Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4634 E. 2024/3425 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Elektrik satış sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart ve kar kaybı alacağının tahsiline yönelik takiplere yapılan itirazların iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından hükmedilen cezai şartlar dışında kar kaybı alacağına dair zararın ispatlanamaması, davalının sözleşmeye aykırı davranışlarının tespit edilmiş olması ve davacının cezai şart talep etme hakkının bulunması gözetilerek, yerel mahkemenin davacının cezai şart alacağı yönünden itirazın iptaline, kar kaybı talebinin reddine ilişkin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2419 E., 2023/1697 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/276 E., 2022/240 K.

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre asıl davada hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar 193.922,03 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Taraf vekillerinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davada; taraflar arasında iki farklı abonelik için 08.05.2018 imza tarihli ve 01.06.2018 tedarik başlangıç tarihli, 24 aylık elektrik tedarik sözleşmesi imzalandığını, kullandığı elektrikten kaynaklanan faturalar gönderilmesine rağmen davalı tarafından vade tarihinde ödenmemesi nedeniyle İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2018/36516, 2018/32440 ve 2018/28073 sayılı dosyaları üzerinden takipler başlatıldığını, davalının haksız eylemleri üzerine sözleşmenin sona erme hallerinin düzenlendiği (7.2) maddesine göre sözleşmesi feshedilerek (7.1.) maddesi uyarınca ceza faturaları keşide edildiğini, bu nedenle “Abone son 12 dönem faturaların en yüksek faturasının iki katı kadar cezai şartı tedarikçiye ödemeyi kabul eder“ hükmü gereği son 12 dönem faturalarının en yükseği olan 15.10.2018 vade tarihli 85.882.,21 TL bedelli faturanın iki katı esas alınarak 09.11.2018 vade tarihli ve 171.764,42 TL bedelli ceza faturası tahakkuk ettirildiğini, söz konusu faturanın davalı tarafından ödenmemesi üzerine İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2018/40757 sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, bu takibe yukarıdaki faturayla birlikte sözleşmenin (4.2) maddesine göre ceza faturasının %12'si hesaplanarak 20.611,73 TL icra cezai şartın da takibe eklendiğini, davalının icra takibine hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı müvekkili birleşen davada; müvekkilinin icra takiplerden alacağını elde edemediğini, davalının sözleşmenin feshine sebep olduğunu, sözleşmenin (7.3.) maddesi gereğince sözleşme süresi sonuna kadar alım yapılmaması nedeniyle kâr kaybı tazminatına ilişkin fatura keşide edildiğini, ayrıca sözleşmenin (4.2) maddesine göre ceza faturasının %12'si hesaplanarak İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2018/44235 sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili asıl davada; davalı şirketin aylık fatura bedeli bazında daha uygun bir fiyata elektrik temini sağlayacağı düşüncesiyle 08.05.2018 tarihinde sözleşme imzaladığını, aylık fatura bedeli bazında daha önce kullanılan elektrik enerjisi bedelinden çok daha yüksek fatura bedelleri ödemekle karşı karşıya kalındığını, düzenlenen 2018 tarihli faturalar incelendiğinde davacı şirket tarafından davalıya ulusal tarife birim fiyatı üzerinden %6 oranında indirimli olacak şekilde elektrik sağlanacağı taahhüt edildiği halde, taahhüt edilen indirim oranının altında kalacak şekilde elektrik birim fiyatında çok cüzi bir indirim uygulandığını, ancak faturaları hemen hemen fatura bedelinin dörtte birine tekabül edecek miktarda yenilebilir enerji kullanım bedeli ismi altında bir alacak kalemi eklemek suretiyle toplam fatura bedelini ortalamanın çok üstünde bir hale getirdiğini, davalıya gönderilen fahiş bedellerin çekilmez hale gelmesi sebebiyle .... Noterliğinin 07.08.2018 tarihli ihtarnamesi ile durumu davacı şirkete bildirerek dava konusu sözleşmenin sonlandırılması, teminatın iadesi ve hukuka aykırı şekilde tahsil edilen yenilenebilir elektrik tüketim bedellerinin iadesinin talep edildiğini, buna rağmen sözleşme feshi yapılmadığını, devam eden aylarda davacı şirket tarafından fahiş kullanım bedelleri ile tahakkuk ettirilen faturaların davalı tarafından ödenemediğini, akabinde davacı şirket tarafından elektriğin kesildiğini, bu durumun sözleşmenin kendileri açıdan haksız fesih niteliği taşımadığını, sözleşmenin şartlarının ortadan kalkmasında davacı şirketin kusurlu olduğunu, dava konusu tüm fatura bedellerinin 2019/11000 sayılı ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesi ile tam olarak ödendiğini, dava konusu cezai şart bedellerinin hukuka aykırı tahakkuk ettirildiğini, farklı isimler altında ve tutarlarda cezai şart istemenin mükerrerlik oluşturduğunu, toplam 32.500,00 TL tutarındaki nakdi teminatın takas ve mahsubunun gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili birleşen davada; davacı şirketin