"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/24 E., 2012/402 K.
DAVA TARİHİ : 13.11.2009
Taraflar arasında görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ... tarafından Keçiören ilçesi, ... mevkiinde başlatılan "Kendi Evini Kendin Yap Projesi"ne davacının da katıldığını, davacıya proje kapsamında ... mevkiinde bulunan 32679 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin 6.250.000,00 ETL bedel karşılığında tahsis edildiğini, davacının söz konusu bedelin tamamını taksitler halinde ödediğini ancak "taşınmazın tapusunun" verilmediğini, davacının davalı belediyeye yazılı müracaatı üzerine verilen 26.12.2006 tarih ve 24152 sayılı cevapta, projenin 19.10.1995 tarih ve 2746/3445 sayılı encümen kararı ile iptal edildiğinin belirtildiğini, davacının projenin iptali nedeniyle zararının bulunduğunu belirterek, ilgili taşınmazın dava tarihi itibariyle bedelinin tespiti ile bu bedelden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, bunun mümkün olmaması halinde dava konusu taşınmazın semeni olarak 1992-1993-1994 yıllarında davacı tarafından ödenen toplam 6.250.000,00 ETL'nin denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde dava tarihi itibariyle tespiti ile bu bedelden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, projenin kendilerine büyük mali külfet yükleyeceği için iptal edildiğini, projenin uygulanmasında yarar kalmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.2010 tarihli ve 2009/420 E., 2010/190 K. sayılı kararıyla; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.02.2011 tarihli ve 2010/13342 E., 2011/2457 K. sayılı ilamıyla; davacının, davalı ... Başkanlığından 10 nolu parselin 1/2'sini harici sözleşme ile satın aldığı ve 6.250.000,00 TL (ETL) ödediği, daha sonra projeden vazgeçilerek tapuda devir yapılmadığının dosyadaki delillerden anlaşıldığı, davacının ödediği paranın dava tarihinde ulaştığı değerin tahsili talepli bu davayı açtığı, davacının müracaatı üzerine davalının verdiği 26.12.2006 tarihli cevapta, projeden vazgeçildiğinin bildirildiği, mahkemece, BK'nın 60 ıncı maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle; davanın reddedildiği, oysa davacının ödediği paranın iadesi gereken tarihin 26.12.2006 olduğu, davalının parayı geri ödeme borcunun bu tarihte muaccel olduğu, bu tarihten itibaren işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin, 07.06.1939 tarih ve 1936/31-193941 sayılı İBK gereğince on yıl olduğu, şu halde dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığına göre, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı idare tarafından ... mevkii ile ilgili olarak başlatılan kendi evini kendin yap projesinin encümen kararı ile iptal edildiği, projeye ilişkin tapuda tescilli bir alanın da bulunmadığı, davacının proje kapsamında toplam 6,25 TL ödeme yaptığı, bu miktarın da enflasyon, döviz artışı ve ... satış fiyatlarındaki değişim ortalamasına göre 13.11.2009 dava tarihi itibariyle değerinin alınan bilirkişi raporuna göre 1.369,19 TL'ye tekabül ettiği, davacı tarafından yatırılan paranın davalı ... tarafından ödenmemesi suretiyle sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verildiği, bilirkişi raporu ve ek rapor mahkemece denetime elverişli ve uygun, karar vermeye yeterli görülmekle davanın kısmen kabulüne, 1.369,19 TL'nin 13.11.2009 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; mahkemece davaya konu edilen taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin tespiti ve bu bedelin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi yönünde bir karar verilmesi gerektiğini, işbu davanın konusu ile aynı olan emsal davalarda verilen Dairemizin 2013/11767 E., 2013/14762 K. sayılı kararında açıkça; "... geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, satış bedelini ödediğini ispat etmek koşuluyla taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Bu nedenle, mahkemenin davacının tahsis edilen arsa rayiç değerini isteyebileceği yönündeki değerlendirmesi yerindedir... Gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilerek, bu emsallere göre tahsis edilen taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkan veren bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir..." denildiğini, bu emsal karara göre rayiç bedelin tespiti yönündeki taleplerinin haklı olduğunu, bu bedelin de keşif yapılmak suretiyle tespitinin gerektiğini, yukarıdaki emsal içtihatın devamında rayiç bedelin ne şekilde tespit edileceğine değinildiğini, mahkemece emsal içtihatlara uygun şekilde keşif yapılarak davacıya tahsis edilen taşınmaza değer biçilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, mahkemece, öncelikle tahsisi yapılan ancak devir ve tescil işlemleri yapılmayan taşınmazın dava tarihi itibariyle bedelinin tespiti için emsal taşınmaz satışlarının celbi, ardından mahallinde keşif yapılması, dava tarihindeki rayiç değerinin tespit edilmesi ve bu bedelin davalıdan tahsili yönünde karar verilmesi gerekirken, emsal içtihatlar ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde tanzim edilen bilirkişi raporuna itibar edilmesinin doğru olmadığını ifade ederek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ifası imkansız hale gelen sözleşme nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Terditli dava" başlıklı 111 ... maddesi
2. 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 25 ve 26 ncı maddeleri.
