"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/588 E., 2023/2595 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 40. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/67 E., 2021/122 K.
Taraflar arasındaki tenfiz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 29.05.2015 imza tarihli hibe sözleşmesi (DELTUR/2006/119016) imzalandığını, müvekkilinin davalıya "..., ..." isimli proje çerçevesinde 198.490 Euro bedelinde bir bağışta bulunduğunu, davalı tarafından taraflar arasındaki akdedilmiş olan hibe sözleşmesini ihlal etmiş olması neticesinde müvekkili tarafından Belçika Devleti'nin Brüksel Frankofon Birinci Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, 15/9048/A Esas sayılı ve 28.01.2016 tarihli karar tesis edildiğini, taraflar arasındaki 29.05.2006 tarihli hibe sözleşmesinin 6.maddesi ve 13.4 maddesi dikkate alındığında uluslararası yetkiye sahip olduğunu, davalının 29.07.2015'ten geri ödenmesine kadar yıllık % 3,55 gecikme faiziyle birlikte 25.156,90 Euro, 421,82 Euro tebligat, dosya masrafları ve 1.100,00 Euro tutarında mahkeme masrafları ödemesine karar verildiğini belirterek Brüksel Frankofon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/9048/A Esas numaralı ve 28.01.2016 tarihli kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; Uşak ilinde yürütülen "Haklarım, sağlığım, mutluluğum" Projesi için Avrupa Birliği Komisyonundan kısmi destek aldıklarını, proje sürecinde proje koordinatörü ... ve bazı çalışanların haksız para talepleri ve suistimalleri olduğunu, bu nedenle ... hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, proje finansmanının kalanının vakıfça temin edildiğini, projenin başarıyla tamamlandığını, Brüksel Frankofon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/9048/A Esas numaralı 28/01/2016 tarihli kararının tanınması ve tenfizi isteminin MÖHUK'a aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Belçika mahkemelerince verilmiş ve kesinleşmiş alacak istemine ilişkin kararın tanınmasının ve tenfizinin talep edildiği, söz konusu 28.01.2016 tarihli karar gereğince davalı tarafından davacıya toplam 26.678,72 Euro ödenmesine hükmedildiği, kararın 12.12.2017 tarihinde kesinleştiği, apostil şerhli karar aslının ve Türkçe tercümesinin dosyada bulunduğu, Belçika Devleti ile ülkemiz arasında kararların tanınmasına dair karşılıklı anlaşma olduğu, söz konusu kararın Türkiye kanunlarına uygun ve kamu düzenine aykırı olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafça dosyaya ibraz olunan 15.10.2019 tarihli uzman görüşünde, davalının Belçika'daki yargılama sırasındaki temyiz başvurusunun dikkate alınmadığı, bu durumun da adil yargılanma hakkına riayet edilmediği ve MÖHUK 54/1. maddesinde düzenlenen kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği savunulmuşsa da; bu hususun araştırılmasının Mahkememiz yetkisinde olmadığı, yabancı mahkemede ileri sürülmeyen bir iddianın bu davada ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; yabancı mahkemede görülen davada dava sonucunda verilen karara karşı kanun yoluna başvurduğunu, kanun yoluna başvuru dilekçesine değer yüklenmeyerek yabancı mahkeme ilamının kesinleştirilmiş olmasının "Türk Kamu Düzenine" aykırı bulunduğunu, tenfizi istenen yabancı mahkeme ilamında karara karşı başvurulacak kanun yolunun süresinin ve usulünün gösterilmediğini, davacı alacağının zamanaşımına uğradığını, davacı ile arasındaki sözleşmenin 13.2 maddesi gereğince ''tarafların dava açmadan önce uzlaşmayı deneyecekleri'', davacı tarafından uzlaşma yoluna başvurulmadığını, yabancı mahkeme ilamında davacı olarak Avrupa Komisyonu tarafından temsil edilen Avrupa Birliği gösterildiği halde eldeki tenfiz davasında davacı olarak Avrupa Birliği Komisyonunun gösterildiğini, davacının isminin incelenmediğini, dava dilekçesinde dava konusu edilen yabancı mahkeme ilamının tanınması talebinin bulunmadığını, tercüme evrakında gösterilen mahkemenin ismi ile tanınma ve tenfizine karar verilen karardaki mahkeme isminin farklı olduğunu ileri sürülerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; MÖHUK'un 50. ve devamı maddeleri kapsamında dava konusu yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine engel bir durumun mevcut bulunmadığının belirlenmesi nedeniyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (MÖHUK)54 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1. MÖHUK 54 üncü maddesinde düzenlenen tenfiz şartları; Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında mütekabiliyet esasına dayanan bir anlaşma veya o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması, ilamın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, kendisine karşı tenfiz istenen tarafın savunma hakkına ilişkin usuli işlemlere uyulmuş olması, Türklerin kişi hallerine ilişkin davalarda Türk kanunlar ihtilafı kaidelerinin gösterdiği hukukun uygulanmış olmasıdır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, hükmün onanmasına karar vererek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.