"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/607 E., 2023/204 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalılardan ...’in müvekkili firmanın satış elemanı olduğunu, davalı ...'in ise diğer davalılar ... Otomotiv ve ... aracılığıyla müvekkiline ait şirketten sıfır araç aldığını, şirket kayıtlarında yapılan kontrolde bir takım araç sahiplerinin araç bedelini ödemediğinin tespit edildiğini, durumun tetkiki neticesinde satış elemanı ...’in bu paraların bir kısmını aldığı halde şirkete vermediğinin anlaşıldığını, bu hususu kabul etmesine rağmen kimden ne kadar aldığını bildirmediğini, diğer davalıların da ödeme yaptıklarını bildirmelerine rağmen şirket kayıtlarında ödemeye dair bir kayıt bulunmadığını ileri sürerek; 26.200,00 TL araç bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; müvekkilince dava konusu araç bedelinin davalı ... Otomotiv Ltd. Şti. yetkilisi Metin ...'e teslim edildiğini, Metin tarafından da makbuz karşılığında davacı şirket yetkilisi ...'e ödendiğini, davacı şirketin muhtelif tarihlerdeki ticari ilişkilere ilişkin tahsilatları yapmak üzere davalı ...'e yetki verdiğini ve bundan önce yapılan tahsilatları da kabul ederek bu yetkiyi zımnen onayladığını, müvekkili ve diğer davalılar aleyhinde açılan ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, ödenen fatura bedelinin ikinci kez tahsili için açılan işbu davanın iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Otomotiv Ltd. Şti. vekili, aynı doğrultuda beyanda bulunarak, davanın reddini talep etmiştir.
3. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.12.2014 tarihli ve 2014/953 E., 2014/682 K. sayılı kararıyla; davalılardan ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile 26.200,00 TL'nin 01.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek değişir oranlı avans faiziyle birlikte davalılar ... ve ... Otomotiv Ltd. Şti'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... Otomotiv Ltd. Şti. vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 02.11.2017 tarihli ve 2017/5530 E. 2017/10652 K. sayılı ilamıyla; eldeki davada, davacının araç bedelinin ödenmediğini iddia ederek bedelin tahsilini talep ettiği, davalıların ise bedelin ödendiğini savundukları, Mahkemece davalılara ödeme belgesini sunması için kesin olmayan süre verildiği, davalıların ise ödeme belgelerinin diğer davalı ...’in hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yargılandığı ceza dosyasında olduğunu bildirdiği, buna rağmen ödeme belgelerinin gerçekten bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ödemeye dair belge sunulmadığı gerekçesiyle bu davalılar yönünden davanın kabulüne karar verildiği, temyiz aşamasında ise davalılarca ödemeye dair makbuzların sunulduğu, O halde Mahkemece ödemeye ilişkin iddianın her zaman ileri sürülebilecek bir itiraz niteliğinde olduğu gözetilerek, ödeme belgeleri değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
3. Davacı vekilinin karar düzeltme istemi ise Dairemizin 19.10.2020 tarihli ve 2020/8917 E. 2020/5773 K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 222 ve devamı maddeleri uyarınca davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 22.12.2022 tarihli raporda; davacı şirket adına davalı ...’in, diğer davalı ... Otomotiv Ltd. Şti.'den 2010 ve 2011 yılında muhtelif tarihlerde toplamda 9 adet makbuz karşılığı 69.600,00 TL tutarında nakit tahsilat yaptığına ilişkin makbuzlar düzenlendiğinin, dava konusu araç satış bedelinin de davalı ... tarafından ödendiğinin ancak tahsilatı yapan davacı çalışanı ...’in satış bedelini davacı şirket kasasına intikal ettirmediğinden, davacının davalı ...'den 26.200,00 TL alacağının bulunduğunun bildirildiği; Mahkemenin 12.12.2014 tarihli kararı ile davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş olup kararın davacı vekilince temyiz edilmediği, bu haliyle davalı ... yönünden kazanılmış hak oluştuğu, diğer davalıların ise ödemeyi ...'in daha önceki alışılagelmiş tahsil yetkisine dayanarak ...'e yapmakla borçtan kurtuldukları gerekçesiyle; davalı ... yönünden davanın kazanılmış hakkı bulunduğundan usulden reddine, diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesinde bildirdiği sebeplere ek olarak, dava konusu alacağın ispatlanmış olup tüm davalılardan müştereken tahsilinin gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; araç satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi,
2. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi ile 222 ve devamı maddeleri,
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli 13/5 sayılı ve 09.05.1960 tarihli 21/9 sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1. Bir mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.
2. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Kanun’un "İspat yükü" başlıklı 6 ncı maddesi uyarınca; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
3. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Mahkemece bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince araştırma ve inceleme yapılarak karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davalılar ... ve ... Otomotiv Ltd. Şti.'nin davaya konu araç bedelini davacı şirket yetkilisi diğer davalı ...'e ödediklerinin, dosyada mevcut ödeme makbuzlarından ve davacının ticari defter kayıtlarından anlaşılmakta olup bu suretle borçtan kurtuldukları, davalı ... yönünden ise davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı tarafça temyiz edilmediğinden adı geçen davalı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu ve bozmaya uyulmakla kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.