Logo

3. Hukuk Dairesi2023/777 E. 2023/2722 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Doktor hakkında ceza mahkemesinde verilen ve Yargıtayca onanan mahkûmiyet kararı ile doktorun kusurlu olduğu sabit görüldüğünden, hukuk hâkiminin bu hususta bağlılığı ve hastanenin de adam çalıştıran sıfatıyla kusursuz sorumluluğu bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1754 E., 2022/2829 K.

DAVA TARİHİ : 07.04.2009

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2009/103 E., 2020/71 K.

Taraflar arasındaki hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... Hastane ve Sağ. Tes. Gıda İnş. Tic. A.Ş. tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalılardan doktor ...'in diğer davalı hastanede çalıştığını, davalı doktorun ... kazası ile kırılan sol kolunun ameliyatı esnasında dikkatsizce davranarak sinir kesilmesine ve yaralanmasına sebep olduğunu, ihmal neticesinde gerçekleşen bu eylem nedeniyle sol kolunu kullanamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03.10.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle; maddi tazminat talebini bilirkişi raporu doğrultusunda ıslahı yolu ile 142.334,00 TL artırarak toplam 143.334,00 TL maddi tazminatın ve çektiği elem ve ızdırap nedeni ile dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın ameliyat tarihi olan 01.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; dava edilen hususun ameliyat sonucu mu, yoksa ilk kırılmaya neden olan eylem sırasında mı gerçekleştiğinin kesin olarak belirlenemeyeceğini, sorumluluğundan söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Hastane ve Sağlık Tesisleri Gıda İnşaat Tic. A.Ş.; tıbbi müdahalenin şartları gereğince işlem yapıldığını, herhangi bir ihmalin söz konusu olmadığını, doktorun yeterli özeni gösterdiğini, işverenin sorumluluğunun kusur karinesine dayanmadığını, sorumluluk için hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı sarmalının oluşması gerektiğini, somut olayda neden sonuç ilişkisinin oluşmadığını, manevi tazminat isteğinin yersiz olduğunu ve zenginleşme amacı güttüğünü, davanın mesleki sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında ... Anonim Türk Sigorta Şirketine ihbar edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun belirsizlik üzerine yorum yaptığı, aynı konuda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenen ve tüm kurulların üstü niteliğindeki organın düzenlediği ve ceza mahkemesince de hükme esas alınan rapor içeriği dikkate alındığında sinir hasarını düşündüren bulguların bulunduğunun kayıtlı olduğu, ameliyat esnasında radyal sinir hasarının nedeninin ortaya konulması için sinir eksplorasyonu yapılmamasının ve ameliyat sonrasında radyal sinir palarizi bulgularının artmasına rağmen sinir eksplorasyon yapılmamasının tıp biliminin kabul görmüş uygulamalarına tersliğinin açıkça ortaya koyulduğu, ameliyat esnasında dahi sinir hasarının nedeninin ortaya konulması için yapılması gerekenlerin yapılmaması nedeniyle ameliyatı yapan doktorla birlikte hastanenin müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu, bu nedenle Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun raporuna itibar olunamayacağı, Genel Kurul raporunun doktorun meydana gelen sonuçtaki tıbbi hatasını açıkça ortaya koyduğu, talep edilen manevi tazminat tutarının günün ekonomik koşullarına uygun olduğu, makul bir tutar olduğu, her ne kadar Tüketici Kanunu'nun değişmesi ile somut uyuşmazlığa artık Tüketici Mahkemelerinin değerlendirme yapması gerekse de davanın açıldığı tarihte genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle artık görevsizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 1.000,00 TL maddi tazminatın olayın olduğu 01.08.2008 tarihinden, 142.334,00 TL'nin ıslah tarihi olan 03.10.2019 tarihinden itibaren, 10.000,00 TL manevi tazminatın da olayın olduğu 01.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin ek kararıyla; gerekçeli karar başlığında 2 numaralı davalı olarak Özel Yenibosna Mediport Hospital'ın gösterildiği, söz konusu ismin bir ünvan olduğu, ticaret şirketi olarak Yenibosna Hastane ve Sağlık Tesisleri Gıda İnşaat Tic. A.