"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında Mahkemede görülen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:I. DAVA
Davacı vekili, davalının sigortalılarına ilaç teminine ilişkin olarak yapılan 27.07.2007 tarihli sözleşmenin sahte küpür tanzim edildiği gerekçesiyle feshedildiğini ileri sürerek, haksız feshin iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, kurum işleminin sözleşme ve yasal mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin (... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin) 10.04.2008 tarihli ve 2008/35 E., 2008/99 K. sayılı kararı ile; "Taraflar arasında düzenlenen 27.7.2007 tarihli sözleşmenin cezai şart ve sözleşmenin feshi başlığını taşıyan bölümünün 6.3.22 maddesinde eczacı veya eczane çalışanları tarafından sahte olarak tanzim edilmiş reçete veya küpür veya raporun eczanede bulunduğunun tespiti halinde 10.000 YTL cezai şart uygulanacağı ve sözleşmenin fesh edileceği, fesih tarihinden itibaren 3 yıl süreyle sözleşme yapılmayacağı kararlaştırılmıştır. Eczanede kalfa olarak çalışan ... ... ... Sulh Ceza mahkemesinde alınan beyanında, Sultan Alçı isimli hastaya ait sağlık karnesinden bir sayfa kopardığını ve bu sayfaya başkaca ilaçlar yazıp kuruma fatura ettiğini kabul etmiştir. Eczanede yapılan aramada belgelere el konulmuştur. Borçlar Kanunun 100. maddesi gereğince eczacı kalfası eczacının denetimi altında bulunan yardımcı kişidir. Yardımcı kişinin eylemlerinden de davacı eczane sahibi sorumludur." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.01.2009 tarihli ve 2008/9091 E., 2009/421 K. sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş ise de, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine yapılan inceleme sonucu Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29.06.2009 tarihli ve 2009/5133 E., 2009/8951 K. sayılı kararıyla; "Davalının, fesih nedeni olarak bildirdiği kuruma fatura edilen reçeteler içinde yer alan 1 adet ilaç küpürünün sahte olduğu hususunda soruşturma raporunun bulunduğu ve davacı eczacı hakkında sahte küpür düzenlemekten dolayı ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/264 E. sayılı dosyası ile dava açılıp yargılamanın devam ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hukuk hakimi B.K. 53 üncü maddesi uyarınca ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değildir. Ancak mahkumiyet ve tesbit edilen maddi olgularla bağlıdır. Ayrıca davacı, davalı kurumun aralarındaki 2007 yılı sözleşmesini eczane çalışanının sahte küpür tanzim edip, kuruma fatura edilmesi nedeniyle 3 yıl süreyle feshettiğini, feshin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürekek, sözleşmenin feshine ilişkin 6.3.24. maddesinin iptali için Danıştay 10. Dairesi'nin 2007/7397 E. sayılı dosyasında görülen dava açtıklarını belirterek dava sonucunun beklenilmesini istemiştir. Gerçekten de Tüm Eczacı İşverenler Sendikası tarafından söz konusu 2007 protokolünün 6.3.24. maddesi ile ilgili Danıştay 10. Dairesinin 2007/7397 E. sayısında görülen yürütmenin durdurulması istemli davanın açıldığı, Danıştay 10. Dairesince 28.3.2008 tarihinde protokolün 6.3.24. maddesi için yürütmeyi durdurma kararı verdiği, Danıştay Kararı gerekçesinde; "Eczacının kasıt veya kusuru tesbit edilmediği sürece, sahte olarak tanzim edilen recete, küpür veya raporun eczacı tarafından kuruma fatura edilmesi işleminden dolayı eczacının cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır" denilmektedir. Nitekim bu tarihten sonra protokolün bu hükmünün az yukarıda özetlenen Danıştay'ın yeni içtihadı doğrultusunda yeniden düzenlendiği dosya içerisine getirtilen sözleşmelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, değinilen bu yönler gözetilerek adı geçen ceza davası ile Danıştay'da açılan dava sonuçlarının beklenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, mahkeme kararının bozulması gerekirken zuhulen onandığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairenin onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına" karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece İl Sağlık Müdürlüğünden davacı hakkındaki lehe olan son protokolün uygulanıp uygulanmadığı ve davaya konu fesih kararına ilişkin sahte reçete bedelleri toplamının sorulduğu, davacı hakkında lehe protokollerin uygulandığına ilişkin bir bilgiye ulaşılamadığı gerekçesiyle, sözleşmenin feshine ilişkin işlemin iptali ile 2020 yılı protokolünün 5.3.10 uncu maddesi uyarınca 47.247,80 TL cezai şartın ve uyarı cezasının uygulanmasına, fazla isteğin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; protokolün feshine yönelik tüm fiillerin gerçekleşmiş olduğunu, idarece yapılan işlemin hukuka uygun olduğu hususunun bilirkişi raporu ile de belirtildiğini, lehe olan protokol hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığının ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne sorulması gerektiği yönündeki beyanlarına rağmen mahkemece bu yönde karar verilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, cezai işlemin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 gün 21/9 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına bozma ilamı gereğince lehe olan 2020 protokol hükümlerinin uygulandığının anlaşılmasına göre Mahkeme kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.