"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali ve alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/339 Esas davasının kısmen kabulüne, birleşen Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/118E. davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- birleşen davacı SGK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- birleşen davacı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
1. Davacı-birleşen davalı vekili; müvekkili firmanın, Sandık mensupları tedavisi için kullanılan toplamda 692.100.568.943 TL tutarındaki malzeme verdiğini, bedeli karşılığını oluşturan fatura bedellerinin tahsil edilmesi için davalı Kurum'a verildiğini, hiçbir sebep olmaksızın davalı Kurum tarafından alacağın sürüncemede bırakılarak ödenmediğini, alacağın işlemiş faizi ile birlikte toplamda 865.250.978.814 TL üzerinden Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2003/8209 sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı Kurum tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, Kurum sigortalıları tarafından verilen vekalete istinaden tahsil edilen bir kısım alacak kalemlerinden ötürü müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, alımların davalı Kurum tarafından belirlenen fiyatlara göre yapıldığını belirterek, davalı Kurum tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı Kurum'un %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı-birleşen davalı vekili birleştirilen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/339 Esas sayılı dosyasında; davacının davalıdan 692.100,26 YTL tutarındaki alacağının takip tarihine kadar hesap edilen 173.150,40.-YTL tutarındaki işlemiş faizi ile birlikte tahsili talebiyle Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2003/8209 sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın iptali istemiyle açılan davanın Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/566 sayılı dosyasında derdest olduğunu, görülmekte olan dava nedeniyle düzenlenen 25.07.2007 tarihli bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle davalıdan 220.611,30 YTL faiz alacağının bulunduğunun bildirildiğini, bu nedenle, ilk davada talep edilmeyen 47.460,90 YTL tutarındaki faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı- birleşen davacı vekili Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/118 Esas sayılı dosyasında, davacı sandığın Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur arasında imzalanmış olan ve 07.11.2000 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ortak tevdi protokolüne istinaden malzeme fiyatlarının güncelleştirilmesi sonucunda tespit edilen fiyatlar baz alınarak geriye dönük ödeme yapılmasının kurumlarca kararlaştırıldığını, Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur arasında imzalanan "Ortak Tedavi Uygulama Protokol"ü hükümleri gereğince ve Emekli Sandığı ile imzalamış olduğu sözleşmenin "5-Uygulama Esasları/B-Ödeme Şartları" bölümünün (h) ve (i) bendlerinde belirtilen hükümlere aykırı hareket edildiğinin belirlenmesi nedeniyle davacının Sandığın zararına sebebiyet verdiğini, bakiye 2.311.394,15 USD karşılığı olan 3.168.921,38 YTL'nin dava açma tarihinden itibaren tespit edilecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-birleşen davacı vekili; Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur arasında bu kurumların kendi mevzuatları gereği sağlık hizmetini vermekle yükümlü olduğu kişilere yapılacak tedavi yardımı uygulamasında yeknesaklık sağlanması ve kurumlar arasında iş birliğinin geliştirilmesi sureti ile sağlık harcamalarının disipline edilmesine katkıda bulunmak amacı ile ortak tedavi uygulama protokolü düzenlendiğini, bu protokolün 1. maddesinde kurumların yapacakları aynı konudaki sözleşmelerde uygulanacak ortak fiyatın tespiti, hizmet alım sözleşmeleri uygulamalarının olanaklar ölçüsünde yaygınlaştırılması, ilaç, her türlü tıbbi sarf malzeme araç ve gereçleri ile ortez vs. temini hususlarında kurumlar arasında ortak davranılması, bu çalışmalara bağlı olarak fiyat tespit komisyonunun kurulduğunu, üniversite ve devlet hastanelerine yapılan ödemelerle ilgili borç çıkarma işleminin henüz gerçekleştirilmediğini, firmanın sandıkta bekleyen faturalarının borcuna karşılık olarak mahsup edildiğini, ancak, çalışmaların sonuçlanmadığını, davacı şirkete 46.922.520.587.-TL borç çıkartıldığını, davacı firmaya bunu 05.03.2003 tarihli ve 16/16/2002/1319 sayılı yazı ile bildirildiğini, ayrıca 29/03/2002 tarihinden önce hastanelerde sandığa fatura edilen koroner stent, kalp kapağı, balon katater ödemelerinin incelemeye alındığını, bu çalışma sonucunda da davacı firma ile ilgili olarak 215.474.12 USD tutarında borç çıkartıldığını, davacı firmanın gönderdiği faturalardaki fiyatların komisyon tarafından tespit edilen fiyatların üzerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
