"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/504 E., 2023/183 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen kira bedelinin tenzili ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. 1086 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca, temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalardır. Dosya içeriğine göre birleşen davada hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar 10.000,00 TL olup, Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; birleşen davaya ilişkin olarak davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik, davalı vekilinin asıl davaya yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davada; müvekkilinin davalı ... ile imzaladığı kira sözleşmesi ile 22-27 oturma, 16-30 ayakta yolcu taşıma kapasiteli 32 adet araçla 6 adet toplu taşıma güzergahını on yıl süreyle kiraladığını, ancak sözleşmenin ifası sırasında ortaya çıkan olağanüstü sebeplerle sözleşmenin imzalanması sırasında mevcut olan ve beklenen şartlarda müvekkili aleyhinde önemli değişmeler olduğunu, değişen hal ve şartların önceden öngörülmesinin mümkün olmadığını, günlük taşınan yolcu sayısında azalmalar olduğunu, İl Trafik Komisyonu kararları ile taşıma güzergahlarında değişiklikler yapıldığını, çalıştığı hatlarda ücretsiz taşımakla yükümlü olduğu kişi sayısının sözleşme tarihinden sonra beklenmeyen oranlarda arttığını, bilet fiyatlarında her yeni yılın başında yapılması gereken artışların zamanında yapılmadığını ve artan enflasyon oranları nedeniyle sözleşmenin ifası sırasındaki edimler arasındaki dengelerin aleyhine değiştiğini ileri sürerek; davalı Belediyeye ödemekle yükümlü olduğu kira bedelinin uyarlanarak, aylık 156.078,00 TL olan kira bedelinin 01.01.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 60.000,00 TL olarak belirlenmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen davada; ihale konusu hatlarda günlük taşınacak yolcu sayısına ilişkin vaatlerin yerine getirilmediğini, İl Trafik Komisyonunun kararıyla müşteri sayısının azaldığını, yapılan güzergah ihlallerinin önlenemediğini, ücretsiz taşınan yolcu sayısının sözleşmeden sonra arttığını, davalı Belediyenin belde iken ilçe olması nedeniyle Zonguldak’a gidip gelen sayısının azaldığını, sözleşmenin ifası sırasında ortaya çıkan tüm bu olağanüstü ve objektif nitelikteki sebeplerden dolayı davacı aleyhine daha önceden öngörülmeyen zararların meydana gelmiş olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL tazminatın doğum tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının ihale öncesinde eksik incelemeye dayalı tespitleri nedeniyle zarar ettiğini ileri süremeyeceğini, davacının ihaleye girip kazanarak kendi özgür iradesi ile sözleşmeyi imzaladığını, ayrıca dava konusu ihale onay belgesinde yolcu sayısının 11.837 olarak baz alındığını, ihale öncesinde davalı tarafından ortalama yolcu sayısına ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığını, davacının yolcu kaybı varsa bunun rekabetten kaynaklandığını, tacir olan davacının halen yüksek fiyattan taşımacılık yapmaya devam ederek izlediği çalışma politikasından sorumlu olduğunu, ihale ile ücretsiz taşımadan yararlanacak kişilerin belirlendiğini, buna göre de yeni bir yasal düzenleme ile ücretsiz taşınacak yolcu sayısının yeniden düzenlenmesine engel bir durumun bulunmadığını, kaçak çalışan dolmuşlarla ilgili gerekli tüm tedbirlerin alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2013/732 E., 2016/19 K. sayılı kararıyla; uyarlama şartlarının oluşmadığı ve davalının sözleşmenin ifasında kusurlu davranışlarının bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 06.06.2017 tarihli ve 2017/317 E., 2017/9120 K. sayılı ilamıyla; kiralanan kullanıma elverişli şekilde bulundurulmadığından, davacının tüm taleplerine ilişkin olarak konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 305 inci maddesine göre değerlendirme yapılıp kira bedelinden ayıpla orantılı bir şekilde indirime gidilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 29.06.2021 tarihli ve 2017/535 E., 2021/627 K. sayılı kararla; bozmaya uyularak yapılan değerlendirme sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, asıl davanın kısmen kabulü ile 156.078,00 TL olan kira bedelinden %29 oranında indirim yapılarak 01.01.2013 tarihi itibari ile kira bedelinin 110.815,38 TL olarak belirlenmesine, birleşen davada ise kanıtlanamayan zararın tazmini talebinin reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
2. Dairemizin 22.02.2022 tarihli ve 2021/8284 E., 2022/1396 K. sayılı ilamıyla; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, birleşen davaya yönelik hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, bilirkişi raporunda belirtilen ve dosyaya kazandırılması gereken eksiklikler tamamlanarak bir değerlendirme yapılması, ilgili evrakların temin edilememesi halinde ise dosya kapsamına göre 6098 sayılı Kanun'un 50 nci maddesi gereği olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemler göz önünde tutarak, zararın miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olarak belirlemek suretiyle uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma nedenine göre davacının asıl ve birleşen davalarla hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dosya yönünden, 6098 sayılı Kanun'un 305 inci maddesine göre kiralananda kiraya verenin kusuru nedeni ile 01.01.2013 tarihinden itibaren kira bedelinden ayıpla orantılı olarak %29 oranında indirim yapılmasına karar verildiği, Yargıtay bozma ilamı ile bu kararda delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, birleşen dosya yönünden ise hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında gerekli yerlere yazılan müzekke cevaplarından dosyayı aydınlatacak verilere ulaşılamadığı, dosya kapsamına göre 6098 sayılı Kanun'un 50 nci maddesi gereği olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemler göz önünde tutularak, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olarak, birleşen davada talep edilen 10.000,00 TL maddi tazminatın kiraya verenin kusurlu davranışı ile kiracının uğradığı zararın tazmini için hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, asıl davada 156.078,00 TL olan kira bedelinden %29 oranında indirim yapılarak 01.01.2013 tarihi itibari ile kira bedelinin 110.815,38 TL olarak belirlenmesine, birleşen davanın kabulüne, 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; birleşen davaya yönelik eksik tahkikat sonucu karar verildiğini, müvekkilinin mahrum kaldığı karın hesaplanması gerektiğini, asıl davada müvekkil şirket aleyhinde hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kiralananın ayıplı olarak nitelendirilmediğini, davacının iddiasını ispatlayamadığını, uyarlama şartlarının oluşmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada kiralananın ayıp nedeniyle asıl davada ücretin indirilmesi, birleşen davada ise tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun'un 31, 50, 112, 301, 305, 307 ve 308 inci maddeleri,
2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın, bozma ilamında belirtilen şekilde ve hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında işlem yapılmak suretiyle verildiği, zarar miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu, bozmaya uymakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkân bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz isteminin miktardan REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğinc karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.