"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/55 E., 2023/293 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkili ...'nin davalı Üniversitenin Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku anabilim dalında araştırma görevlisi kadrosunda 10.02.2014 tarihinde çalışmaya başladığını, daha sonra davalının takdiriyle yüksek lisans eğitimine devam ettiği Galatasaray Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak görevlendirildiğini, müvekkili ...'den 24.04.2015 tarihli taahhütname alındığını, müvekkilleri ... ve ...'ün ise kefil sıfatıyla taahhütnameyi imzaladığını, müvekkili ...'nin 30.04.2015 tarihinde Galatasaray Üniversitesinde göreve başladığını, 23.09.2016 tarihinde 674 sayılı KHK ile getirilen değişiklikle müvekkili ... statüsünde olanların kadrolarının tek taraflı değiştirildiğini, kadro güvencesi ortadan kalktığından müvekkilinin davalı Üniversiteden istifa ettiğini ve 03.11.2016 tarihinde taahhütnamenin iadesini istediğini, davalının 60 günlük sürede cevap vermediğini, müvekkili ...'nin kadrosunda yapılan değişikliğin taahhütname ve senedi geçersiz kıldığını ileri sürerek, taahhütname ve kefalet senedine dayalı borçlu olmadıklarının tespiti ile taahhütname ve senedin iptaline, % 20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının müvekkili Üniversite tarafından yapılan görevlendirmeden istifa ettiğini, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına devam etmek istemediğini, bu durumda müvekkili Üniversite tarafından davacının taahhütname ve kefalet senedinin işleme konulmasının hukuka aykırı olmadığını, davacı ile müvekkili arasındaki ilişkinin Statü Hukukuna dayalı olması nedeniyle, özel hukuka ilişkin uygulunan kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2017 tarihli ve 2017/44 E., 2017/316 K. sayılı kararıyla; YÖK Başkanlığının 82444403-299 sayılı kararına göre davacılar tarafından imzalanan taahhütname ve kefalet senetlerinin iade edildiği, davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.03.2018 tarihli ve 2018/41 E., 2018/192 K. sayılı kararıyla; aynı somut olaydan kaynaklı farklı istemle idari yargıya açılan davanın eldeki dava bakımından derdest olarak nitelenmesinin mümkün olmadığı, dava tarihi itibariyle davalının kamu zararı doğduğundan bahisle davacı taraftan talepte bulunduğu belirlendiğine göre, davanın açılmasında hukuki yarar bulunduğunun da açık olduğu, davalı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, yargılama aşamasında Yüksek Öğretim Genel Kurulunun 20.04.2017 tarihinde karar aldığı ve bu karar doğrultusunda davalı tarafından davaya konu taahhütname ve kefalet senedinin davacı tarafa iade edildiği, dava konusu taahhütname ve yüklenme senedinin iadesinin yargılama safhasında alınan Yüksek Öğretim Genel Kurulu kararı doğrultusunda mümkün hale geldiği gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce verilen 22.12.2020 tarihli ve 2020/6946 E., 2020/8073 K. sayılı ilamla; davalının sair temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilerek, Mahkemece, dava açıldıktan sonra 25.05.2017 tarihli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının kararına istinaden taahhütname ve kefalet senetlerinin davacılara iade edilmesi nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, davanın açılış tarihi itibariyle tarafların haklılık durumu ile davanın açılmasına hangi tarafın sebebiyet verdiği hususunda bir değerlendirme yapılmadığı, davanın konusuz kalması nedeniyle davacıların dava açmakta haklı olup olmadığı araştırılarak haklılık durumuna göre yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle karar taraflar yararına bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; YÖK Başkanlığının 82444403-299 sayılı kararına göre, davacılar tarafından imzalanan taahhütname ve kefalet senetlerinin iade edildiği, davanın konusunun kalmadığının anlaşıldığı, ayrıca davalı taraf açık KHK hükmüne, dolayısıyla hukuka aykırı bir borçlandırma işlemi düzenleyerek işbu davanın açılmış olmasına sebebiyet verdiğinden, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve tüm yargılama giderlerinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesi gerektiğinden bahisle, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı tarafından İdare Mahkemesinde dava açıldığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi durumda davanın açılmasına müvekkili Üniversite sebep olmadığından lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın açıldığı tarihte yapılan idari işlemin haklı ve yasaya uygun olduğunu, 674 sayılı KHK'nın olağanüstü hal düzenlemesi olduğunu, KHK'nın 49 uncu maddesiyle yapılan düzenlemede; "...Bu şekilde statüleri değiştirilen araştırma görevlilerinden 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden ataması yapılmayanların mecburi hizmet yükümlülükleri