"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2056 E., 2022/1966 K.
DAVA TARİHİ : 13.01.2016
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/15 E., 2021/72 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu taşınmaz ve üzerindeki evi satın almak için dava dışı taşınmaz sahibi ile 211.000 Euro bedelle anlaştığını, buna ilişkin aralarında adi yazılı sözleşme akdettiklerini ancak yabancı uyruklu olup tapuyu üzerine alamaması nedeniyle arkadaşı olan davalılardan tapunun geçici olarak üzerlerine alınması ve gerekli izinleri aldıktan sonra tapunun tarafına devri hususunda anlaştıklarını, bu amaçla davalılardan ...'ye satış bedelini ödemek için havaleler yaptığını, bir kısmını ise makbuz karşılığında ödediğini, evin içinde yapılması planlanan tadilat için de ayrıca ödeme yaptığını, davalı ...'ye yapılan ödemenin toplam 255.000 Euro olduğunu, bu ödemeler karşılığında tapuyu diğer davalı ...'ın üzerine aldığını, ilerleyen süreçte tapuyu üzerine almak istediğinde ise davalıların devri yapmadıklarını, bu nedenle davalılar hakkında icra takibi yaptığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca davacının dava konusu taşınmazı dava dışı şahıstan satın almak üzere anlaştığını, davacının yabancı uyruklu olması nedeniyle tapuyu üzerine alamadığını, kendilerinden yardım istemesi ve talebi ile tapunun diğer davalı ... üzerine alındığını, davacının el yazılı talebi ile taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı ... adlı şahsa bedelsiz olarak devredildiğini, davacının gönderdiği paranın bir kısmının elden davacıya iade edildiğini, bir kısmının evin tadilatında kullanıldığını, bir kısmının ise davacının talebi ve bilgisi dahilinde hayvan barınağında kullanıldığını, davacıya yardımcı olmak için onun talimatları doğrultusunda hareket ettiğini, buna ilişkin e-mail yazışmaları olduğunu savunarak, davanın reddi ile lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
2. Davalı ...; alacağın zamanaşımına uğradığını, bir menfaat gözetmeden diğer davalı ... adına gönderilen para ile taşınmazı üzerine aldığını, taşınmazın satışı konusunda dava dışı ... ile anlaşan davacının evin 200.000,00 TL bedel ile alıcı dava dışı ...'a satılması için kendisine yazılı talimat verdiğini, yine davacının talimatı gereğince vekalet verdiği ... takipçisi tarafından evin satılarak tapuda dava dışı ... adına tescil edildiğini, satıştan herhangi bir bedel almadığını, satış bedelinin davacı tarafından tahsil edileceğinin bildirildiğini, bu hususta davacı tarafından gönderilen e-postalar bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafça sunulan ''vekaletname'' başlıklı belge içeriğine göre, davacının davalı ...'ye gönderdiği havaleler karşılığında davalı ... adına ev alındığı, ...'ın dava konusu taşınmazı davacının talimatı üzerine 200.000,00 TL'ye sattığı ancak satış parasını davalıya ödediğine ilişkin yazılı belge sunamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, taraflar arasında sözlü inanç sözleşmesi olduğu, bu inanç sözleşmesine göre davacının parasını vererek alınan evi ...'a 200.000,00 TL'ye satması konusunda da talimat verdiği, bu talimatı da yazılı belge ile verdiği, davacı tarafın 21.05.2019 tarihli celsede kendisi tarafından verilen vekaletnamenin doğru olduğunu kabul ederek imzası ile onayladığı da dikkate alınarak davanın davalı ... yönünden kısmen kabulü gerektiği, yine davacının davalı ...'dan isteyebileceği 200.000,00 TL'nin likit olması nedeniyle inkar tazminatının bu davalıdan tahsili gerektiği, diğer davalı ... yönünden ise; davacının gönderdiği paralar ile dava konusu parselin alındığı, dosya kapsamı ve davacının diğer davalı ...'a verdiği vekalet içeriğinden ve davacının da kabulünde olduğu üzere davalı ...'ye gönderdiği paraların ev alınması ve tadilat için gönderildiği, sonrasında alınan evin 200.000,00 TL'ye satılması için diğer davalıya vekalet verildiği, davalı ...'nin yapılan inanç sözleşmesi gereği davacının istemlerini yerine getirdiği, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının davalılardan ... aleyhine açtığı davanın reddine, davalı ...'nin kötü niyet tazminatı isteminin reddine, davacının davalı ... aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile icra dosyasında 200.000,00 TL asıl alacak ve kabul edilen asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren yasal faizi ve icra masrafları yönünden itirazın iptaline, takibin devamına, davacının inkar tazminatı talebi yönünden kabul edilen asıl alacağın (200.000,00 TL'nin) %20' sine karşılık gelen inkar tazminatının davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davalı ...'ın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davalı ...'