"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/771 E., 2023/1346 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/428 E., 2020/403 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, ödemelerin istirdatı ve menfi tespit davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ...Ş. vekili ve davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı ile davalı ... GYO A.Ş. arasında 05.05.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davaya konu İstanbul İli, ... İlçesi, .... ada ve 49 parselde bulunan C1 Blok, 281 numaralı bağımsız bölümün 241.368,00 TL bedel karşılığında davacıya satışının kararlaştırıldığını, teslim tarihinin imza tarihinden itibaren 24 ay olup, 05.05.2019 tarihinde bu sürenin dolduğunu, kaba inşaatın bitirilmediğini ve inşaatın durdurulduğunu, davacının 1.000.00 TL kapora ödediğini, 59.900.00 TL bedelli senetlerin tamamının vadesinde ödendiğini, davalı bankadan 180.468,00 TL bedelli bağlı kredi kullandığını ileri sürerek, gayrimenkul satış vaadi ve kredi sözleşmelerinin iptali ile ödenmiş olan bedellerin iadesi ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile toplam 125.911,56 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... GYO A.Ş. vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının ödemelerini eksiksiz yerine getirmediğini, teslimde gecikmenin mücbir sebeplerden kaynaklanması nedeniyle teslim süresine eklenmesi gerektiğini, bu nedenle davacının fesih iradesinde bulunamayacağını, sözleşmenin halen ayakta olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Halkbank vekili; kredinin bağlı kredi olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını bugüne kadar kullanmadığını, davacının diğer davalıya ve müvekkili Bankaya başvurmadan davayı ikame etmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, taşınmazın teslim tarihinin gecikmediğini, davacının sözleşmeden teslim süresi dolmadan dönmesi neticesinde alabileceği tutarın yapılan ödemelerin tamamı olamayacağını, cezai şart ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalılardan ... GYO arasında imzalanan sözleşmenin geçerli sözleşme olduğu ve resmi şekilde yapıldığı, davacı ile davalı ... arasındaki ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi ile, 180.468,00 TL'lik kısmı için kredi tahsis edildiği, bireysel krediler ödeme tablosunda kredi türünün ... GYO Innvia4-Konut olarak belirlendiği ve buna göre bağlı kredi bulunduğu, 6502 sayılı yasanın 35, 45/1 ve 3 maddeleri gereği ön ödemeli konut satım sözleşmesinde belirtilen sürede ifasının yapılmaması nedeni ile davacının sözleşmeden dönerek her iki davalıya ödediği toplam 31.128,08 TL'yi denkleştirici adalet ilkesi gereği 125.911,56 TL'yi her iki davalıdan birlikte ve müteselsilen talep edebileceği, geriye kalan borç için borçlu olmadığı ve verilmiş olan senetin iptali gerektiği, davalı Bankanın davacıya kullandırmış olduğu asıl kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere dava konusu davacının talebinden diğer davalı ile birlikte ve müştereken sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacı ile davalı ... GYO A.Ş. arasındaki 05.05.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...Ş. arasındaki kredi sözleşmelerinin ayrı ayrı feshedildiğinin tespiti ile; davacının ödemiş olduğu 125.911,56 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (davalı ...nin sorumluluğunun, davacıya kullandırmış olduğu kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere) her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının kredi sözleşmesinden dolayı her iki davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; menfi tespite konu olan 237.585,81 TL'nin vekalet ücreti ile karar harcının davalı Bankadan tahsiline şeklinde kararın düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Banka vekili; arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, husumet itirazları konusunda karar verilmediğini, sözleşme ile kararlaştırılan teslim süresinin henüz dolmadığını, teslim süresi dolmamış olan sözleşmeden kendi iradesi ile dönen tüketicinin ödemenin tamamını iade alamayacağını, satıcının kusuru olmaksızın sözleşmeden dönme hakkını kullanan davacı alıcının cezai şart ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, kullandırılan kredinin denkleştirici adalet ilkesi ile güncellenmesi ve bu tutara tekrar avans faizi işletilmesinnin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmedeki teslim tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında 6502 sayılı TKHK 35/2 maddesindeki yasal koşulların oluştuğu, davalı Bankanın kendisine husumet yöneltilemeyeceğine ilişkin itirazının yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince hükmolunan toplam dava değeri üzerinden bağlı kredilere ilişkin yasal düzenleme de dikkate alınmak suretiyle vekalet ücreti ve harç hesaplanması gerekirken yanılgılı bir değerlendirme ile eksik hesap yapılmasının isabetsiz olduğu, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı Banka vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin ücreti vekalet ve harca ilişkin istinafının kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davacı ile davalı ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. Arasındaki gayrimenkul satım vaadi sözleşmesi ile diğer davalı ...Ş. Arasındaki kredi sözleşmelerinin ayrı ayrı iptaline, davacının ödemiş olduğu bedelin talebi gereği denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan değeri olan 125.911,56 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı ...nin sorumluluğunun kullandırmış olduğu kredi miktarıyla sınırlı olduğunun kabulü ile) davacının davalı ...Ş. ile arasındaki kredi sözleşmesinden dolayı bu davalıya bakiye kredi borcu olan 135.351,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Banka vekili, istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ve davalı banka ile yapılan kredi sözleşmesinin feshi, sözleşmeler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, yapılan ödemelerin iadesi, istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un "Bağlı krediler" başlıklı 35 inci maddesi, "Ön ödemeli konut satış sözleşmeleri" başlıklı 40 ncı ve devamı maddeleri,
2. Dairenin 05.06.2024 tarihli, 2023/3659 E., 2024/1836 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
1. Kaynağını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 29 uncu (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 22) maddesinden alan bir "ön sözleşme" niteliğindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri TBK'nın 237 nci (BK'nın 213) maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca noter önünde resmen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan bir sözleşme türüdür. Geçerli bir satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmaması hâlinde ise vaat alacaklısının 6098 sayılı TBK'nın 112 nci (BK'nın 96) maddesine dayanarak borcun ifa edilmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazminini isteyebileceği kuşkusuzdur.
2. Davalı yüklenici arasında 05.05.2017 tarihinde noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılarak davaya konu taşınmaz davacıya satılmış ve davacı dava dilekçesinde ödediği bedelin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerine hükmedilmesini talep etmiş olup, bu durumda davacı taşınmaz için davalılara ödediği bedelin güncellenmiş değerini "denkleştirici adalet" ilkesi ve taleple bağlılık kuralı gereğince sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri isteyebilir.
3. Bununla birlikte davacı konutu satın almak için diğer davalı Bankadan bağlı kredi kullandığını, bu nedenle davalı Bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 30 uncu maddesine göre bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.
4. Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve bağlı krediyi veren Banka tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumlu olurlar.
5. Somut uyuşmazlıkta; davalı inşaat şirketinden taşınmaz satın alan davacıya davalı Banka tarafından kullandırılan kredi niteliği itibariyle bağlı kredidir. Bu durumda davalı Bankanın hesap edilen bedelden diğer davalı yüklenici şirket ile birlikte bağlı kredi limitiyle sorumlu tutulmasının yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, davalı Bankanın temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.