"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kabulü, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; davalı Kurum ile müvekkili arasında fon adına açılmış, açılacak icra takipleri ile her türlü davaların takibi için 08.03.2004 tarihinde avukatlık ücret sözleşmesi imzaladığını, yapılacak işlerin üç kısımda teslim edildiğini, müvekkilinin görevini sürdürürken takip ettiği ve sulhen çözüm aşamasına getirdiği İbrahim ... adlı borçluya ait dosyanın davalı tarafından tesliminin istendiğini, müvekkilinin ihtirazi kayıtla dosyayı teslim ettiğini ve bilahare başka dosyalar nedeniyle iki makbuz düzenleyerek ücretini talep ettiğini, davalının dosyayı ihtirazi kayıtla teslim etmeyi gerekçe göstererek ücret ödemelerini durdurduğunu, müvekkilinin 22.11.2004 tarihli ihtarname ile avukatlık sözleşmesini feshettiğini davalıya bildirdiğini, sonrasında da dosyaları talep üzerine teslim ettiğini, haklı fesih nedeniyle müvekkilinin takip ettiği tüm işler için ücretini talep ettiği halde ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.200,00 TL alacağının 23.11.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
2. Birleşen 2014/481 E. sayılı dosyada davacı vekili; asıl davada verilen kararın temyizi üzerine Yargıtayca, sözleşmenin haksız feshedildiğine ve bu nedenle ancak fesih tarihi itibari ile tahsil edilen veya sonuçlanan işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceğine karar verildiğini, vekalet sözleşmesinin fesih tarihi olan 22.11.2004 tarihinden önce kısmen ya da tamamen tahsilatla tasfiye olan 3 adet dosyadan kaynaklanan vekalet ücreti alacağının tahsili talebiyle ek dava açtığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilinin 37.478,01 TL vekalet ücreti alacağının ve fesih ihtarnamesi ile verilen sürenin sona erdiği 09.12.2004 tarihinden bu yana işlemiş 38.554,23 TL yasal faizi ile olmak üzere toplam 76.041,24 TL’nin asıl alacağa dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı vekili; davacının dava konusu vekalet ücreti sözleşmesini feshetmesinin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını, sözleşmenin 9 uncu maddesi uyarınca vekalet ücreti talep edemeyeceğini, ayrıca aynı sözleşmenin 8 inci maddesi uyarınca, davacı ile arasında imzalanan sözleşme devam ederken başka bir avukata dosyayı verme yetkisinin bulunduğunu, davacının sözleşme uyarınca kendisinin işi takip etmekten vazgeçtiğini, dolayısı ile vekalet ücreti istemi hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen davada davalı vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin davacı tarafından haksız feshedildiğinin Yargıtay kararı ile sabit olduğunu, sözleşmeyi haksız fesheden davacının herhangi bir talepte bulunamayacağını, davacının aynı alacakla ilgili mükerrer dava ve takipler açtığını, davayı kısmen dahi kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacıya sarf ettiği emek ve mesaiye karşılık hak ve nesafete göre ücret verilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.05.2011 tarihli ve 2009/536 E., 2011/3234 K. sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne, dava konusu 37.487,10 TL alacağın 09.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 05.03.2012 tarihli ve 2011/20145 E., 2012/5364 K. sayılı ilamıyla; "Mahkeme gerekçeli kararında, davacının vekalet ücreti alacağının 37.487,10 TL olduğunu, ancak davacının ıslah dilekçesi bulunmadığı halde, zuhulen ıslah edildiği düşüncesiyle 37.487,10 TL üzerinden kısa kararın yazıldığını belirterek, kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olmaması gerektiği gerekçesiyle 37.487,10 TL'nin tahsiline hükmetmiştir. HUMK’nun 388. maddesi gereğince, hükümle taraflara tanınan borç ve hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Şu halde gerekçe ile hüküm fıkrasının farklı olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 14.03.2013 tarihli ve 2012/406 E., 2013/924 K. sayılı kararı ile; davanın kabulüne, dava konusu 5.200,00 TL'nin 09.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.11.2013 tarihli ve 2013/20326 E., 2013/28960 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek sözleşmeyi haksız fesheden avukatın hukuki durumunun haklı sebeple azledilen avukat gibi olduğu, bu itibarla somut olayda Mahkemece, fesih tarihi itibarıyla tahsil edilen veya sonuçlanıp kesinleşen işler nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan vekalet ücretini talep edebileceği, Mahkemece davacının fesih tarihinde tahsil edilerek ya da sonuçlanarak kesinleşen işlere ilişkin sözleşmeye göre talep edebileceği vekalet ücreti alacağı konusunda gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre ve taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 15.12.2016 tarihli ve 2014/280 E., 2016/5414 K. sayılı kararı ile; asıl dava dosyası kapsamındaki davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 5.200,00 TL vekalet alacağının 09.12.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; birleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/481 E. sayılı dava dosyası kapsamındaki davanın kısmen kabulü ile asıl davada hüküm altına alınan 5.200,00 TL vekalet alacağının mahsubuyla 32.287,01 TL vekalet alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl davada 5.200,00 TL asıl alacağa faiz işleterek hüküm altına alınmakla bu miktarın mahsubuyla kalan alacak miktarı olan 32.287,01 TL vekalet alacağı yönünden 09.12.2004 tarihi ile birleşen dava tarihi itibarıyla hesaplanan 30.416,64 TL işlemiş faiz alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2019/2985 E., 2020/5155 K. sayılı ilamıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede; kısmi dava niteliğindeki davada davacının talep edebileceği miktarının tam ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, bundan sonra taleple bağlı kalınarak alacağın dava konusu yapılan bölümü ile ilgili hüküm kurulması gerektiği, Mahkemece bilirkişi ek raporlarından hangisinin ve neden kabul edildiğinin gerekçeleri gösterilerek kararda belirtilmesi ve böylece alacak miktarının tamamı belirlendikten sonra, taleple bağlı kalınarak bir karar verilmesi gerekirken, bu yapılmayarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu ve yine birleşen dava yönünden yapılan incelemede; davacının, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/481 E. sayılı dosyası üzerinden birleştirme talepli olarak ek dava açtığı, davalının davaya cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, Mahkemece ek dava yönünden zamanaşımı itirazı hakkında bir karar verilmediği, davalının zamanaşımı itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı itirazı hiç tartışılmaksızın yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan mahkemenin 25.05.2021 tarihli ve 2020/254 E., 2021/1294 K. sayılı kararı ile; asıl davanın kabulüne, 5.200,00 TL vekalet alacağının 09.