Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5253 E. 2023/3846 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiralananın hor kullanılmasından kaynaklanan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma ilamında onarım süresi kira tazmini ve aidat bedelinin kesinleştiği, bu tazminatın hor kullanıma dayalı olmadığı, davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar da bulunmadığı için faizin dava tarihinden itibaren işletilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği ve hor kullanım kalemleri bakımından tek tek inceleme yapılmadığı gözetilerek, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine ve Yargıtay'ın bozma kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Taraf vekillerince Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı ile imzaladığı kira sözleşmesinin 06.01.2009 tarihinde, kiralananın anahtarlarının noterden teslim alınmasıyla sonlandığını, ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/17 D.... sayılı dosyası ile kiralananda meydana gelen hasar, zarar ve eski hale getirme bedelinin 150.000,00 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek; kiralananın hor kullanılması nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle 150.000,00 TL hor kullanma bedelinin mecurun teslim tarihi olan 06.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile, hasarın 3 ayda giderilmesinin mümkün olması nedeniyle 45.000,00 USD karşılığı 70.335,00 TL kira bedelinin mecurun teslim tarihi olan 06.01.2009 tarihinden itibaren kira akdinin 7 nci maddesi gereği aylık %5 gecikme faiziyle, mümkün olmuyorsa avans faizi ile birlikte, kiraya veremediği 3 aylık tadilat dönemi için ödemek zorunda kaldığı aylık 15.403,00 TL'den toplam 46.209,00 TL 3 aylık aidat bedelinin 06.01.2009 tarihinden itibaren kira sözleşmesinin 7 nci maddesi uyarınca aylık %5 gecikme faizi ile birlikte mümkün olmuyorsa ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; kiralananın hor kullanılmadığını, kira sözleşmesinde yer alan düzenlemeler nedeniyle kullanımına uygun olarak bir takım değişiklikler yapıldığını, bu nedenle onarım bedellerinin talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... 44. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.06.2012 tarihli ve 2011/26 E., 2012/132 K. sayılı kararıyla; sözleşmenin 14 üncü maddesi kapsamında sözleşmeye uygun normal dekorasyon sonucunda yapılan tadilatların sökümü nedeniyle eski hale getirme talep edilemeyecekse de; sözleşmeye, projeye, yönetim planına aykırılık nedeniyle oluşan ve söküm sırasında meydana gelen hasarın tazmininin talep edilebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 20.000,00 TL elektrik hasarı bedeli, 40.000,00 TL inşaat hasarı bedeli, 23.445,00 TL onarım süresi kira bedeli, 15.403,00 TL aidat bedeli olmak üzere toplam 98.848,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 24.06.2013 tarihli ve 2012/17905 E., 2013/10968 K. sayılı ilamıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hor kullanmaya esas zararların nelerden ibaret olduğunun açıkça belirtilmemiş olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.

