yatırılan peşin harç ile bakiye karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) ve (4) numaralı bentleri çıkartılarak yerine; "2- 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca davalı Bakanlık harçtan muaf olduğundan 1.431,19 TL peşin harç ile 20,40 TL başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine," bendinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.