"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2299 E., 2023/1136 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Isparta 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/1023 E., 2020/333 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen itirazın iptali ve sözleşmenin iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl ve birleşen davaların kabul ve kısmen kabulüne, birleşen 2015/143 E. sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre asıl ve birleşen 2015/153 E., 2014/894 E. ve 2014/1020 E. sayılı davalar yönünden kabul ve reddedilen miktarların, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; bu davalara ilişkin taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen 2015/143 E. sayılı davada davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Birleşen 2015/143 E. sayılı davada davacı vekili; müvekkili şirket yetkilisinin yabancı uyruklu olup, Türkiye'de madencilik işi ile ilgilenmek ve yatırım yapmak istemesi üzerine, dava dışı E.T. Tümbek isimli maden mühendisi ile müvekkiline ocak bulması konusunda anlaştıklarını, E.T'nin davalı şirketin gerçek sahibi olan H.B. ile müvekkilini tanıştırıp bu ocağı almasını sağladığını ancak bu alanla ilgili ruhsatın arka kısmında küçük harflerle yazılmış ama çok önemli bir ayrıntıyı içeren özel izne tabi "muhafaza ormanı" şerhinin müvekkili şirket yetkilisine anlatılmadığı gibi yok sayıldığını, bu şerhin bulunduğu alanlarda geçici arama izni almanın bile neredeyse olanaksız olduğunu, davalı şirket ile sözleşmenin imzalanmasından sonra E.T.'nin aslında davalı şirketin dava konusu ocakta teknik sorumlusu olduğunu öğrendiklerini, bunun da sözleşmeye giden yolda müvekkili şirket yetkilisinin iradesinin sakatlandığının çok önemli ve etken bir göstergesi olduğunu, sözleşmenin imzalanmasına kadarki irade sakatlığına yol açan bu etkenlerin dışında, sözleşmenin imzalanmasından sonraki pek çok eylem ve işlerin de ortadaki hileye dayalı sözleşmenin sakatlandığını gösterdiğini ileri sürerek; öncelikle 14.09.2012 tarihli rödovans sözleşmesinin hile ile imzalanması nedeniyle müvekkili şirket hakkında hiçbir hüküm doğurmadığının tespitini, aksi halde sözleşmenin kuruluşundan sonra da kesintisiz süren hileli hareketler ve davalı şirketin üzerine düşen hiçbir hükümlülüğü yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin 13.02.2013 tarihi itibariyle hukuken ve fiilen uygulanamaz hale geldiği ve bu nedenle sözleşmeye dayanılarak müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunulamayacağı ile müvekkili şirkete herhangi bir yükümlülük yüklenemeyeceğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı tarafın dünya piyasasında mermer konusunda söz sahibi olan Çin Halk Cumhuriyeti menşeli bir firması olduğunu ve rödovans sözleşmesinin hükümlerini ihlal ederek çalışma izni almadan işe başladığını, daha sonra da sahayı haber vermeksizin apar topar terk ettiği sahaya zarar verdiğini, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak davacı tarafın müvekkilini aldatarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini savunarak, davaların reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının limited şirket niteliğinde olup Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde tacir olarak kabul edildiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 18 inci maddesi uyarınca basiretli bir iş adamı gibi hareket etmekle yükümlü olduğu, aldatıldığını ileri süren şirketin; bu şekilde kapsamlı bir rödovans sözleşmesi imzalamadan ve yeri teslim almadan önce gerekli araştırma ve incelemeleri yapması, maden ocağını konunun eksperlerine incelettirmesi, gerekli hukuki izin ve ruhsatlar yönünden araştırma yapmış olması gerektiği, oysa ki davacı şirketin bu şekilde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi sözleşmeyi feshetmeden sahayı terk ettiği gerekçesiyle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Birleşen 2015/143 E. sayılı davada davacı vekili; bir kısım tanıklarının dinlenilmeden karar verildiğini, verilen kararın bir fikri çalışma yapılmadan oluşturulduğunu, baştan beri ana kanıt olarak dayandıkları Sütçüler Asliye Ceza Mahkemesindeki somut kanıtlar ve tanık anlatımlarının yok sayıldığını, müvekkilinin baştan beri davalı şirketin gerçek ve tek sahibi Hasan Balaman ile orman mühendisi E.T. tarafından kandırıldığını, gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan verilen hükmün hatalı olup usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; birleşen 2015/143 E. sayılı davada davacının rödövansçı şirket, davalının ruhsat sahibi şirket olduğu ve taraflar arasındaki 14.09.2012 tarihli rödövans sözleşmesinin hile ile yapılmış olduğunun ve sonrasında da koşullarının davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeni ile fiilen uygulanmaz hale gelmiş olmasından dolayı geçersiz hale geldiğinin tespiti istemine ilişkin olduğu, rödövansçı şirketin Limited Şirket olup Türk Ticaret Kanunu uyarınca tacir olduğu, ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi gerektiği, aldatıldığını iddia eden şirketin rödövans sözleşmesi imzalamadan ve yeri teslim almadan önce gerekli araştırma ve incelemeleri yapması, maden ocağını konunun eksperlerine incelettirmesi, gerekli hukuki izin ve ruhsatlar yönünden araştırma yapmış olması gerektiği, oysa ki davalı şirketin basiretli bir tacir olarak yerine getirmesi gereken yükümlülükleri yerine getirmediği gibi sözleşmeyi feshetmeden sahayı terk ettiği gerekçesiyle, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleşen 2015/143 E. sayılı davada davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Birleşen 2015/143 E. sayılı davada uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan 14.09.2012 tarihli rödövans sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357 ve devamı maddeleri
2. 6102 sayılı Kanun'un 16 ve 18 inci maddeleri
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen birleşen 2015/143 E. sayılı kararda belirtilen gerekçeye, tacir olması nedeniyle basiretli davranmakla yükümlü olan davacının rödövans sözleşmesi imzalanmadan ve yeri teslim almadan önce gerekli araştırma ve incelemeleri yapması, maden ocağını konunun eksperlerine incelettirmesi, gerekli hukuki izin ve ruhsatlar yönünden araştırma yapmış olması gerektiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin asıl ve birleşen 2015/153 E., 2014/894 E. ve 2014/1020 E. sayılı davalara yönelik temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,
2. Temyiz olunan birleşen 2015/143 E. sayılı davaya yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Birleşen 2015/143 E. sayılı dosyaya ilişkin olarak fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.