"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/158 E., 2023/112 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyularak Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili müvekkilinin; Ziraat Bankası Dereli Şubesinden 03.05.2011 tarihinde 45.000,00 TL’lik bireysel kredi kullanan merhum ...’ın mirasçısı ve eşi olduğunu, eşinin hesabından para çekilerek eşinin hayat sigortası kapsamına alındığını, kredinin ilk taksitinden vefat tarihine kadar da kredi ödemelerinin ve hayat sigortası primlerinin maaşından kesildiğini, eşinin hayat sigortası kapsamında iken 31.05.2013 tarihinde vefat ettiğini, bankanın hesabın kapatılmasını istediğini ve haklarını bilmemesinden dolayı da ödeme yaptığını, bankanın 1 yıldan fazla suretle hayat sigortası yapmakla kendisine ve eşine sigorta kapsamında oldukları güvencesi verdiğini, bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu olan bankanın mevcut sigortanın yenilenmediğini bildirmediğini ileri sürerek; bankaya borçlu bulunmadığının tespiti ile haksız şekilde kendisinden tahsil edilen 39.000,00 TL'nin istirdatına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı banka vekili, davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.06.2020 tarihli, 2020/822 E., 2020/4611 K. sayılı ilamı ile hayat sigortalarının zorunlu sigorta olmayıp tamamen sigorta ettirenin isteği ile düzenlenebilecek ihtiyari sigorta olması, kredi sözleşmesinde müteveffa tarafından hayat sigortası talebinde bulunulduğu, kredi kullanım tarihinde 78 yaşında olduğu anlaşılan 23.08.1931 doğumlu müteveffanın 31.05.2013 tarihinde öldüğü, ölüm olayından önce sigortanın yenilenmeyeceğine ilişkin bildirimin müteveffanın kullanımındaki telefon numarasından farklı bir numaraya gönderilmiş olması, kredinin kullanıldığı tarihte Ziraat Bankası A.Ş. ile Ziraat Hayat ve Emeklilik A.Ş. arasındaki mevcut protokolde 18/85 yaş arası müşterilerin zorunlu hayat sigortası kapsamına alınacağının hüküm altına alındığı, diğer yandan müteveffa tarafından da hayat sigortasının yenilenip yenilenmediğinin takip edilmediği değerlendirildiğinde, tarafların müterafik kusurlu oldukları sonucuna varılması nedeniyle mahkemece, tarafların kusur oranları takdir edilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozmaya uyularak alınan 11.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda, davacının somut olaydaki kusur oranının %20, davalının kusur oranının ise %80 olarak belirlendiği, bu oranlara göre davacıya ödenmesi gereken ana paranın 31.200,00 TL olarak hesaplandığı, rapordaki hesaplamanın uygun görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; müvekkili bankanın bildirimde bulunarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olduğunu, hayat sigortasının zorunlu olmaması ve müteveffanın yenilenmesi için müracaatının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yenilenmeyen hayat sigortasından kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti ile yapılan ödemenin iadesi isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52 nci maddesi,
3. Değerlendirme
Temyize konu edilen Mahkeme kararının; uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.