3. Bozma kararına karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 25.12.2013 tarihli ve 2013/12643 E., 2013/17246 K. sayılı ilamıyla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının hükmün esasına ilişkin olduğu gerekçesiyle, karar düzeltme isteminin kabulü ile tarafların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, kiraya verenin ancak hor kullanımdan kaynaklanan zararını isteyebileceği, bu çerçevede hükme esas alınan bilirkişi raporunda hor kullanmaya esas zararın nelerden ibaret olduğunun açıkça belirtilmediği, öte yandan, hor kullanma tazminatının tahliye tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte hüküm altına alınması gerekirken dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamının tamirat bedeli ve hor kullanım bedeline yönelik olduğu, onarım süresi kira bedelinin, taşınmaz tahliye edildikten sonra kiralananın tamiri için gerekli kira tazminatına ilişkin olması, bu tamir ve tadilatın hor kullanıma dayalı olduğunun tespit edilmemesi ve öncesinde davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtarının bulunmaması nedeniyle faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihinin esas alındığı, bozmadan sonra dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda söz konusu hasarın hor kullanımdan kaynaklanmadığı, davalı tarafından taşınmazın banka olarak kullanılması amacıyla sözleşme uyarınca yapılan tadilat ve değişikliklerin sökülmesi sırasında meydana gelen hasar olduğu belirtilmiş olduğundan ve söküm sırasında oluşacak hasar sebebiyle sözleşmenin 14 üncü maddesi uyarınca kiraya verenin eski hale getirmeyi talep edemeyeceği, tespit dosyasında da hasarın hor kullanımdan kaynaklandığına ilişkin bir bulgunun bulunmaması nedeniyle hor kullanmaya dayalı tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile onarım süresi kira bedeli ve aidat bedeli toplamı olan 38.848,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 09.03.2023 tarihli ve 2023/466 E., 2023/511 K. sayılı kararıyla; davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, özellikle inşaat işleri yönünden delil tespitinde belirtilen kalemler bakımından tek tek değerlendirme yapılmadığı, hangi kalemlerin hor kullanmaya ilişkin olduğu ya da olmadığının belirtilmediği, buna göre Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereklerini tam olarak yerine getirmeyen rapor esas alınarak eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle konusunda uzman bilirkişi heyetinden, davacı vekilinin kiralananın tadilat gördüğünü bildirmesi nedeniyle, delil tespit dosyası arasında bulunan fotoğraflar, delil tespit raporu, dosya içeriği ve bozma ilamı değerlendirilmek suretiyle denetime elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1. Davacı vekili; faiz başlangıç tarihi ve işletilecek faiz hakkında verilen kararın hatalı olduğunu, hükmedilen alacağa tahliye tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini ve bozma öncesi yargılamada itiraza uğrayan ve yetersiz görülen heyet raporuna göre eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, davalının taşınmaza zarar verdiği olgusunun sabit olduğunu, bu yönüyle taşınmazdaki elektrik hasar bedeli ile inşaat hasarları bedeli gibi taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, sözleşme hükümlerinin yanlış yorumlandığını, lehine vekalet ücretinin eksik olduğunu ileri sürerek; bozma kararının lehine olacak şekilde düzeltilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davaya konu taşınmazda hor kullanım gerçekleştirilmediğinin dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, bu nedenle bozmaya ilişkin kurulan hükmün yerinde olmadığını, mevcut bilirkişi raporlarının yeterli nitelikte bulunduğunu, kira sözleşmesinin ilgili hükümlerinin değerlendirildiğini, davacının akde aykırılık iddialarının yerinde olmadığını ileri sürerek; bozma kararının lehine olacak şekilde düzeltilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kiralananın hor kullanılmasından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 256 ncı maddesi, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

1. Miktar veya değeri 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1 maddesinde belirtilen sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltmesi yoluna gidilemez. Karar düzeltmeye konu edilen miktarın bu sınırın altında kalması hâlinde anılan hüküm uyarınca karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, davalı vekili tarafından karar düzeltmeye konu edilen toplam miktar 38.848,00 TL olup, Dairece temyiz incelemesi sonucunda verilen karar tarihi itibari ile karar düzeltme sınırı olan 79.870,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta;Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 25.12.2013 tarihli bozma ilamıyla tarafların sair temyiz itirazının reddiyle onarım süresi kira tazmini ve aidat bedelinin kesinleştiği, söz konusu bedelin tahliyeden sonra taşınmazın tamiratı için gerekli kira tazminatına ilişkin olması, bu tamirat ve tadilatın hor kullanıma dayalı olduğunun tespit edilmemesi ve öncesinde davacının davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtarının bulunmaması nedeniyle faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihinin esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bu çerçevede bilirkişi raporları ile tespit edilen hor kullanım kalemleri bakımından tek tek inceleme yapılması gerektiği, hükmedilen vekalet ücretinin yeniden kurulacak hüküm ile tekrar değerlendirileceği anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyen davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyen davalıya iadesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.