Ş. bünyesinde faaliyet gösterdiği, bu nedenle 2 numaralı davalı olarak söz konusu davalı ünvan bilgisi yazılması gerekirken hastane isminin yazıldığı, söz konusu ismin gerçek ya da tüzel kişiliğinin bulunmadığı, bu hususun maddi bir hatadan kaynaklandığı, kararın henüz dava yanlarına tebliğ edilmediği gerekçesiyle mahkemenin 2009/103 E., 2020/71 K. sayılı gerekçeli karar başlığında 2 numaralı davalının, Yenibosna Hastane ve Sağlık Tesisleri Gıda İnşaat Tic. A.Ş. olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı ...; ceza mahkemesince hükme esas alınan rapor içeriğinin haksız fiilin oluşumuna dayalı oluşu nedeniyle hukuk mahkemesini bağlamayacağını, bu ilke kapsamında 30.07.2008 tarihinde meydana gelen ... kazası sonucunda davacının hastaneye geldiğini, ameliyat öncesi yapılan muayenede sol kolunda Homeros kemiğinde kırık ve düşük el görünümü neticesinde sinir yaralanması tespit edildiğini, tüm rizikoların ameliyat öncesi ayrıntılı açıklandığını, davacının onay vermesinden sonra tıbbi müdahale yapıldığını, davacıda oluşan sinir damarı hasarının yanlış teşhis ve ameliyatından kaynaklı olmadığını, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinin 24.10.2016 tarihli raporu incelendiğinde "kişinin maluliyetine neden olan sinir arızasının kişide meydana gelen kırıktan mı yoksa yapılan ameliyattan mı kaynaklandığının belirlenemediği" ifadesiyle kusurun gerçekleştirdiği ameliyattan kaynaklandığının tespit edilemediğini, yapılan ameliyatların beklenilen iyi sonuç verilmemiş olsa dahi tıp biliminin kabul ettiği bütün kurallara uygun olduğunu, artık kusur izafe edilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Hastane ve Sağlık Tesisleri Gıda İnşaat Tic. A.Ş.; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 24.10.2016 tarihli raporunda netlik bulunmadığını, ... 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/285 E. sayılı dosyası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporu ve söz konusu rapora göre verilen ilgili mahkeme kararına binaen hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, öte yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesi adam çalıştıranın sorumluluğunu düzenlediğini, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, diğer davalı doktorun gerekli niteliklere haiz uzman doktor olduğunu, bu kapsamda objektif kriterlere göre doktor seçmekte gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini, hastanenin denetim ve gözetiminde objektif kriterlere göre gerekli ve yeterli özeni gösterdiğini, davacının hastaneye giriş yaptığı andan taburcu edildiği ana kadar işin organizasyonunun doğru ve esaslı bir şekilde yapıldığını, süresinden sonra verdiği ek istinaf dilekçesi ile de gerekçeli kararda kusur atfedilmediğinden sigorta şirketine başvurusunun olumsuz döndüğünü ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ceza yargılamasında son rapor mercii olan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 05.11.2015 tarih ve 2220 karar sayılı raporunda davalı doktorun tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına göre kusurlu bulunduğu, ceza yargılamasında kesinleşen kararla da esasen doktorun kusurlu olduğu, doktorun kusur oranının tazminat hukuku açısından bir önemi bulunmadığı, ceza mahkemesinin kesinleşen kararıyla sanığın eyleminin hukuka aykırılığı sabit kabul edildikten sonra hukuk mahkemesinin aynı fiile ilişkin ayrı bir inceleme yapmasının usul ekonomisine aykırı olduğu, yargılama sırasında davalı hastaneden istenen belgelerin de temin edilememiş olması da dikkate alındığında artık yeniden ya Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan ya da konusunda uzman üniversitelerdeki akademisyen doktorlarda oluşacak bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının da sonucu etkilemeyeceği, bu talep yönünden davalı tarafın da hukuki bir yararı bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ... Hastane ve Sağ. Tes. Gıda İnş. Tic. A.Ş. temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... Hastane ve Sağ. Tes. Gıda İnş. Tic. A.Ş.; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, gerekçeli kararda kusur atfedilmediğinden sigorta şirketine başvurusunun olumsuz döndüğünü ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Vekâlet sözleşmesi, dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 386 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