dava konusu sözleşmeden kötü niyetli dönerek fahiş tazminat talep edemeyeceğini, davacı tarafa toplamda 32.500,00 TL nakdi teminat yatırıldığını, takas mahsup taleplerinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini ve davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; itibar edilen her iki bilirkişi raporu doğruştusunda davalının fatura bedellerini ödeme borcunu ihlal etmediği, davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, davacının sözleşmenin (7.1.) maddesinde düzenlenen cezai şartı ve (7.3.) maddesinde düzenlenen kar mahrumiyeti taleplerini ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davalar ile kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davalının kullanıma ilişkin faturaları ödemediğinden icra takipleri başlatıldığını, daha fazla zarar doğmaması için sözleşmenin (7.2.) maddesi uyarınca feshedildiğini, (7.1.) maddesi kapsamında cezai şart faturası ve (4.2.) maddesine göre icra cezai şartı eklenerek dava konusu icra takibinin başlatıldığını, birleşen davada da (7.3.) maddesi doğrultusunda kâr kaybı talep edildiğini, sözleşmede YEK bedelinin faturaya dahil belirlendiğini, davalı tarafından sözleşmenin hukuki sonuçlarının kabul edildiğini, hatalı bilirkişi olduğunun raporunun esas alındığını, davalıya indirim uygulandığını, indirim oranının aktif enerji bedeli üzerinden gerçekleştirildiğini, cezai şart bedellerinin sözleşmeye ve hukuka uygun düzenlendiğini, icra takiplerine ve sözleşmenin feshine sebebiyet veren davalı yönünden kâr kaybı fatura şartlarının oluştuğunu, davalının yükümlülüklerini ihlal ettiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Mahkemece takas-mahsup def'i ile ilgili değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi kök raporunda davacının 2018 Haziran ve Temmuz dönemine ilişkin fatura bedellerinin hesaplanmasında sözleşmenin eki niteliğndeki Sözleşme Uygulama ve Taaahhüt Protokolü'nün (3/A) maddesi uyarınca %6 oranında sabit indirim uygulamadığının tespit edildiği, buna göre haklı olarak süresinde ödemediği, dolayısıyla işbu fatura bedelini ödeme borcunu ihlal etmediği görüşünün bildirildiği, ancak bilirkişi kurulunca ,taraflarca imza edilmiş olan Sözleşme Uygulama ve Taahhüt protokolü'nün (4.) maddesinde yer alan "Toplam Satış Bedeli ve Faturalandırılması" başlığı altında toplam satış bedeli belirlenirken hangi değerlerin işleme alınacağını gösteren hesaplama yöntemi ve YEK bedeline ilişkin düzenlemenin dikkate alınmadığının anlaşıldığı, sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; sözleşmenin (4.2.) maddesinde düzenlenen hükmün ifaya ekli ceza koşulu, (7.1.) maddesinde düzenlenen hükmün ifayı engelleyen ceza koşulu, (7.2) maddesinde düzenlenen hükmün seçimlik ceza koşulu mahiyetinde olduğu, sözleşmede aktif enerji bedelinin üzerine ayrıca YEK bedelinin de ayrı bir kalem olarak belirleneceği ve tüketimi ile YEK birim fiyatının çarpılarak fatura hesaplamasına ekleneceğinin açık bir şekilde kararlaştırıldığı, asıl dava yönünden tacir olan tarafların serbest iradeleri ile meydana getirdikleri sözleşmede yer vermiş oldukları ceza koşullarına ilişkin düzenlemelere aynen uymak zorunda oldukları, bu bağlamda davacının hizmet bedeline ilişkin faturanın ödenmeyen kısmı ile sözleşmede kararlaştırılan ifaya ekli ceza koşulundan kaynaklanan alacağı ve cezai şart için takip başlattığı dikkate alınarak bu alacak kalemlerinin sözleşmeye göre istenebileceği, birleşen dava yönünden; munzam zarar alacaklısının öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağının geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüd faizi ile karşılanmayan zararını ve miktarını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmek, zararın ortaya çıkışını belirleyen inandırıcı hükme esas tutulabilecek nitelikte maddi olguları da açıklamakla yükümlü bulunduğu, davacı tarafından bu yönde bir zararının ispatlayamadığı gerekçesiyle; davalının başvurusunun esastan reddine, davacının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden asıl davanın kabulü ile davalının icra takibine itirazının iptaline, asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca kâr kaybı yönünden müvekkilinin ispat yükümlülüğü bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca takas -mahsup def'inin İstinaf Mahkemesince de değerlendirilmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında elektrik satış sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart ve kar kaybı alacağının tahsiline yönelik takiplere vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi,

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlenmesine, hükmedilen cezai şartlar haricinde davacının birleşen davaya konu kâr payı alacağına yönelik zararını ispatlayamamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz isteminin miktardan REDDİNE,

2. Temyiz olunan birleşen davaya yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, fazla alınan temyiz harcının da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.