"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1849 E., 2022/2247 K.
DAVA TARİHİ : 13.03.2018
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/125 E., 2021/203 K.
Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden doğan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ...'in, murisi ... ... adına veraset ilamı alınması, murisinden kalan taşınmazlarla ilgili olarak diğer davalılar ... ..., ..., ... aleyhine gerekli davaların ikame edilmesi ve diğer bir takım hususlarda hukuki hizmet almak üzere kendisine başvurduğunu, anlaşma sağlanması üzerine vekaletname düzenlendiğini, böylece ... Sulh Hukuk Mahkemesi 2017/240 E. sayılı dosyasında muris ... ... adına veraset ilamı alındığını, ardından davalı ... adına ... ... ve ... ...'nın vasiyetnamelerini tenfizi için diğer davalılar aleyhine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/293 E. ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/299 E. sayılı dosyaları ile ayrı ayrı tenfiz davaları ikame edildiğini, her iki dosyada da dava dilekçelerini hazırladığını, mahkemeye sunduğunu, duruşmaya hazır hale getirdiğini, ancak davalı ...'ın diğer davalılar ile kendisini saf dışı bırakarak herhangi bir bilgi vermeden sulh görüşmeleri yaptığını, bu doğrultuda diğer davalıların dosyalara davayı kabul beyanı gönderdiğini, bu aşamada haksız olarak azledildiğini, azilnamenin tek sebebinin hakettiği avukatlık ücretinin ödenmemesini sağlamak olduğunu, bunun üzerine kendisinin ihtarname göndererek avukatlık ücreti talep ettiğini, herhangi bir sonuç alamadığını belirterek davalı ...'ten şimdilik 40.000,00 TL'sinin ihtar tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte tahsiline, şimdilik 10.000,00 TL'lik kısmının ise tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; ablası olan muris ...'in vasiyetname bıraktığını, ancak bu vasiyete karşı dava açma süresinin geçtiğini, taşınmazları tapuda üstüne geçirmesi için davacı avukattan yardımcı olmasını istediğini, bu ... için ne kadar ödeyeceğini sorduğunda ise davacının çok bir şey değil diye cevap verdiğini, güven ilişkisine dayanarak vekaletnameyi davacıya verdiğini, davacının kendisini yanıltarak vasiyetnamenin tenfizi davası açtığını, böylece zarara soktuğunu, miras bırakanın ölümü ile mirasçı atanan kişinin tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden ayni hak kazandığını, atanmış mirasçı adına tescil için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasının açılmasına gerek bulunmadığını, davacının bu şekilde veraset ilamı aldığını, ancak tapuya başvuru yapmadığını, böylece kendisinin başka bir avukat ile anlaşarak veraset ilamı almak sureti ile tapuda tescil işlemlerini yaptığını, davacının açtığı davanın hukuki menfaat yokluğundan reddi mümkün bir dava olduğunu, ancak diğer davalıların ... bu durumu da belirterek davayı kabul ettiklerini, dava cevap süresi içerisinde kabul edildiğinden dava açılmasına da davalılar sebebiyet vermediğinden karşı taraf vekalet ücretinin oluşmayacağını, davacının, kızına eşine ait taşınmazın kendisine verilmesini daha sonra da nakit paraya anlaşabileceklerini, sonrasında da 200.000,00 TL talep eden mesaj attığını, bu davranışların azile neden olan en önemli etkenler olduğunu, davacının kendisini yanlış yönlendirerek yanlış davalar açtığını, böylece zarara soktuğunu yasal haklarının saklı olduğunu, azil işlemi yapılırken de asgari ücret tarifesi uyarınca o güne kadarki işler için davacının hesabına para gönderildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ...; davacı tarafı tanımadığını, kardeşi diğer davalı ...'in ablası ve annesinin vasiyetnamesinin tenfizi için kendileri aleyhine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/293 E. ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/299 E. sayılı dosyaları ile dava açtığını, kardeşinin kendilerine dava açmadan önce tapuda işlem yapmak için bildirimde bulunmadığını, bu nedenle diğer kardeşleri ile avukat tutarak, davayı kabul ettiklerini, ancak davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını bildirdiklerini, davayı hemen kabul ettikleri için aleyhlerine masraf ve avukatlık ücreti hükmedilmemesini talep ettiklerini, davacıyı zarara uğratmak gibi bir amaçlarının da olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. Diğer davalılar ... ... ve ...; davalı ...'ın dava açmadan önce tapuda işlem yapmak için bildirimde bulunmadığını, kendisi ile davalık olmak istemediklerinden bu durumu da belirterek davayı kabul ettiklerini ve aleyhlerine masraf ve avukatlık ücreti hükmedilmemesini talep ettiklerini, diğer davalı ...'ın avukatı ile olan probleminin kendileri ile alakası olmadığını, bu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, bu işlemler için dava açılmasına gerek olmadığını, davacıyı tanımadıklarını, onu zarara uğratmak gibi bir amaçlarının da olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; azlin haklı olduğu, alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda azlin haklı olması halindeki hesaplamalara itibar edilerek, azil tarihinde avukatın sonuçlanan dava ve işlerin ücretini davalı ...'dan talep edebileceği, diğer davalılardan ise talepte bulunamayacağı, azil tarihinde sonuçlanan tek işin veraset ilamı için açılan dava olduğu, yazılı sözleşme bulunmadığından maktu vekalet ücreti 990,00 TL'nin davalı ...'dan talep edilebileceği, ancak davalı ... tarafından davacıya 7.073,00 TL ödemede bulunulduğu, bu hususun tarafların kabulünde olduğu, davacının davalıdan alacağı vekalet ücreti kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı; davalı ... ile anlaştıkları şekilde usulüne uygun biçimde davaları açtığını, hukuki süreci yürütürken davalı ...'