2- Davalı-birleşen davacı şirket vekili birleşen davada; davacının talep etmiş olduğu alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olduğunu ve davacı Kurum'un dilekçesinde belirttiği gibi öne sürdüğü zararın taraflarına bildirimi ile dava açılması arasında bir yıldan fazla zaman geçtiğini, öne sürülen alacak için zarar ve failine ıttıla tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde dava açılmadığından davanın zamanaşımına uğradığını, SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü arasında bağıtlanmış olan 17.11.2000 tarihli ortak tedavi protokolünün tarafı olmayan müvekkil şirketi bağlamayacağını, Emekli Sandığının şahıslara ve hastanelere yapmış olduğu ödemeler için taraf konumunda olmayan firmaya hangi hukuksal gerekçe ile geriye dönük borç çıkardığının merak konusu olduğunu, firmanın bir satışı herhangi bir hastaneye veya şahısa yaptığı zaman bu satışın faturasının hastaneye ya da ilgili şahısa kesildiğini, fatura ödemesinin de hastane veya şahıs tarafından firmaya yapıldığını, bu satış için Emekli Sandığının firmanın muhatabı olmadığını, bu nedenle, satış için firmadan herhangi bir hak iddia edemeyeceğini, bu nedenle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, hastanelerle Emekli Sandığı arasındaki sözleşmenin tarafı olmayan davalı şirket açısından müşterek ve müteselsil borç doğuran akdi bir ilişkinin mevcut olmadığının da çekişmesiz bir olgu olduğunu, davanın dolar bazında açılması olanağının da mevcut olmadığını, Kurum'a kesilen faturaların TL olarak kesildiğini, ödemelerin de zamanında yapılmadığını, geri ödemeyi gerektiren nedenlerin taraflar arasında mecut sözleşmede belirlendiğini, sözleşmeye aykırı bir durum olmamasına rağmen salt tarafı olmadıkları Ortak Tedavi Protokolü gereğince geriye yönelik olarak borç çıkarılmış olmasının hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/85 E. sayılı asıl davası ispat edildiğinden kabulüne, Ankara 20. İcra müdürlüğünün 2003/8209 E. sayılı icra takip dosyasına konu 692.100,00 TL asıl alacak ile icra takip tarihine kadar işlemiş 173.150,40 TL'lik avans faizine ilişkin haksız itirazın iptaline, icra takibinin toplam 865.250,40 TL üzerinden devamına, asıl dava yönünden üzerinden itiraz iptal edilen 692.100,00 TL'lik asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına, yasal şartlar oluştuğundan üzerinden itiraz iptal edilen 692.100,00 TL'lik asıl alacağın %40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2. Birleşen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/339 E. sayılı davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, 44.681,65 tl faiz alacağının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
3. Birleşen Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/118 E. sayılı ispat edilemeyen davacı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- birleşen davacı SGK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-birleşen davacı vekili, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kurum aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesinin yerinde olmadığını, Kurumca, davacı-karşı davalı firmaya neşter operasyonundan dolayı 2.487.264,96 USD borç çıkartıldığını, firmanın Kurumua gönderdiği faturaların toplamı olan 254.367.675.360 TL'nin (mahsup tarihlerindeki döviz kuruna bölünmesi sonucu döviz olarak toplam 175.870,81 USD) mahsup edildiğini, firmanın kalan borcunun döviz olarak (2.487.264,96-175.870,81) 2.311.394,15 USD olduğunu, Kurum tarafından toplam mahsup edilen tutarın 254.367.675.360 TL olmasına rağmen, bilirkişi raporunda belirtilen 692.100.568.943 TL'nin neden kaynaklandığının anlaşılamadığını, ayrıca Kurum tarafından açılan karşı dava hakkında bilirkişi raporlarında hiçbir tespit ve hesaplama yapılmadan eksik inceleme sonucu düzenlenen raporlara istinaden hüküm kurulmasının da ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını gerektirdiğini, yine; davalısı oldukları asıl ve ek davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle de davanın reddinin gerektiğini, karara mesnet 27.10.2021 tarihli bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığını, zira tek bir bilirkişiden rapor aldırılmış olup, onun da hesap bilirkişisi olduğunu ve Ankara Bölge Adliyesi Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2019/2368 E.-2021/77 Kararında belirtilen asıl alacak üzerinden hesap yaptığını, ancak Ankara Bölge Adliyesi Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2019/2368 E.-2021/77 kararında davacının talep ettiği asıl alacak üzerinden faiz hesabı yapılması gerektiği ve Mahkemece eksik inceleme yapıldığı tespit edilmişken yeni alınan bilirkişi raporunda hiçbir fatura bilgisi olmadan sadece icmal tutarı üzerinden faiz hesabının yapılmasının kabul edilemeyeceğini, Mahkemece, bilirkişi raporunun hükme esas alınmayarak asıl dâvanın birleştirilen (davalısı oldukları) ek davanın reddine taraflarınca açılan karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hangi kriterlere göre hazırlandığı anlaşılmayan rapora itibar edilmemesi, yeni ve kapsamlı bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına, toplanan delillere, yerel mahkeme gerekçesine, bilirkişi heyeti raporu kapsamına, Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda karar verilmiş olmasına, her ne kadar 5510 sayılı Kanunun 88/18. maddesi uyarınca; davalı kurum aleyhine icra inkar tazminatına karar verilemez ise de; davanın açılış tarihinin 12.11.2003 olup, 5510 sayılı Kanun'un 88 inci maddesinin 17.04.2008 tarihinde değiştirilmesi, söz konusu kanun hükmünün geçmişe yürümemesi, ayrıca, davalının T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü olup, Sosyal Güvenlik Kurumunun davalıyı temsil etmesi karşısında; davalı-birleşen davacı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilebileceğine göre, davalı-birleşen davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- birleşen davacı vekili, istinaf itirazlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, birleşen dava bu faturalar için işlemiş faiz talebi, diğer birleşen dava ise kurum zararı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre karar verilmiş olmasına göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.