"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/415 E., 2023/234 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/415 E., 2023/234 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen muarazanın giderilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin ... Eczanesinin sahibi olduğunu, 2010 yılında davalının bazı eczaneler hakkında inceleme yaptığını ve müvekkilinin eczanesi hakkında sözleşmenin feshine ve para cezasına ilişkin yaptırım uyguladığını ancak işlemin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ceza kovuşturması sonucunda beraat ettiğini, daha önce işlemin iptali için açtığı davanın takipsizlik nedeniyle 2012 yılında açılmamış sayılma ile sonuçlandığını, bu sonuçtan haberdar olmayan davalının yaptırımı uygulamayı unuttuğunu ancak 2015 yılında müvekkilinin Medula ekranını kapattığını, kazancının her geçen gün artıyor olması sebebiyle ekranının bu kadar süre sonra kapatılmış olmasının müvekkilini daha çok zarara uğrattığını belirterek, 2010 yılında tesis edilen kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacıya ait ... Eczanesinin 2009 Mart-2010 Mart dönemi arasında kuruma fatura ettiği reçetelerin tetkiki sonucunda bir kısım reçetelerin dava dışı bir diyaliz merkezince davacıya ait eczaneye yönlendirildiği, 67 adet reçete teslim alan kişi imzasının hastaya ya da yakınına ait olmadığı, 28 adet reçetede reçete yazılı ilaçların bir kısmının ya da tamamının hak sahiplerine verilmediği, 6 adet reçetenin hastanın bilgisi dışında düzenlenip içeriğinin hak sahipleri tarafından kullanılmadığı, 16 adet reçetede katılım paylarının tahsil edilmediği tespit edildiğinden 2010 yılı Eczane Protokolünün (6.3.24), (6.3.3.), (6.3.10.), (6.3.19.), (6.3.12), (4.3.6.), (5.3) ve (6.3.) numaralı maddeleri gereğince davacının sözleşmesinin 2 yıl süreyle feshine ve 89.391,71 TL ceza ödemesine karar verildiğini, hasta ifadelerinden yaptırıma konu fiillerin işlendiğinin açıkça ortada olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2017 tarihli ve 2015/195 E., 2017/484 K. sayılı kararıyla; Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/181 Esas 2011/343 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile davacı eczacının da içerisinde bulunduğu sanıkların üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarını işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği ve Mahkemece bu yönde tam bir vicdani kanı oluşmadığından bahisle beraatlerine karar verildiği, ikinci bilirkişi kurulunun 05.07.2017 tarihli raporunda da ayrıntılı olarak açılandığı üzere Protokolün (6.3.3.) maddesine istinaden işlem yapılan 67 adet reçetede hak sahibi olan hastaların "ilaçlarımızın bazılarını almadık" gibi ifadelerine karşın ceza mahkemesinde, ilaçlarını aldıklarını beyan ettikleri, daha sonra yürürlüğe giren 2016 yılı Eczane Protokolünün (6.12) ve (5.3.2.) maddesi ile hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmünün uygulanmayacağının kabul edildiği anlaşıldığından bu madde uyarınca yapılan işlemin iptal edilmesi gerektiği, Protokolün (6.3.10.) maddesine istinaden işlem yapılan 28 adet reçetede hak sahibi olan hastaların "ilaçlarımızın bazıların almadık" ifadelerine karşın, daha sora Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde "ilaç aldıklarını" beyanı üzerine, davalı Kurumun davacı eczacıya uyguladığı bu hükmün yersiz olduğu, Protokolün (6.3.19.) maddesine istinaden işlem yapılan 6 reçetede hak sahibi olan hastaların ceza mahkemesindeki ifadelerinde, reçetede yer alan ilaçları kullandıklarını beyan ettikleri, ortada sahte reçete, rapor, kupürde kasıt olmadığı anlaşıldığından davalı Kurumun bu madde uyarınca uyguladığı işlemin