3. Dairemizin 13.12.2021 tarihli ve 2021/3745 E., 2021/12855 K. sayılı ilamının ilgili bölümünde; "Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı Belediyenin davaya konu taşınmazı 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun 25 ve 26. maddeleri uyarınca davacıya satmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı ... olup, taraflar arasında yapılan bu sözleşme geçerlidir. Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, satış bedelini ödediğini ispat etmek koşuluyla taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Bu nedenle mahkemenin, davacının tahsis edilen arsanın rayiç değerini isteyemeyeceği yönündeki değerlendirmesi yerinde değildir. Dairemizin istikrar kazanan görüşü bu yöndedir.
Buna göre mahkemece; taraflara, tahsis edilen taşınmaza yakın bölgelerden ve ifanın imkânsız hale geldiği tarihe yakın zaman içinde yapılan benzer yüzölçümlü satışları ve aynı proje nedeniyle aynı mevkide bulunan taşınmazlara ilişkin olarak açılan ve Yargıtay incelemesinden geçen kesinleşen dava dosyalarını bildirmeleri için imkan tanınması, bu emsallere göre tahsis edilen taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkân veren bilimsel verileri içeren rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir..." denilmiştir.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Terditli dava" başlıklı 111'... maddesinde düzenlenen biçimde terditli dava açılabilir. Terditli davalarda aynı davalıya karşı birden fazla talep, aralarında bir aslilik ferilik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürülebilir. Ancak bu talepler arasında hukuki bağlantının bulunması şarttır. Öte yandan, anılan Kanun'un 111 ... maddesinin 2 nci fıkrasında belirtildiği üzere davacının asli talebinin esastan reddine karar verilmedikçe, feri talebi incelenemez ve hükme bağlanamaz.
2. Davacı, davalı idareye güvenerek arsa verileceği inancı ile arsa bedeli olarak 6.250.000,00 ETL (6,25 TL) ödediği halde, taahhüt edilen arsanın verilmediğini ileri sürerek, zararın tazminini istemiş ve terditli olarak dava açmıştır. Mahkemece davacının asli talebinin esastan reddine karar verilmedikçe, feri talebi incelenemez ve hükme bağlanamaz. Bu durumda davacı; ilk talebi olan, taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği, yani projenin iptal edildiği tarihteki arsanın ikame değerini isteyebilir. Mahkemece yanlış değerlendirme ile, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının farklı tarihlerde ödediği bedelin dava tarihindeki ulaştığı alım gücünün belirlenerek yazılı şekilde bu bedele hükmedilmesi yerinde değildir.
3. Mahkemece; taraflara, tahsis edilen taşınmaza yakın bölgelerden ve ifanın imkânsız hale geldiği, yani projenin iptal edildiği tarih olan 19.10.1995 tarihine yakın zaman içinde yapılan benzer yüzölçümlü satışları ve aynı proje nedeniyle aynı mevkide bulunan taşınmazlara ilişkin olarak açılan ve Yargıtay incelemesinden geçen kesinleşen dava dosyalarını bildirmeleri için imkan tanınması, bu emsallere göre tahsis edilen taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkân veren bilimsel verileri içeren rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.09.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MA - AZ - NT - FE
KARŞI OY
1. Dava, davalı ... tarafından davacıya tanınan arsa üzerindeki hak sahipliği kararının iptali nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
2. Davacı vekili dava dilekçesinde, “Kendi Evini Kendin Yap” projesi kapsamında davalı ... tarafından müvekkiline arsa tahsis edildiğini, ancak projenin 19.10.1995 tarihli Belediye Encümeni kararıyla iptal edildiğini ve bu durumun 26.02.2006 tarihinde müvekkiline bildirildiğini, bu uğurda davalı ...’ye eski Türk Lirası üzerinden toplamda 6.250.000 TL ödendiğini, projeden vazgeçildiği için öncelikle taşınmazın dava tarihindeki güncel değerinin belirlenerek müvekkiline ödenmesine, bu mümkün olmazsa ödediği bedelin “denkleştirici adalet” ilkesi çerçevesinde dava tarihindeki değerinin belirlenerek müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
3. Mahkemece ilk kararda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, Dairenin (Kapatılan 13. HD) 21.02.2011 tarih ve 2010/13342 E. – 2011/2457 K. sayılı kararıyla, davacının isteminin davalı ...’ye ödediği paranın güncel değerini istemek için bu davayı açtığı nitelemesi yapıldıktan sonra, zamanaşımı süresinin ancak paranın geri iadesini isteme hakkının muaccel olduğu 26.12.2006 tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği dava zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle bozulmuş, ... Dairenin terditli istem içeren dava dilekçesini “paranın güncel değeri” olarak somutlaştırmasına ilişkin kararına karşı davacı yanca da karar düzeltme yoluna gidilmemiştir.
4. Mahkemece bozma ilamına uyulması nedeniyle “paranın güncel değerini isteme” yönünden davacı lehine, “taşınmazın güncel değerini isteyememe” yönünden ise davalı ... lehine USULÜ MÜKTESEP HAK doğmuş olup, Mahkemece kazanılmış hakların korunması ilkesi çerçevesinde, davacı tarafında ödenen bedelin dava tarihindeki güncel değeri belirlenerek davanın bu miktar üzerinden kabulünde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz isteminin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden, Daire ... çoğunluğunun, taşınmazın güncel değeri üzerinden hüküm kurulması gerektiğine ilişkin görüşlerini isabetli bulmuyorum.