"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/133 E., 2023/2204 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/111 E., 2020/304 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ... ile .... Noterliğinin 20.12.2017 tarih, 24885 yevmiye nosu ile vekalet sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme konusunun "İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüne ait İstanbul ili, ... İlçesi, ... Mh, ... mevkinde bulunan 852 ada, 92 Parsel"de kain "17 dükkan ve 34 bürosu olan işhanı" vasıflı taşınmazın "yapma veya onarım karşılığı kiralama" çerçevesinde ihale işlemine tabi tutulması, taşınmazın ihaleye çıkartılması için gerekli başvuruların ve görüşmelerin yapılması, sürecin takibi, vekil edenin en iyi şekilde temsil edilmesi ve neticede kiralama işleminin vekil edene ihale edilmesinin sağlanması olduğunu, vekil eden ...'nin bu iş karşılığında 500.000,00 USD vekalet ücreti ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, taşınmazın davalı şirkete 11.09.2018 tarihinde ihale edildiğini, ihalenin 20.09.2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, davalılara gönderilen ihtarnameye rağmen davalıların bakiye 490.000,00 USD vekalet bedeli ödemediklerini, 490.000,00 USD karşılığı 2.616.943,00 TL alacağının bulunduğunu, kısmi olarak şimdilik 100.000,00 TL bedelin temerrüt tarihi 27.11.2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacının müvekkillerinden ihale işlemlerini takip etmek için ayrı ayrı vekaletname aldığını, ancak vekaletin gereklerini yerine getirmediğini bu nedenle bizzat müvekkili ...'nin Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdürlüğünün 2018 yılı Eylül ayında söz konusu taşınmazın yapımı karşılığında 25 yıllığına kiralanması ihalesine 500,00 TL ödeyerek şartnameyi satın alıp giriş başvurusunu yaptığını, geçici teminat bedelini bizzat kendisinin yatırdığını, davacının özenle yapmadığı vekalet görevinde davalıdan aldığı masrafları nereye harcadığını dahi kanıtlayamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 20.12.2017 tarihte vekalet sözleşmesi yapılırken, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait bir taşınmazın, davacının beşeri ve sosyal ilişkilerini kullanmak suretiyle, bu taşınmazı ihaleye çıkartılacağının bilindiği, davacıya verilmesi vaad edilen paranın bu iş için olduğunun bilindiği, her ne kadar davalı tarafça, yapılan işin değerinin bu miktar kadar olmadığı ifade edilmiş ise de başlangıçta davalı tarafın lehine yapılacak ihale nedeniyle, menfaat elde edeceği ve bu nedenle bir bedel ödemeyi baştan kabul ettiği, dava açıldıktan sonra TMK 2.maddesi kapsamında iyi niyetli davranmadığı, tarafların özgür iradeleri ile bu sözleşmeyi yaptıkları, sözleşme kapsamının gayri ahlaki ve hukuka ve yasalara aykırı olduğunun da davalı tarafından ispat edilemediği, 22.07.2020 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasındaki 20.12.2017 tarihte vekalet sözleşmesinin geçerli olduğu ve davacı tarafın sözleşme kapsamında edimini yerine getirdiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili, mahkemece gerekçeli kararda sözleşmeye taraf olmayan davalı şirketle ilgili açıklama yapılmadığını, Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvuruyu davacının vekaleten değil kendi adına yaptığını, mahkemece vekalet görevinin yerine getirildiğine ilişkin tanık beyanları esas alınmasının doğru olmadığını, sözleşmenin gayri ahlaki ve kanuna aykırı nitelikte bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının hizmet verdiğinin tespiti için dinlettiği tanıkların beyanları ve dosya kapsamı gereği, davacının sözleşme kapsamında edimini yerine getirdiği ve belirlenen ücrete hak kazandığı anlaşıldığından istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili, davalı şirketin sözleşmenin tarafı bulunmadığı, davacının işlemleri kendi adına yaptığını, davacının vekalet görevini sadakat ve özenle yerine getirmediğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 26 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 6098 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinde "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." hükmüne yer verilmekte, aynı Kanun'un 27/1 inci maddesinde ise; kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin, kesin olarak hükümsüz olacağı düzenlenmiştir.