ın vekili olduğu olarak davacıya karşı taşınmazın rayiç bedelinden sorumlu olduğunu, davaya konu taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedelinin tespiti ile hüküm altına alınması gerektiğini, hüküm altına alınan bedelden diğer davalı ...'nin de sorumlu olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; davalının ev almak isteyen davacıya iyi niyetli olarak yardımcı olduğunu ve tapuyu üzerine aldığını, ancak daha sonra davacının ... isimli şahıs ile evin satışı konusunda anlaşarak evin 200.000,00 TL bedel ile alıcı ...'a satılması için yazılı talimat verildiğini, yine davacının talimatı gereğince ... takipçisine vekalet vererek tapuda evin ... adına tescil edildiğini, satıştan herhangi bir para almadığını, satış bedelinin davacı tarafından tahsil edileceğinin bildirildiğini, bu hususta davacı tarafından gönderilen e-postalar bulunduğunu, e-postaların delil başlangıcı niteliğinde olduğunu ve tanık dinlenebileceğini, davacının kötü niyetli olması nedeniyle aleyhine tazminata karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili; davacının takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın inanç sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davaya konu taşınmazın aslında davacıya ait olup yabancı uyruklu olması nedeniyle davalı ... adına satın alınarak tapuya tescil edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının 200.000,00 TL bedel ile alıcı dava dışı ...'a satılması için yazılı talimatı üzerine; davalı ... tarafından verilen vekaletname ile taşınmazın 200.000,00 TL bedel ile alıcı olan dava dışı ...'a tapuda satılarak devredilmiş olmasına rağmen 200.000,00 TL satış bedelinin davacıya ödendiğinin iddia ve ispat edilemediği, uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre taşınmazın bedelsiz olarak devredildiğine ilişkin savunmanın tanıkla ispatının mümkün olmadığı, davalıların cevap dilekçelerinde delil olarak dayandıkları e-postaların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 199 uncu maddesinde sayılan belge niteliğinde olsa da; davacı tarafından gönderilen e-postaların içeriklerine göre; taşınmazın davacının talimatı ile bedelsiz olarak satılarak devredildiğine ilişkin savunmayı muhtemel göstermemesi nedeniyle yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunmadığı, davalı ...'ın yemin deliline dayanmadığı, açıklanan nedenlerle yazılı talimatta belirtilen satış bedelinden davalı ...'ın davacıya karşı sorumlu bulunduğu, diğer davalı ...'nin ise davacının talimatları doğrultusunda işlem yaparak, taşınmazın satın alınarak davalı ... adına tapuya tescilini ve evin onarımını sağlamış olması nedeni ile davacıya karşı hukuki bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle; tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasına talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekil tarafından satılan evin satış bedelinin vekil edene verilmediği iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1 inci maddesi şöyledir; “Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.”.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) hesap verme başlıklı 508 inci maddesi şu şekildedir; “Vekil, vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene vermekle yükümlüdür. Vekil, vekâlet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlüdür.”
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; davacı ile davalı ... arasındaki ilişkinin yukarıda ifade edilen madde hükümleri de incelendiğinde görüleceği üzere vekilin hesap verme yükümlülüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, zira dava konusu taşınmazın alımına ilişkin olarak davacının davalıları vekil tayin ettiği, bu amaçla vekil kıldığı davalılardan ...'ye para havaleleri yaptığı, yine bu amaçla diğer davalı ...'ı dava konusu taşınmazın ev ve arsası ile birlikte dava dışı ... adlı şahsa 200.000,00 TL bedelle satışına ilişkin vekil kıldığı, ''vekaletname'' başlıklı belgenin davacı tarafından 21.05.2019 tarihli celsede kabul edildiği, davalılardan ...'ın 200.000,00 TL'lik satış bedelini davacıya iade ettiğini dosya kapsamındaki delillerle ispat edemediği de dikkate alındığında bu davalının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının rayiç bedele ilişkin talebi yönünden ise; satış bedelinin yazılı belge ile 200.000,00 TL olarak belirlenmiş olması da dikkate alındığında yerinde olmadığı, diğer davalı ...'nin ise, davacının talimatları doğrultusunda işlem yaparak, taşınmazın satın alınarak davalı ... adına tapuya tescilini ve evin onarımını sağlamış olması nedeni ile davacıya karşı hukuki bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.