"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/303 E., 2022/109 K.
DAVA TARİHİ : 16.04.2013
KARAR : Davanın kabulüne
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili,
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; çiftçilikle uğraştığını, 2010 yılına dair ayçiçeği hasadını dava dışı Selami Işık isimli şahsa sattığını, bu sırada kardeşi olan davalının kendisinden borç para istemesi üzerine, alıcı tarafından ürün bedelinin talimatı doğrultusunda davalıya ödendiğini, davalının bir sonraki harman döneminde ödünç aldığı parayı geri ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacıdan borç para almadığını, davacının iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, tanık dinlenilmesine muvafakatinin bulunmadığını, davacının satın aldığı tarlanın bedelini kendisi ödediğini, temerrüde düşürülmeden faiz isteminde bulunulamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, tarafların kardeş olup dava dışı bir kardeşlerinin daha bulunduğu, 2010 yılında ayçiçeği hasat bedelinin tamamını davalının aldığı, öte yandan davacının dava dışı Selim İlhan'dan satın aldığı taşınmazın bedelinin üç kardeşin ortak parasından ödendiği, ödenen toplam satış bedelinin 70.000 TL olduğu, bu durumda davalının mahsup talebi gereği 1/3 payı oranında takibe konu alacaktan düşülmesi gerektiği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının takibe vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 25.487,67 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.02.2020 tarihli 2016/26387 E., 2020/1858 K. sayılı ilamıyla;
"...Davalı kendisinin de davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek bu alacağı ile davacıya olan borcunun takas edilmesini Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 132. maddesi ( Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 204. mad.) ile hüküm altına alınan karşılık dava ile isteyebilir. Ancak, Türk Borçlar Kanununun 143/1 (BK.122.mad.) maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmez. Borçlu, kendisine karşı açılmış olan bir dava içerisinde takas-mahsup talebinde bulunabilir ve böylesi bir talep, usul hukuku anlamında bir defi niteliği taşır.
Somut olayda; davalı tarafından ileri sürülen yasanın aradığı anlamada bir takas- mahsup talebi yoktur. Mahkemece; taleple bağlılık ilkesi gözetilerek davacının iddiaları ve davalı savunmalarına göre değerlendirme yapılarak bu değerlendirme neticesi sonuca ulaşılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacı tarafından satın alınan ve tapu kaydının davacı üzerine olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan taşınmaz için ödenen bedelin kardeş olan taraflar ve dava dışı üçüncü şahıs nazara alınarak üçe bölünmesi suretiyle varılan rakamın icra takibine konu edilen alacaktan düşülmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalıdır..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların kardeş olup dava dışı bir kardeşlerinin daha bulunduğu, 2010 yılında ayçiçeği hasat bedelinin tamamını davalının aldığı, bu konuda tereddüt bulunmadığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 203 üncü maddesi uyarınca, kardeşler arasındaki hukuki işlemlerin miktar ve değerine bakılmaksızın tanıkla ispat edilebileceği, dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanlarından davacı tarafından davalıya ödünç para verildiğinin sabit olduğu, davacının iddiasını ispat ettiği, alınan ödünç paranın bir sonraki hasat döneminde geri ödeneceğine dair taraflar arasında vade tarihinin de belirlendiği, ancak söz konusu tarihte ödemenin yapılmadığının anlaşıldığı, alacağın o tarihte muaccel olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının takibe vaki itirazının iptali ile takibin 48.821 TL asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairece verilen 03.10.2022 tarihli ve 2022/5878 E. - 2022/7204 K. sayılı ilamla; (1) numaralı bentle davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra,
"...2-...Davalının takip talebinde talep olunan işlemiş faiz yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 117. maddesinin birinci fıkrası uyarınca; muaccel bir borcun borçlusu, ancak alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle borçlu temerrüde düşmüş olur. Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir. (11/12/1957 tarih ve 17/29 sayılı İçihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda; davacı, borcun ödeme tarihinin kesin vade olarak kararlaştırıldığını ispatlayamamış, ayrıca icra takibinden önce de davalı borçluyu borcun ödenmesi konusunda temerrüde düşürmemiş olduğundan, icra dosyasında talep edilen işlemiş faiz yönünden davacının talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işlemiş faiz yönünden de takibin devamına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; davalının, davacıdan ödünç para almadığını, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin de bulunmadığını, her ne kadar davacı ayçiçeği ürün bedelinin davalının hesabına havale edildiğini iddia etmiş ise de, havale makbuzlarında bu yönde bir açıklamanın bulunmadığını, havalenin borç ödeme aracı olduğunu, davacının iddiasını ispat edemediğini, kaldı ki davacının ödünç verdiği paranın iadesini talep etmeden takip başlatamayacağını, işlemiş faiz isteminde de bulunamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) ‘‘ D.İspat Kuralları/1.İspat yükü " başlıklı 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun ) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
2. 6100 sayılı Kanun'un " Senetle ispat zorunluluğu" başlıklı 200 üncü maddesine göre;
" Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunmaz.
Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir."
3. Aynı Kanunun 203 üncü maddesinde ise, senetle ispat zorunluluğunun istisnaları sayma yöntemiyle belirlenmiştir. Bunlardan biri de altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler olup, bu kişiler arasındaki işlemler miktar ve değerine bakılmaksızın tanıkla ispat edilebilir.
4. Öte yandan, sözleşmeden doğan alacaklarda, zamanaşımı, kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça on yıl olup, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ile 149 uncu maddesi)
3.Değerlendirme
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemiyle açılan davada, ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu, taraflar arasındaki yakın akrabalık bağı (kardeşlik) nedeniyle hukuki ilişkinin tanıkla ispat edilebileceği, dosya kapsamında dinlenen tanıkların davacının iddialarını doğrular mahiyette beyanda bulundukları, davalının, uhdesinde bulunan davacıya ait parayı iade etmediği, davacının davasını ispat ettiği, uyuşmazlığa uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 10 yıl olup davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.