ın karşı taraflarla (diğer davalılar) haberi olmaksızın yaptığı görüşmeler neticesinde sulh olduğunu, hak ettiği/edeceği avukatlık ücretinden yoksun kaldığını, asıl iradesinin avukatına ücret ödememek olan davalının ... 1. Noterliği 13.09.2017 tarih ve 10290 yevmiye numaralı azilnamesinde belirttiği üzere nihai görüşmelerde avukatlık ücreti konusu hiç görüşülmediği halde nispi avukatlık ücreti istenmesinin haklı bir azil gerekçesi olarak gördüğünü, sırf bu durumun bile davalının kötü niyetini ortaya koyduğunu, zira avukatın hukuki yardımının karşılıksız olmayacağını, vasiyetnamenin tenfizi davası açmakta iyi niyetli olduğunu, vekil olarak üzerine düşeni yaptığını, kaldı ki aynı Tapu Müdürlüğünden alınan bilgilerin dahi birbirinden farklılık göstermekte iken pratikteki uygulamaya ilişkin araştırma yapması, işlemi bilen ve sürekli olarak bu işlemleri yapan tapu görevlileri ile doğrudan iletişim kurması ve onlardan edindiği bilgilere güven duymasının olağan ve hatta doğrudan yapılması gereken olduğunu, dosya takibinin avukat ile yürütülmesi, fakat sulh olma aşamasına gelindiğinde avukatın yok sayılmasının iyi niyetli kabul edilemeyeceğini, mahkemece bu hususların hiç irdelenmeden davanın reddine karar verilmesinin hakkaniyetsiz olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu, mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, özellikle, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı adına tescili için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına, dolayısı ile mahkeme hükmüne ihtiyaç bulunmadığı, atanmış mirasçıya buna ilişkin mirasçılık belgesinin verilmesinin yeterli olduğu, bu nitelikteki belge ile ayni hakların bu kişi adına tapuda tescilinin mümkün olduğu, İlk Derece Mahkemesince haklı azil olduğunun kabul edilmiş olmasının doğru bulunduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrarlayarak kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin tarafların sulh olması nedeniyle haksız azlinden kaynaklı akdi ve karşı yan vekalet ücreti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "Vekilin borçları" başlık "Talimata uygun ifa" alt başlıklı 505 inci maddesi:"Vekil, vekâlet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekâlet verenden izin alma imkânı bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan hâllerde, vekil talimattan ayrılabilir.
" ve " Şahsen ifa, sadakat ve özen gösterme
" alt başlıklı 506 ncı maddesinin 2 nci fıkrası: "Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. " şeklindedir.
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 34 üncü maddesi: "Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve ...Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler." şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, 6098 sayılı Kanun'un 506 ncı maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. 1136 sayılı Kanun'un "Avukatın işi takipten vazgeçmesi, azli ve ücretin gününde ödenmemesi" başlıklı 174 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcuttur. Bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
3. 1136 sayılı Kanun'un Ücret Dolayısiyle Müteselsil Sorumluluk başlıklı 165 inci maddesi şöyledir: "... sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar." bu konuda verilmiş Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı ilamı ise "Avukatlık Kanunun 165. Maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh ve her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile ... sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin dahil olmadığına" şeklindedir.
4. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.03.2019 tarihli ve 2017/14092 E., 2019/1913 K. sayılı ilamı.
5. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 02.04.2018 tarihli ve 2018/1129 E., 2018/3329 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava dosyasının incelenmesinde; davalıların murisi anne ... ile kardeşleri ...'in ... 1. Noterliğinin 22.01.2002 tarihli 00291 ve 00287 yevmiye numaralı vasiyetnameleriyle davalı ...'ı mirasçı olarak atadığı, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/560 E. ve 2015/1078 E. sayılı dava dosyası ile vasiyetnamelerin açılmasına karar verildiği, ... 1. Noterliğinin 22.01.2002 tarihli ve 00287 yevmiye numaralı ... ... tarafından düzenlenen vasiyetnamenin iptalinin diğer davalılar ... ve ... tarafından talep edildiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/414 E. sayılı dava dosyasında yapılan yargılamada davanın reddine karar verildiği ve kararın 30.06.2014 tarihinde Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, ... ... tarafından verilen ... 1. Noterliğinin 22.01.2002 tarih ve 00291 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin iptalinin süresinde istenmediği, emsal içtihatlara göre atanmış mirasçı olan davalı ...'ın vasiyetname açıldıktan sonra alacağı mirasçılık belgesi ile işlem yapabileceği, vasiyetnamenin tenfizi davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı, bu doğrultuda davalı ...'ın davacı avukat ...'yu 13.09.2017 tarihinde azlinin haklı olduğu, haklı azil halinde azil tarihi itibariyle kesinleşen işlerin ücretini isteyebileceği, bu nedenle davacı avukatın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/240 E. sayılı veraset ilamı alınması dosyasını açıp sonuçlandırdığı, bu nedenle 990,00 TL (ayrı bir vekalet ücret sözleşmesi olmadığından maktu vekalet ücreti) alacağı bulunduğu, davalı ... tarafından davacıya toplam 7.073,00 TL ödeme yapıldığı, söz konusu ödemenin davacı avukat tarafında da kabul edildiği, karşı yan vekalet ücretinin ise davanın niteliği gereği doğmadığı, diğer davalıların ilgili yasa hükmü ve içtihatlar gereği sorumluluğun bulunmadığı anlaşılmakla davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.