Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4637 E. 2024/2796 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz satış bedelinin nemalarının davalıdan tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iddiasının inançlı işleme dayalı olduğu, inançlı işlemin ispatı için yazılı belge veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge bulunmadığı, banka dekontlarının tek başına ispata yeterli olmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2076 E., 2023/2013 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: Babaeski 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/112 E., 2022/214 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; Babaeski ilçesi ... Köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olan babaları dava dışı ... tarafından davacı ve davalının ekonomik ihtiyaçları nedeniyle Eylül 2018 tarihinde satıldığını, satış bedelinin davalının ikna etmesi sonucu davalı adına bankaya yatırıldığını, davalının tarafından davacılara faiz gönderileceğinin söylendiğini, bir süre faizinin gönderildiğini, daha sonra gönderilmediğini, paranın da paylaştırılmadığını, satış bedelinin babaları ... tarafından çocukları arasında eşit paylaştırılmasını dilediğini ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla 17.06.2019 tarihinden dava tarihine kadar vadeli yatırılan 640.000.00TL ana paradan davacı hisselerine düşen faiz miktarlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacıların iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin hesabında bulunan paranın satış bedeli ile bir ilgisinin bulunmadığını, davalının kendi birikimi olduğunu, taraflar arasında hakaret ve tehdit nedeni ile ceza dosyaları bulunduğunu, yaşanan olaylar neticesinde dava dışı ...'ın davalı ile Mersin'e gittiğini, davacılara gönderilen paraların davacı ...'in borçlarının kapatılması için babası ...'in yapmış olduğu yardımlar olduğunu, taraflar arasında taşınmazın satış bedelinin taksimine yönelik bir anlaşma bulunmadığını, taşınmazın satış sebebinin davacı ...'in nafaka ve tazminat borçlarını kapatmak olduğunu ileri sürerek davanını reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı ...'ın aktif malvarlığı değeri olan taşınmazın satıldığı; davacıların bu satış bedelinin neması hususunda davalıya karşı dava ikame ettikleri; paranın niteliği gereği karışabilen mal olduğu; iddia edildiği şekli ile bu satış bedelinin davalının banka hesabına yatırıldığı kabul edilse dahi bu alacak ilişkisinin muhatabının dava dışı ... olduğu; davacı tarafından borcun sebebi olarak taraflar arasında sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme, kanundan doğan borç veya vekaletsiz iş görme gibi hususun ortaya konulmadığı; satış bedelinin taksimi hususunda dava dışı ...'in niyetinin sebep gösterildiği, ...'in de henüz sağ olduğu ve uyuşmazlığın miras hukuku hükümlerinin dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; dava konusu taşınmazın babaları ... tarafından satıldığını, taşınmazın önceki malikinin ... olup, bu taşınmazı babası ...'a devrettiğini, ...'ın taşınmazın 3. Kişilere olan borçları nedeniyle muvazaalı satış yaparak kaçırmak amacıyla öz babası ...'a devrettiğini, taşınmazın Eylül 2018 tarihinde davacılar ve davalının ekonomik ihtiyaçları nedeniyle satıldığını, ...'ın satış bedelini satışın yapıldığı gün davalı ...'a verdiğini, davalının yatırılan paradan davacılara 19.10.2018, 20.11.2018, 24.12.2018, 28.01.2019, 04.03.2019, 14.05.2019, 17.06.2019 tarihlerinde toplam 30.543,00 TL tutarında para gönderdiğini, ortada bir anlaşma olmaksızın satış bedelinden elde edilen faizlerden davacılar hisselerine düşen para miktarının davacılara gönderilmesinin iddialarını ispatladığını, taşınmaz bedelinin taksimine ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığını, davacı ...'in borçları nedeni ile davalı tarafından ödeme yapıldığı yönündeki savunmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tarafların ana-baba bir kardeş olduğunu, bu nedenle bedelin kardeşler arasında bölüşüleceğini tanık ile ispat etmelerinin mümkün olmasına rağmen mahkemece bu konuda tanık dinlenmemesinin bozma nedeni olduğunu usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın inançlı işlemden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, satış bedelinin dava dışı inançlı işlem tarafı olan ...'dan istenebileceği, davalı ile davacılar arasında sözleşme ilişkisi olmadığı, kişinin kendi muvazaasına da dayanamayacağı nazara alındığında mahkemece taraflar arasında borç doğurucu ilişki olmadığı gerekçeleriyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmaz satış bedelinin nemalarının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü

" başlıklı 6 ncı maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "İspat yükü" başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası ve "delil başlangıcı" başlıklı 202 nci maddesi.

3. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Hukuk Genel Kurulunun 04.07.2010, 2010/14-394 E, 2010/395 K. sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.

2. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.

İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK'nın 202 nci maddesi uyarınca inanç sözleşmesi tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. (Hukuk Genel Kurulu, 04.07.2010, 2010/14-394 E, 2010/395 K.)

3. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında temyizen incelenen karar değerlendirildiğinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle davacının iddiasının inançlı işleme dayalı olduğu, bu iddianın 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge ile kanıtlanması gerektiği, banka dekontlarının tek başına ispata yeterli olmadığı, taraflar arasındaki inançlı işlem sözleşmesine ilişkin yazılı delil niteliğinde dosya kapsamında herhangi bir bilgi ya da belgenin bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.