Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5528 E. 2024/3138 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zamanaşımına uğramış bonolara dayalı icra takibi sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımına uğramış bononun yazılı delil başlangıcı sayılması ve davalının davacı ile arasındaki hukuki ilişkiyi ve alacağını yeminli tanık anlatımıyla ispat etmesi gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/100 Esas, 2023/330 Karar

Taraflar arasındaki menfi tespit/istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili davacı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibini keşidecisi ..., lehtarı ..., tediye tarihi 30.11.2011 olan 12.500,00 TL bedelli iki adet zamanaşımına uğramış bonoya dayandırdığını ancak davalının senetlerin yetkili hamili, müvekkilinin de senetlerin borçlusu olmadığını, zamanaşımına uğramış bir bononun hamilinin senet bedelinin ödenmesini ancak keşidecisinden talep edebileceğini, müvekkili tarafından bankada ciro yapıldıktan sonra davalı lehine yapılmış herhangi bir ciro bulunmaksızın davalının senetleri ele geçirdiğini, kambiyo senedi vasfını yitirmiş olan senetlerde yazılı hakkın ancak alacağın temliki yoluyla devredilebileceğini ancak alacağın temliki sonucunu doğuran bir cironun senette yer almadığını ileri sürerek; icra takibi tutarında borçlu olmadığının tespitine ve davalının tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacıdan alacağı için müvekkilinin elinde bulunan senetleri takibe koyduğunu, süresi içinde borca ve imzaya itiraz olmadığını, kambiyo hukukuna ilişkin takip yapılmadığı için genel haciz yoluna ilişkin usul uygulandığını ve takibin kesinleştiğini, davacının bahsettiği cironun tahsil amacıyla bankaya verilmesi olduğunu, böyle durumlarda bankanın tahsil için gerekli girişimleri yapıp tahsil edemediği durumlarda senedi kendisine veren yetkili hamile iade ettiğini ya da bankadan senedin vadesi gelmeden kullanılmak üzere geri çekilebildiğini, bankanın genelde tahsil için aldığını gösterir şekilde kaşe vurduğunu bunun bir ciro olmayıp senedin müvekkiline dava konusu yetkili hamil ...'tan geçtiğini, müvekkilinin yetkili hamil olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.02.2016 tarihli ve 2015/271 E., 2016/25 K. sayılı kararı ile; senet alacaklısı olan davalının icra takibi yapmakta haklı olduğu gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.11.2017 tarihli ve 2016/13074 E., 2017/11322 K. sayılı ilamıyla;"1-Eldeki menfi tespit davasında davacı davalı ile aralarında bir borç ilişkisi bulunmadığını iddia ettiğine göre, ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Takibe dayanak yapılan bonolar, 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde icraya konulmadığından kambiyo senedi niteliğini yitirmiş olup; bu senet tek başına temel ilişkiyi ispat açısından yeterli bir belge olarak kabul edilemez. Ne var ki, davacının imzasını taşıyan bu belge HUMK’nun 292.maddesi hükmü gereğince yazılı delil başlangıcı sayılır ve aradaki temel ilişki 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, henüz bu süre dolmamıştır. Buna göre ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklı iddiasını diğer delillerle ispat etmek zorundadır. O halde, mahkemece, tarafların bu konuda gösterdikleri deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. " gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ispat yükünün davalı alacaklı üzerinde olduğu, takibe dayanak yapılan bonoların zamanaşımı süresi içinde icraya konulmadığından kambiyo senedi niteliğini yitirdiği, senetlerin tek başına temel ilişkiyi ispat açısından yeterli bir belge olarak kabul edilemeyeceğini, davacının imzasını taşıyan bu belgelerin yazılı delil başlangıcı sayılacağını, 10 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığını, yeminli olarak davalı tanığının dinlendiğini, davacının yemin ettiğini ancak davaya konu senetlerde senedi düzenleyenin ..., alacaklının ... olduğu, ...'ın ise ciranta olduğu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı asil ...'ın seneti ...'ya vermiştim şeklindeki ifadesinin çelişki oluşturduğu gerekçesiyle davacı iddialarını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; bozma ilamında "ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklı iddiasını diğer delillerle ispat etmek zorunda olduğunu" belirttiği halde mahkemece " ... ise ciranta olması bir bütün olarak ele alındığında davacı asil ...'ın seneti ... ya vermiştim şeklindeki ifadesi çelişki oluşturmuş olacağından davacı iddialarını ispat edemediğinden davanın reddine, davacının borçlu olduğunun tespitine karar verildiğini bu nedenle kararın bozulması gerektiğini, davalı taraf davacıdan alacaklı olduğunu ispat edemediğini, bononun arka tarafı incelendiğinde ... bonoyu davacının tahsil için bankaya verdiği, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine almasından sonra eline geçtiğini, tanık beyanında davacının bono arkasına cirosunu yanında yaptığını gördüğünü beyan ettiği, bononun arkasının incelenmesinde bu beyan ile bononun arkasındaki durumun farklı olduğu ciro silsilesinin anlatıldığı gibi olmadığı, asıl çelişkinin davacının yemininde değil tanık anlatımında olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, zamanaşımına uğramış bonolara dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 202 nci maddesinin birinci fıkrası gereği senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.

3. Değerlendirme

Dava zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olup, zamanaşımına uğramış bononun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davanın menfi tespit davası olup davalının, davacı ile aralarındaki temel ilişkiyi ve alacaklı olduğunu tanık dahil her türlü delil ile ispatlayabileceği, davalının aralarındaki hukuki ilişki gereği alacağı bulunduğu hususunu yeminli tanık anlatımıyla ispatladığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.