2. 6098 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin "Kesin hükümsüzlük" kenar başlıklı birinci fıkrası şöyledir; "Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelere kesin olarak hükümsüzdür."
Kesin hükümsüz, yani batıl bir sözleşme, başlangıçtan itibaren geçersiz bir hukuki işlem olup hiçbir zaman geçerlilik kazanamayacağı gibi, hiçbir hukuki sonuç da doğuramaz. Bu nedenle butlan, zamanla ortadan kalkmaz, sözleşme taraflarca onansa veya teyit ya da edimler ifa edilse bile, sağlık kazanmaz. Butlan sebebi ilerde ortadan kalksa dahi sonuç değişmez (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, s. 350, 351).
3. Somut olayda; davacı ile davalı arasında 20.12.2017 tarihli vekaletname ile aynı tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmede aynen "İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü nezdinde ... ilçesi ... mevkiinde bulunan 852 ada 92 parselde bulunan parselin proje karşılığı yap işlet devret sistemi ile yapılması ve topluma faydalı hale getirilerek devlete de katma değer kazandırılacak şekile getirilmesi için yap işlet devret sisteminin uygulanmasının sağlanmasının yapılabilmesi amacıyla ...'ı vekil tayin eden ... bu işlemin bitimi itibarıyla ...'a "500.000" (beşyüzbin dolar) vermeyi taahhüt eder. İşlemlerin sağlıklı bir şekilde yürümesi için Mahmet Karguli den iş bitiminde hesaptan düşmek üzere 10.000 Onbin dolar alınmıştır. Bu para masraflara istinaden alınmış olup, Resmi bir sorun yaşandığı ve işlemlerin yapılamadığı takdirde on bin dolar olarak ta iade edilecektir." şeklinde düzenleme yer almaktadır. Sözleşmeye göre, davalının 500.000,00 USD (Amerikan Doları) ödemesi karşılığında davacının ediminin kapsamı net değildir. Dosya kapsamındaki dava ve cevap dilekçelerinden, tarafların asıl maksadının dava dışı kurum tarafından henüz ihale süreci başlamamış bir tasarruf hakkında davacının şahsi ilişkilerini kullanmak suretiyle bahse konu taşınmazın yapımı ve onarımı karşılığı kiralama ihalesi işlemine tabi tutularak ihalenin davalı şirket üzerinde bırakılmasının sağlanması olduğu tarafların kabulündedir.
4. Kamu ihale hukukuna hâkim olan temel ilkeler arasında saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenilirlik, gizlilik, kamuoyu denetimi, ihtiyaçların uygun şartlarla zamanında karşılanması, kaynakların verimli kullanılması ilkesi ve ihale sürecinin hukuka uygunluğunu sağlamak üzere öngörülen yasaklar bulunmaktadır. Temel ilkeler, ihale hukukunun referans değerlerini temsil ettiğinden, hem ihale sürecini düzenleyen diğer teknik nitelikli hükümlerin bu ilkeleri güvence altına alacak bir içeriğe sahip olması hem de uygulayıcıların her türlü iş ve işlemlerinde temel ilkelerin amacına uygun bir davranış ve tutum içinde bulunmaları gerekmektedir. Demokratik bir hukuk devletinde anılan ilkelerin güvence altına alınması kamu düzeninin gereğidir. Taraflar imzaladıkları sözleşmeyle ortak amacı yasalar ile güvence altına alınmış ihale öncesi veya sonrası süreçte şahsi ilişkiler kullanılarak söz konusu taşınmazın yapımı ve onarımı karşılığı kiralanması işinin üstlenilmesidir. Tarafların ortak amacının kamu düzenine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle başlangıçtan itibaren geçersiz bir hukuki işlem olduğundan anılan sözleşmenin hukuki bir sonuç doğurması mümkün değildir.
5. Tüm bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde; hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olması nedeniyle geçersiz olan davaya konu 20.12.2017 tarihli sözleşmeden dolayı davacının ücret alacağı söz konusu olmayacaktır. Mahkemece, 6098 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca kesin hükümsüz olduğu ve davacının bu hükümler nedeniyle davalılardan herhangi bir talepte bulunamayacağının kabulü ile bu taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı gerekçeyle BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.