Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4509 E. 2024/2633 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tüketici kredisi sözleşmesinden doğan borç nedeniyle davacının maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve bloke nedeniyle kesilen bedelin iadesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kredi sözleşmesi ve eklerinde yer alan, borcun ödenmemesi halinde emekli maaşından kesinti yapılmasını kabul ettiğine ve bu kabulün hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığına dair yerleşik içtihatlar gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1126 E., 2023/1212 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 4. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2022/201 E., 2023/17 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin kullandığı tüketici kredisinden kaynaklanan borcu nedeniyle emekli maaşının tamamının bloke edildiğini böyle bir kesinti yapılmasının yasal olmadığını, bu nedenle müvekkili davacının emekli maaşı üzerindeki blokenin kaldırılması ve şimdiye kadar haksız yere kesilen bedellerin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 47.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafından verilen muvafakat uyarınca kesinti yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının tüketici kredi sözleşmesini imzalayarak davalı bankadan kredi kullandığı, davacının kredi sözleşmesine ek rehin sözleşmesi, taahhütname ve virman- takas mahsup talimatlarını imzaladığı, başkaca herhangi bir olur ve/veya talimat aranmaksızın düzenli olarak tahsil edilmesine muvafakat ettiği, sözleşmede bankaya hesaptan tahsilat yetkisi verildiği, bu durumda, borcun ödenmemesi üzerine bankanın, davacının aylığına bloke konulacağına dair hükmüne dayanarak kesinti ve tahsilat yapmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkili hakkında icra takibi bulunmadan maaşına bloke konulması ve kesinti yapılmasına ilişkin banka işlemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kanuna aykırı muvafakatnamenin de hükümsüz olduğunu bildirerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmeye konulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacının yürürlükteki bu yasaları bilerek sözleşmenin her sayfasını ayrı ayrı imzalamış olup, serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin bankadan aldığı maaşından kesilmesi için talimat verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığının söylenemeyeceği, davacının bankadan kullandığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi zorunluluğu bulunduğu, davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesi hakkın kötüye kullanılması olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı (TMK m.2) gerekçesiyle davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tüketici kredisi sözleşmesinden doğan borcu nedeniyle davacının maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve bloke nedeniyle banka borçlarına kesilen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi.

2. Dairemizin 09.02.2022 tarihli ve 2021/9173 E., 2022/769 K. sayılı ilamı.

3. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 93 üncü maddesine değişiklik getiren 28.02.2009 tarihli 5838 sayılı kanunun 32/2-b maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dairemizin yerleşik içtihatları ile kabul edildiği üzere; bankadan kullanılan kredi borcunun, sözleşme şartlarına uygun olarak ödenmesinin zorunlu olduğu, bu kapsamda taraflar arasında imzalanmış Kredi Sözleşmesi ve eklerinde tüketici kredisi için taraflar arasında taksitlerin emekli maaşından kesinti yapılarak ödenmesinin ihtirazı kayıtsız kabul edildiği, davacı tüketicinin daha sonra dava açarak kesinti bedelininin geri istenmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu ve iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığının kabulü gerekir.

2. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince davanın reddine yönelik verilen kararın Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına uygun olup temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının da hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.09.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1. Dava, davalı Banka tarafından emekli maaşından yapılan haksız kesintinin iadesi ve mevcut blokenin kaldırılması istemine ilişkindir.

2. Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı bankadan çektiği tüketici kredisinden doğan borç sebebiyle emekli maaşına bloke konulduğunu ve 47.000 TL de kesinti yapıldığını ileri sürerek blokenin kaldırılması ve haksız kesintinin iadesini talep etmiştir.

3. Mahkemece, davacının Tüketici Kredisi Sözleşmesinde ilerde borcunu ödememesi halinde maaşına bloke konulmasını ve kesinti yapılmasına muvafakat ettiği için davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi de aynı gerekçeyle davacının istinaf isteminin reddine karar vermiştir.

4. İİK 83’te “Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.

Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz.”

Düzenlemesi yer almakta ise de, 83-a maddesinde ise, “82 ve 83 üncü maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.” Denilerek borç doğmadan önce emekli maaşlarından kesinti yapılacağına dair muvafakatların geçerli olmadığı düzenlemesi getirilmiştir.

5. Bunun yanında 5510 sayılı kanunun 93/1’de yer alan “(Değişik 1. fıkra: 17.04.2008 - 5754 S.K/Madde 56)Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. (Ek cümle: 18.02.2009 - 5838 S.K/Madde 32) Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.”

Şeklindeki sonraki tarihli düzenleme ile borçlunun haciz yapılmasına muvafakat edilebileceğini düzenle İİK 83-a ile birlikte değerlendirildiğinde, emekli maaşına ancak borç doğduktan sonra ve borçlunun muvafakati ile haciz konulabileceği açıkça anlaşılmakta olup, borç doğmadan önce verilen muvafakatların emredici şekilde geçersiz olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.

6. Öte yandan, bu hükümler olmasaydı bile TBK 20 vd. maddelerindeki “Genel İşlem Koşulu”, TKHK’nın 5. Maddesi uyarınca da, önceden bilgilendirme yapılmaksızın, çok sayıdaki seri sözleşmeye konulacak genel işlem koşulu mahiyetindeki tüketici aleyhine hükümlerin geçersiz olacağı düzenlemesi karşısında da emekli maaşı üzerine haciz ve blokaj konulmasına izin veren hükümler de geçersiz kabul edilmelidir.

7. Yargıtay’ın önceki içtihatları da emekli maaşları üzerine haciz ve blokaj konulmasına dair sözleşmelerin geçersiz olduğuna dair çok sayıda içtihatları bulunmaktadır.

Bu meyanda Y HGK’nın;

“25. Neticeten yukarıda anılan sözleşmelerin imzalanması sırasında davalı bankaya, anılan sözleşmelerden doğan mevcut ve müstakbel borçların teminatı olarak davacının banka nezdindeki maaş hesaplarından bloke, rehin, hapis, virman ve mahsup işlemleri suretiyle alacağını tahsil yetkisini veren sözleşme hükümleri, İİK’nın 83/a maddesi gereğince geçerli değildir. Bu sebeple mahkemece, davalı banka tarafından davacının maaş hesaplarına bloke konulmasının hukukî dayanağı bulunmadığı gibi geçersiz sözleşme hükümlerine dayalı ve İİK’nın 83. maddesine aykırı bir şekilde tahsil edilen meblağın davacıya iadesi gerektiği nazara alınarak yapılacak değerlendirme sonucu hâsıl olan sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.” (YHGK’nın 0.02.2022 tarih ve 2019/11-565 E. - 2022/108 K.)

Şeklindeki emsal içtihadına atıfla yetinmekteyiz.Anılan nedenlerle davanın reddine dair yerel mahkeme kararını onayan Daire çoğunluk görüşüne katılmıyorum.