kaldırılır..." hükmüyle, mecburi hizmet yükümlülüğünü kaldırma konusunda İdareye insiyatif tanındığını, statüleri 50/d'ye dönüştürülen araştırma görevlilerinin İdare tasarrufuyla yeniden 33/a'ya göre atanmalarının mümkün olduğunu, henüz İdare tarafından bir tasarrufta bulunulmadığı halde davacının istifa etmek suretiyle mecburi hizmet yükümlülüğünden kurtulmasının kanuna aykırı olduğunu, 674 sayılı KHK'nın 01.09.2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bunu fırsat bilen davacının ise 23.09.2016 tarihinde aceleyle istifa ederek ne pahasına olursa olsun dava konusu taahhütname ve kefalet senedinden kurtulmayı amaçladığını, davanın açıldığı tarihte müvekkili İdarenin haksız olduğunu ve mecburi hizmet yükümlüğünün ortadan kalktığını iddia etmenin hukuka aykırı olduğunu ifade ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, araştırma görevlisi olarak çalışan davacının statüsünün KHK ile değiştirilmesini sebep göstererek istifası nedeniyle kefalet senedi ve taahhütname nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 49 uncu maddesi,
2. Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının 25.05.2017 tarihli kararı,
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Esastan sonuçlanamayan davada yargılama gideri" kenar başlıklı 331 inci maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Yargılama aşamasında Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının 25.05.2017 tarihli kararıyla, "...6758 sayılı Kanunla uygun bulunan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 49 uncu maddesiyle 2547 sayılı Kanuna eklenen Ek 30 uncu maddede "Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında 33 üncü maddenin (a) fıkrası uyarınca araştırma görevlisi kadrosuna atanmış olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların statüleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılır ve bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümleri uygulanır. Bu şekilde statüleri değiştirilen araştırma görevlilerinden 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden ataması yapılmayanların mecburi hizmet yükümlülükleri kaldırılır..." hükmü bulunmaktadır.
20.04.2017 tarihli Yükseköğretim Genel Kurulu toplantısında; "674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 49 uncu maddesiyle 2547 sayılı Kanuna eklenen ek 30 uncu maddesi gereği statüleri aynı Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi statüsüne dönüştürülen araştırma görevlilerinden 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden ataması yapılıp 35 inci madde uyarınca görevlendirilmeyenlerin, söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 1 Eylül 2016 tarihinden sonra 33 üncü maddeye göre yeniden atanıp 35 inci maddeye göre görevlendirilenler dışında, istifa...sebebiyle ilişiği kesilenlerin, mecburi hizmet yükümlülüklerinin bulunmadığına" karar verilmiştir." denilmiştir.
2. Davanın konusuz kalmış olması nedeniyle 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesi uyarınca yapılan değerlendirmede; davacının 01.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'den hemen sonra 23.09.2016 tarihinde istifa ettiği, işbu KHK'da istifa durumunda mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırılacağına dair ibareye yer verilmediği, yargılama sırasında 25.05.2017 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca verilen kararda KHK'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra istifa sebebiyle ilişiği kesilenlerin mecburi hizmet yükümlülüklerinin bulunmadığına karar verildiği, dava konusu taahhütname ve yüklenme senedinin iadesinin yargılama safhasında alınan Yüksek Öğretim Genel Kurulu kararı doğrultusunda mümkün hale geldiği ve davacıların dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılıp konusuz kalan davada davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, davacılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "-Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'nın 82444403-299 sayılı yazısı uyarınca davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakta ise de davanın açılmasına Davalı kurum sebebiyet verdiğinden; -Yargılama giderleri ile Ücreti vekaletin davalı tarafa TAHMİLİNE," ibaresinin çıkartılarak yerine "Davanın açılmasına davacılar sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara tahmiline," ibaresinin,
3. Hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "...davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine," ibaresinin çıkartılarak yerine "davacılar üzerinde bırakılmasına'' ibaresinin,
4. Hüküm fıkrasının (4) numaralı bendi çıkartılarak yerine "4- Davalı Üniversite kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 6/1 maddesi uyarınca tayin olunan 12.557,60 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,'' bendinin,
yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.