"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/105 E., 2023/135 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı .... Şti. vekili tarafından duruşma istemli, davalı ... A.Ş. vekili tarafından duruşmasız temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda duruşma istemlerinin miktar yönünden reddine karar verilmiştir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. 1086 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca, temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davalı .... Şti. vekili tarafından temyize konu edilen toplam miktar 5.090,00 TL olup, Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili ile davalı ... GYO A.Ş. vekilinin katılma yolu ile temyizinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının “İdealistkent” adlı projeden bağımsız bölümü davalılardan satın aldığını, dairede, bloklarda ve sitenin ortak alanlarında eksik ve ayıplar bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere gizli ayıpların tespiti ile davalılarca giderilmesine, ayıpların giderilmesi için gerekli tahmini masrafın davalılardan tahsil edilerek icra veznesine depo edilmesine, bu taleplerin mümkün görülmemesi halinde oluşan değer kaybı nedeniyle şimdilik 2.000,00TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı vekili ıslah dilekçesi ile taleplerini 67.800,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı .... Şti. vekili; ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, teslim tutanağının taşınmaz incelenip, görüldükten sonra tanzim edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... GYO A.Ş. vekili; müvekkilinin bu projede arsa maliki konumunda olduğunu, davacının sözleşmenin imzası safhasında ayıp ve kusurlar da dâhil olmak üzere her türlü tazminat talebinden yüklenicinin sorumlu olduğunu kabul ettiğini, davacının konutu, ortak alanları ve diğer tesisleri gezip görerek 13.02.2010 tarihinde teslim aldığını, ayıp ihbarının usulüne uygun olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.09.2012 tarihli ve 2010/830 E., 2012/642 K. sayılı kararıyla; taşınmazda eksiklikler nedeni ile ortaya çıkan değer kaybının ve gizli ayıplar nedeniyle oluşan değer azalmasının davalılardan istenebileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 67.800,00 TL'nin reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.03.2014 tarihli ve 2013/8149 E., 2014/7243 K. sayılı ilamıyla; davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalılara ayıp ihbarında bulunmadığı, bu nedenle açık ayıplar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği; gizli ayıpların mahiyeti ve sebepleri dikkate alınarak teslim tarihinden itibaren ne kadar sürede ortaya çıkabilecekleri hususunda bilirkişilerden ek rapor alınarak, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilerek karar verilmesi, ayıp ve eksikler nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmesi gerektiği belirterek, karar bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 14.03.2019 tarihli ve 2014/1807 E., 2019/319 K. sayılı kararıyla; davacının gizli ayıplara ilişkin ayıp ihbarını eldeki dava ile yapmış olduğu, ihbarın süresinde yapıldığı, bu ayıplar yönünden davalıların davacıya karşı sorumlu bulunduğu, bilirkişi raporlarıyla, sözleşme eki teknik şartname ve tanıtım materyalleri ile taahhüt edilmemesine rağmen, kapalı otopark kotunda açık havuzun alı kısmında sosyal tesis teşkil edilmesi ve blokun bodrum katındaki perde duvarların eteklerinde, kapalı otopark, havuz makine vc pompa dairesi, su deposu ve sosyal tesisin tavan ve duvarlarında, havuzun dış duvarlarında boya kabarması ve su sızıntısı şeklindeki gizli ayıplar nedeniyle taşınmazın değerinde toplam 9.498,00 TL azalma olacağının tespit edildiği belirterek, davanın kısmen kabulüyle, 9.498,00 TL’nin avans faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
2. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
3. Dairenin 10.11.2020 tarihli ve 2020/3305 E., 2020/6257 K. sayılı ilamıyla; davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğduğu, Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapması gerektiği ancak açık ayıpları gizli ayıp olarak kabul ederek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tespit edilen diğer gizli ayıplar yönünden; ses geçirmez pis su borusu kullanılmaması sebebi ile pis su tesisatından geçen atık su sesinin duyulması şeklindeki gizli ayıbın konutun kullanılmaya başlamasından kısa bir süre sonra ortaya çıkacak nitelikte olduğunun bilirkişi 1. ek raporu ile tespit edildiği, bu gizli ayıp yönünden davacının derhal ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, blokun bodrum katındaki perde duvarların eteklerinde, kapalı otopark, havuz makine vc pompa dairesi, su deposu ve sosyal tesisin tavan ve duvarlarında, havuzun dış duvarlarında boya kabarması ve su sızıntısı şeklindeki gizli ayıplar nedeniyle; bu gizli ayıpların ortaya çıkma süresini bilirkişi 1. ek raporunda da belirtildiği üzere izolasyon eksikliği veya yetersizliğine bağlı olduğu, ortaya çıkma tarihinin teknik olarak tespitinin mümkün olmadığı, bilirkişi rapordaki ayıpların ortaya çıkma anına yönelik tespitler, konutun fiilen 13.02.2008 tarihinde teslim alındığı, ayıp ihbarının 30.11.2010 tarihli noterden düzenlenen ihtarname ile davalılara bildirildiği ve davanın da 20.12.2010 tarihinde açıldığı değerlendirildiğinde bu gizli ayıba ilişkin ihbarın süresinde olduğu, söz konusu bu gizli ayıplar nedeniyle taşınmazın değerinde 5.090,00 TL azalma olacağı, yapılacak konut ve işyeri satışına ilişkin ilanlarıda, reklam ve tanıtım broşürlerinde, projesinin ... güvencesi ve sorumluluğu altında başlatıldığı, yürütüldüğü ve sonuçlandırılacağı hususunda tüketiciye güven verdiği, sözleşme de davalı Emlak Konutun satıcı-arsa maliki olduğunun görüldüğü, tüketiciye karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle, 2.000,00 TL’nin dava tarihinden, bakiye 3.090,00 TL'nin ıslah tarihi olan 17.05.2012 tarihinden itibaren işlemek üzere toplam 5.090,00TL’nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; dava açıldıktan sonra konusuz talepler yönünden, davalı lehine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, davacı, daireyi teslim aldığında projenin tamamlanmamış olduğunu, davalılar tarafından taahhüt edilen fakat hiç yapılmayan ve kendisine ait olmayan alanlar üzerinde yapılmış sosyal donatıları içeren projeyi almak hususunda davalılar tarafından kötüniyet ile kandırıldığını, projedeki ayıpların davalılar tarafından hile yolu ile gizlendiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer dava konusunda burada eksik iş olduğu, açık ayıp olmadığına dair karar verdiğini, davaya konu gizli ayıplar/eksik işlerin devlet kurumlarınca daha yeni tespit edildiğini, bu durumu tespit etmesinin mümkün olmadığını, Mahkeme kararının Yargıtay tarafından daha önce aynı konu ile ilgili olarak verilmiş emsal kararlar ile de çelişki arz ettiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı .... Şti. vekili; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davalı ... GYO A.Ş. vekili; davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı ve davacının gizli ayıba ilişkin tüm talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının satın aldığı taşınmazda, gizli-açık ayıpların bulunduğu ve eksik işler yapıldığından bahisle uğranılan zararın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un Ayıplı Mal başlıklı 4 üncü maddesi,
2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Temyizen incelenen kararın; bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacak olduğu anlaşılmakla davacı vekili ile davalı ... GYO A.Ş. temyiz vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
1. Davalı ....Şti. vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,
2. Davacı vekili ile davalı ... GYO A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla, temyiz olunan mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.den mahallinde alınmasına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı .... Şti.ne iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.