Logo

3. Hukuk Dairesi2023/565 E. 2023/823 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf şerhi bulunan taşınmazın gaip olan malikleri adına davalı tarafından satışı sonucu elde edilen bedelin, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi gereğince vakfa iadesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın icareli vakıf malı olduğu ve gaip olan maliklerin mirasçısı olmadığı hususlarının kesinleştiği, taşınmazın satış bedeli üzerinden vakfa ödenmesi gereken taviz bedelinin miktarına ilişkin uyuşmazlığın ise Yargıtay inceleme sınırları dışında kaldığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanması yoluyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/9 E., 2018/110 K.

KARAR : Davanın kabulü

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararı bozulmasına karar verilmiş, bozma kararına karşı direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda, direnme kararı yerinde görülerek davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dava dosyasının Dairemize gönderilmesinin ardından mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının dava konusu taşınmaza kayyum olarak atandığını, taşınmazın davacı ... İdaresine taviz bedeli ödenmek suretiyle davalı tarafından satıldığını, ancak 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17.maddesi gereğince, "Vakıf taşınmazlarının mutasarrıf ya da maliklerinin mirasçı bırakmadan ölmeleri durumunda taşınmazın vakıf adına tescilinin gerektiğini, ancak taşınmaz satıldığı için vakıf hakkının bedele dönüştüğünü", beyan ederek taviz bedeli mahsup edildikten sonra bakiye 292.500 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; taviz bedeli ödenerek taşınmazın vakıf ile ilgisinin kesildiğini, bu nedenle bakiye bedelin vakfına değil hazineye ödeneceği, diğer yandan vakfa rücu edilebilmesi için taşınmazın icareteynli ya da mukataalı vakıflardan olması gerektiği, bu nedenle de vakfın niteliğinin belirlenmesinin şart olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; her ne kadar tapu maliklerinin ortada olmamaları nedeni ile kayyım tayin edilmiş ise de adı geçenlerin ölü veya sağ olduklarının belli olmadığı, taşınmazların taviz bedeli ödenmek sureti ile mülkiyetlerinin mutasarrıflarına geçtiği, bu itibarla taşınmazdaki çekişmeli paylarla vakfın ilişiğinin kesildiği, ancak mutasarrıfların kesin olarak gaipliklerine karar verildiğinde veya ölümleri ile mirasçılarının bulunmadığının anlaşılması halinde taşınmazların vakfına dönmesi gerekeceği, her iki hissedarın mirasçılarının bulunup bulunmadığı, ölü olup olmadığı belli olmadığı gibi gaipliklerine de karar verilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKI YARGILAMA SÜRECI

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karsı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmustur.

2. Dairece verilen 15.10.2012 tarihli ve 2012/14195 E. 2012/21547 K. sayılı ilamla;"... tapu maliklerinin ölü yada gaip olup olmadıklarının araştırılarak, kesin olarak belirlenmesinden sonra, eğer ölü yada gaip iseler, 5737 sayılı kanunun 17.maddesi gereği vakfın niteliğinin belirlenip, mukataalı ya da icareteynli olduğunun saptanması halinde davanın kabulüne karar verilmesi"" gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan mahkemece; taşınmaz maliklerinin gaip olduklarına dair ilan yapıldığı, Vakıflar 1.Bölge müdürlüğünün yazı cevabına göre, 5737 Sayılı Kanunun 17. Maddesi gereği, kadastro tespit tutanağına göre dava konusu taşınmazın ......ndan icareteynli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ......ndan icareli taşınmazın satış bedeli olan 292.500,00 TL'nin satış tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı, taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 13.03.2017 tarihli ve 2016/8587 E. 2017/2963 K. sayılı ilamla;".. somut uyuşmazlığın çözümü için “......nın” mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının yöntemince araştırılması, Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanması, Vakfın niteliğinin belirlenmesi noktasında yalnızca davacı kurum olan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabına göre tespit yapılmasının yeterli olmadığı," gerekçesiyle bozulmuştur.

C. Direnme ve Direnmeden Sonra Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemece; Vakıflar 1.Bölge müdürlüğünün yazı cevabına göre, 5737 Sayılı Kanunun 17. Maddesi gereği kadastro tespit tutanağına göre dava konusu taşınmazın ......ndan icareteynli olduğu gerekçesiyle; önceki kararda direnilerek davanın kabulüne karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen 21.12.2021 tarihli ve 2018/1051 E. 2021/1709 K. sayılı ilamla;"..davacının temyiz itirazı hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedildikten sonra, davalı temyizi yönünden; somut olayda, dava konusu taşınmaz kaydında “......” şerhi bulunduğu, Kadastro tespitine uygulanan tapu kaydında ve kadastro tutanağında da anılan vakıf şerhinin bulunduğu ve 07.03.1939 tarihli kayıtta “icareli müfrez arsa” açıklamasının olduğu, Özel Dairenin 15.10.2012 tarihli bozmasına uyularak yapılan yargılamada taşınmaz maliklerinin gaip olduklarına dair ilân yapılmış ve gazetede yayımlandığı, artık bu hususun Mahkeme ve Özel Daire arasında ihtilâf konusu olmadığı, açıklamalar uyarınca, vakıf malı olup da mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş olan taşınmazlarda mutasarrıfın mirasçısız ölmesi durumunda, 2888 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 24.09.1983 tarihinden önce son mirasçı olarak tapuda Hazine adına intikal işlemi yapılmamış olan taşınmazların mahlulen vakfına dönmeleri gerektiği, kaldı ki, Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta da, kadastro tespit tutanakları incelenerek dava konusu taşınmazın ......ndan icareli olduğunun bildirildiği, gelinen aşamada mahallinde ayrıca keşif yapılmasının esasa etkisi olmayacağı gerekçesiyle, direnme kararı yerinde görülerek bozma nedenine göre hüküm altına alınan alacağın miktarına ilişkin temyiz incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 25/10/2022 tarihli ve 2022/6702 E., 2022/8167 K. sayılı ilamıyla, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmistir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; hüküm altına alınan alacağın miktarına ilişkin inceleme yapılmadan karar verildiğini, taşınmazın mülk toprak içinde olup olmadığının keşfen incelenmesi gerektiğini, taşınmazın satışı yapılarak taviz bedeli ödendiğini, vakfın ilişiği kesildiğinden davacı idarenin hakkı bulunmadığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17 nci maddesi gereğince vakıf şerhi bulunan taşınmaz maliklerinin gaipliği nedeniyle, davalı tarafından yapılan satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17 nci maddesi gereğince “Tasarruf edenlerin veya maliklerinin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk ya da mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde, icareteynli ya da mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakıf adına tescil edilir.

Kanunun 3 üncü maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı Vakıf; zemini vakıf üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.

3. Değerlendirme

Dava konusu taşınmazın davalı tarafından mahkemeden alınan izin doğrultusunda ihale ile 325.000TL’ye satıldığı, taşınmazda bulunan vakıf şerhi nedeniyle yüzde on taviz bedelinin davacı ... İdaresine ödendiği, ......ndan icareli olduğuna ilişkin kesinleşmiş olan

hususlara yönelik taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para ceza ile bakiye karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.