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/481 E. sayılı davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, asıl davada hüküm altına alınan 5.200,00 TL vekalet alacağının mahsubu ile 32.287,01 TL vekalet alacağının birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada dava tarihine kadar işlemiş 30.416,64 TL işlemiş faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 26.01.2022 tarihli ve 2021/8435 E., 2022/433 K. sayılı ilamıyla; tarafların asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazları ile davalının birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazları reddedilerek birleşen davadaki alacak kalemleri yönünden, zamanaşımı süreleri ve zamanaşımını kesen nedenler ayrı ayrı değerlendirilip zamanaşımı süresinin geçip geçmediği hususunda karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde zamanaşımı değerlendirmesi yapılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
E. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının aynı alacak kalemlerine ilişkin ilk defa açtığı davanın zamanaşımını ek dava için de kestiği, asıl davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımı geçmemiş olduğundan aynı alacak kalemlerine ilişkin miktar arttırımı mahiyetindeki ek dava yönünden de zamanaşımının geçmediğinin kabulü gerektiği, mağduriyetlerin giderilmesi açısından ve kanun koyucunun bu mağduriyetlere dönük yapmış olduğu düzenlemeler de nazara alınarak Yargıtayın da içtihat değişikliğine gitmesi isabetli olacağı gerekçesiyle ilk kararda direnilmesine, asıl davanın kabulüne, 5.200,00 TL vekalet ücreti alacağının 09.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen 2014/481 E. sayılı davanın kısmen kabul kısmen reddine, asıl davada hüküm altına alınan 5.200,00 TL vekalet ücretinin mahsubu ile 32.287,01 TL vekalet ücreti alacağının birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada dava tarihine kadar işlemiş 30.416,64 TL faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 14.03.2023 tarihli ve 2023/602 E., 2023/596 K. sayılı ilamıyla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince yeniden yapılan incelemede somut olayda, taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin 22.11.2004 tarihinde sona erdiği, zamanaşımı süresinin bu tarih itibariyle işlemeye başlayacağı, davaya konusu yapılan alacak kalemleri için 30.09.2009 tarihinde icra takibi başlatıldığı, yetki itirazı üzerine yetkili icra dairesinden 14.10.2010 tarihinde yeniden ödeme emri gönderildiği, birleşen davanın ise 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde 01.12.2014 tarihinde açıldığı, Dairece verilen 26.01.2022 tarihli bozma ilamındaki değerlendirmenin hataya dayalı olduğu, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; davacının aynı alacakla ilgili olarak ikinci bir dava ile vekalet ücreti talep ettiğini, derdestlik itirazının bulunduğunu, birleşen davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının sonuçlandırdığı işlerin araştırılmadığını, davacının tahsil ettiği veya hukuki yardımla sonuçlandırdığı hiçbir ... bulunmadığını, protokoller kapsamında yapılan tahsilatlara binaen davacının hak ettiği vekalet ücretlerinin düzenli olarak ödendiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının hukuki hizmeti varsa bile sarf ettiği emek ve mesaiye karşılık hak ve nesafete göre ücret verilebileceğini, sözleşmeyi haksız fesheden davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını, kararın düzeltilmesini ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini, ayrıca müvekkil Kurumun görev ve yetkilerinin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nda düzenlendiği, söz konusu Kanun'un 140 ıncı maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca “Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” hükmünü içerdiğini, dolayısıyla karar düzeltme talebimizin reddi halinde karar düzeltme cezasına hükmedilmemesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet ilişkine dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" kenar başlıklı 164 üncü maddesi.
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "İşi sonuna kadar takip etme zorunluluğu ve başkasını tevkil" kenar başlıklı 171 inci maddesi.
3. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "... sahibinin işi başka bir avukata vermesi" kenar başlıklı 172 nci maddesi.
4. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatın işi takipten vazgeçmesi, azli ve ücretin gününde ödenmemesi" kenar başlıklı 174 üncü maddesi.
5. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147 nci maddesi (mülga 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi).
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle dava dosyasının incelenmesinde; taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin 22.11.2004 tarihinde sona erdiği, zamanaşımı süresinin bu tarih itibariyle işlemeye başlayacağı, davaya konusu yapılan alacak kalemleri için 30.09.2009 tarihinde icra takibi başlatıldığı, yetki itirazı üzerine yetkili icra dairesinden 14.10.2010 tarihinde yeniden ödeme emri gönderildiği, birleşen davanın ise 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde 01.12.2014 tarihinde açıldığı, bozma ilamı doğrutusunda 22.11.2004 tarihi itibariyle kesinleşen dava ve tahsilat yapılan takipler yönünden vekalet ücreti hesaplaması yapıldığı, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davalı/birleşen davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde bildirdiği sebeplerin reddi gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı/birleşen davada davalı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının düzeltme isteyene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.