yersiz olduğu, 2010 yılı Protokolünün (6.3.24.) maddesinde yer alan yönlendirme fiili ile ilgili olarak öngörülen yaptırımın iptal edildiği ve daha sonra yürürlüğe giren 2016 yılı Protokolünün karşılık (3.17.) maddesine göre davalı tarafından yapılacak bir işlemin bulunmadığı, anlaşıldığından 2 yıl süre ile sözleşme feshi ve 89.028,90 TL cezai işlemin yerinde olmadığı, ancak 16 adet reçetede eczane tarafından alınması gereken ilaç katılım paylarının alınmadığından dolayı 362,90 TL cezai şart uygulanmasına ilişkin işlemin yerinde olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne SGK Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 07.12.2010 tarihli ve 18.500.083 sayılı, davacı eczacı hakkında eczane sözleşmesinin 2 yıl süre ile feshine ve 89.028,10 TL cezai şart uygulanmasına ilişkin işlemin iptaline, fazlaya ilişkin 362,90 TL cezai şarta yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 31.01.2020 tarihli ve 2018/641 E., 2020/155 K. sayılı kararıyla; davacı eczacı hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan ceza davasında davacının beraatine karar verildiği, davacının ya da çalışanlarının kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak sahte reçete fatura ettiklerinin yasal delillerle ispatlanamadığı, reçete muhteviyatı ilaçların eksik verilmesi veya verilmemesi hususunun reçete sahibi ya da yakınlarının Kurum soruşturması aşamasında ve ceza dosyasındaki beyanları nazara alındığında sübuta ermediği dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 15.04.2021 tarihli ve 2020/2946 E., 2021/4171 K. sayılı ilamla; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, uyuşmazlığın davacının Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2009 Protokolü’nün (6.3.10.) maddesinde yer alan hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edilmesi eylemini gerçekleştirip gerçekleştirmediğine ilişkin olduğu, cezai işlemin konusunun hastaların ilaçları almaması olmasına rağmen, Mahkemece hastaların tamamı dinlenmeden, ceza yargılamasında da dinlenilmemiş olmalarına rağmen, ceza yargılamasındaki beyanlarının dikkate alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, hâkimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında reçetelerde adı geçen hastaların tamamının Mahkemece tanık olarak dinlenmesi gerektiği, bu nedenle Mahkemece teftiş sırasında dinlenen hastaların tanık sıfatıyla beyanları alınarak cezai işleme konu reçetelerdeki ilaçları alıp almadıkları sorulduktan sonra, teftiş sırasında alınan beyanları ile çelişki oluşması halinde çelişkiler giderilerek tarafların tüm delilleri ile birlikte 2009 Protokolünden sonra yürürlüğe giren protokollerde lehe hüküm bulunması halinde bu maddeler de değerlendirilmek suretiyle, her hasta bazında cezai işlemin uygulanması gerekip gerekmediği tek tek belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; son alınan bilirkişi raporunda hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait fiyat kupürlerinin yer aldığı reçetelerin Kuruma fatura edilmesi fiiline ilişkin Protokolün (6.3.10.) maddesine istinaden 28 adet reçete hakkında toplam 2.790.85X5=13.954.25 TL cezai şart uygulanmasının bu hastaların SGK raportorüne önce “ilaçlarımızın bazılarını almadık” ifadelerine karşın, daha sonra Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde “ilaçlarını aldıklarını” beyan etmeleri, daha sonra da huzurda verdikleri yeminli ifadelerde almadım dedikleri ilaçları hatırladıkları, ilaçların doktorları tarafından kendilerine yazıldığını kabul ettikleri, bu hususta eczacının dahli olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığı karşısında cezai işlemin yersiz olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalı Kurum tarafından davacı eczacı adına 07.12.2010 tarihli ve 18.500.083 sayılı işlemle düzenlenen sözleşmenin 2 yıl süre ile feshi ve 89.028,10 TL cezai şartın uygulaması işleminin iptaline, fazlaya ilişkin 362,90 TL cezai şartın iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; bozma ilamından sonra dinlenen tanıkların beyanları ile Kurum işleminin yerinde olduğunu doğruladıklarını, tanıkların açıkça reçete edilen ilaçları hiç almadıklarını ve kullanmadıklarını, yazıldığından dahi haberlerinin olmadığını bildirdiklerini, Protokolün (6.3.10) maddesinde yer alan fiilin işlendiğinin sabit olduğunu, bilirkişinin bu ifadeleri dikkate almayarak rapor tanzim ettiğini, ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2010 tarihli Protokolün (6.3.24), (6.3.3.), (6.3.10.), (6.3.19.), (6.3.12) maddelerinde yer alan cezai şartların uygulanmasına ilişkin işlemin hukuka aykırılığının tespiti ile muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarih, 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
1.Davacı Eczanenin 2009 Mart-2010 Mart döneminde davalı Kuruma fatura ettiği reçetelerin tetkiki üzerine, "hasta yönlendirmesi", "ilaç veya muayene katılım payının tahsil edilmemesi", "kasıtlı olarak kuruma sahte reçete fatura edilmesi", "reçetedeki teslim alan imzasının hasta veya yakınına ait olmaması" ve "hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait fiyat kupürlerinin yer aldığı reçetelerin Kuruma fatura edilmesi" fiillerinin gerçekleştirildiği tespit edilerek davalı Kurumun 07.12.2010 tarihli yazısıyla 2010 yılı Protokolünün (6.3.24.), (6.3.3.), (6.3.10.), (6.3.19.), (6.3.12), (4.3.6.), (5.3.) ve (6.3.) numaralı maddelerine istinaden davacının sözleşmesinin 2 yıl süreyle feshine, kendisinden 89.391,71 TL ceza bedelinin tahsil edilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin işlemin iptali için açtığı davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karar, yalnızca hasta veya yakınına teslim edilmediği tespit edilen ilaçları içeren 28 reçeteye ilişkin işlem yönünden yukarıda yer verilen gerekçeyle bozulmuştur.
2. İlk Derece Mahkemesince; bozma gereğince reçete sahiplerinden hayatta olan E.A., M.S. ve F.Y. 'nin tanık olarak dinlenildikten sonra, tanıkların daha önce almadım dediği ilaçları duruşmada aldıklarını hatırladıkları ile ilaçları teslim alan kişinin hastaya teslim edip etmediğini eczacının sorgulayamayacağı, eczacının dahli olduğuna ilişkin somut bir kanıtın bulunmadığı yönündeki bilirkişi değerlendirmesi benimsenmek suretiyle davanın (6.3.10.) maddesi yönünden kabulüne karar verilmiş ise de; tanık beyanları incelendiğinde, bu kişilerin reçete tarihlerinde aynı merkezde diyaliz tedavisi gördükleri, tanık E.A. ve FY' nin soruşturma sırasında verdikleri beyanlarını doğruladıkları ve belirtilenen aksine bazı ilaçları hiç veya o dönemde kullanmadıklarını söyledikleri görülmektedir.
3.Buna göre, İlk Derece Mahkemesince; bozma kapsamında dinlenilen tanıklar ve diğer tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, davalı Kurumun 28 adet reçete hakkında Protokolün (6.3.10.) maddesine göre uyguladığı işlemin yerinde olup olmadığına taraflar arasında sonradan kabul edilen varsa lehe protokol hükümleri de değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, dinlenilen tanıkların bazı ilaçları hiç veya o dönemde kullanmadıklarını açıkça ifade etmiş olmalarına ve soruşturmadaki beyanlarını doğrulamalarına rağmen bu husus göz ardı edilerek hukuki değerlendirme yapması mümkün olmayan bilirkişinin değerlendirmesine atıfta bulunmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.