2. BK'nın 53 ve 100 üncü maddeleri.

3. Dairenin 07.12.2022 tarihli ve 2022/5767 E., 2022/9263 K. sayılı kararı, 26.01.2022 tarihli ve 2021/5385 E., 2022/462 K. sayılı kararı, 23.06.2020 tarihli ve 2020/1255 E., 2020/5068 K. sayılı kararı, 14.03.2023 tarihli ve 2023/1057 E., 2023/1134 K. sayılı ilamı.

3.Değerlendirme

1. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı ... ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki ... gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir ... gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 394 üncü maddesinin 1 inci fıkrası hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.

2. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53 üncü maddesine göre, hukuk hakimi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı olmadığı gibi, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz. Buna göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı; kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacaktır. Ancak hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide gerekse Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacaktır. Bu doğrultuda maddi vakıanın tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı olup, ceza mahkemesince bir maddi vakıanın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.

3. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 100 üncü (TBK 116.) maddesinin 1 inci fıkrasında ise adam çalıştıranın sorumluluğu; "Bir borcun ifasını veya bir borçtan mütevellit bir hakkın kullanılmasını kendisi ile beraber yaşayan şahıslara veya maiyetinde çalışanlara velev kanuna muvafık surette tevdi eden kimse, bunların işlerini icra esnasında ika ettikleri zararlardan dolayı, diğer tarafa karşı mesuldür." şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Hukukunda, yardımcı kişinin işin görülmesi sırasında başkalarına vermiş olduğu zarar nedeniyle çalıştıranın sorumluğu; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 55 inci ve 100 üncü (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 66 ncı ve 116 ncı) maddelerinde düzenlenmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 100 üncü (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 116 ncı) maddesine dayanan sorumluluk ise, bir sözleşme sorumluluğudur. Burada, yardımcı kişi kullanan çalıştıran ile yardımcı kişinin fiilinden zarar gören arasında daha önceden kurulmuş bir sözleşme ilişkisi mevcuttur. Çalıştırana kurtuluş kanıtı tanınmamış, farazi kusur kabul edilmiştir. Çalıştıran, yardımcı kişi yerine geçip, onun davranışında bulunmuş olsaydı, bu davranış kendisine kusur olarak olarak yükletilebilecek idiyse sorumlu olur. Diğer bir anlatımla, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 100 üncü maddesinde çalıştıran, kendisinin kusursuz olduğunu ispat etmekle sorumluluktan kurtulamaz. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 10.06.2021 tarihli ve 2020/6078 E., 2021/6384 K. sayılı ilamı.)

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava dosyasının incelenmesinde; davalı doktorun ... 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/285 E. sayılı ceza dosyası ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davalı doktorun kusurlu olduğu tespitini içeren ceza yargılamasında verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek 13.06.2019 tarihinde kesinleştiği, hukuk hakiminin maddi vakıaların tespiti konusunda ceza mahkemesinde verilen kararla bağlı olduğu, yargılama sırasında dava dosyasında aldırılan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 18.02.2015 tarihli ve 11.11.2015 tarihli bilirkişi raporlarında da davalı doktorun eyleminin tıp biliminin kabul gördüğü ilke ve kurallara uygun olmadığının açıklandığı, davalı hastanenin sorumluluğunun ise 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 100 üncü maddesine dayandığı ve kusursuz sorumluğunun söz konusu olduğu, davalı ... Hastane ve Sağlık Tesisleri Gıda İnşaat Ticaret A.Ş.nin sigorta şirketine başvurusunun olumsuz dönmesinin dava konusu ile ilgisinin bulunmadığı anlaşılmakla davalı ... Hastane ve Sağ. Tes. Gıda İnş. Tic. A.Ş.nin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... Hastane ve Sağ. Tes. Gıda İnş. Tic. A.Ş.nin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.