Logo

3. Hukuk Dairesi2023/828 E. 2023/2465 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, havale dekontlarında "borç" açıklamasıyla ödünç verme iddiasını ispatladığı, davalının ise bu parayı hangi amaçla aldığını kanıtlayamadığı ve Yargıtay’ın önceki bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince uyulduğu gözetilerek, davalının temyiz itirazlarının reddine ve davanın kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2223 E., 2022/2427 K.

DAVA TARİHİ : 08.10.2019

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/196 E., 2020/254 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali (ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan) davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... Kredi Bankası hesabından davalının ... ve ... Bank'ta bulunan hesaplarına çeşitli tarihlerde toplam 246.580,00 TL borç para gönderdiğini ve davalının paraları iade etmemesi üzerine ... 8. İcra Müdürlüğünün 2019/10240 E. sayılı dosyasıyla yapmış oldukları takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek; davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacıdan borç istemediğini ve almadığını, davaya konu banka kartının babası tarafından kullanıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; dosya içeresinde mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının kendisine ait hesaptan muhtelif tarihlerde davalının ... ve ... Bank'ta bulunan hesaplarına borç adı altında para gönderdiği, davalı her ne kadar süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemiş ise de beyan dilekçesi olarak kabul edilen dilekçesinde bu paraların kendi hesabına girdiğini kabul ettiği ancak davacıdan borç istemediğini ve bu hesapların babası tarafından kullanıldığını bildirdiği anlaşılmış olup bu hesapların davalının adına olduğu,

hesapların babası tarafından kullanılmasının davacı yönünden alacağı ortadan kaldırmadığı gibi davalının sorumluluğunu da ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle davalının bu borçtan sorumlu olduğu ve itirazın haksız olduğu gerekçesiyle; ''davanın kabulüne, davalının ... 8. İcra Müdürlüğünün 2019/10240 Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, toplam 246.580,00 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.04.2022 tarihli, 2021/590 Esas, 2022/797 Karar sayılı kararı ile, dava konusu uyuşmazlıkta davacının davalıya 246.580,00 TL para gönderimine ilişkin dekontlarda "borç" açıklaması bulunduğu, bu açıklamanın, içeriği itibariyle gönderilen paranın davalıya borç olarak verildiğinin ispatı için yeterli olmayıp, paranın borç olarak verildiğini ispat yükü üzerinde bulunan davacının ödünç iddiasını yazılı deliller ile kanıtlaması gerektiği, ne var ki davacı taraf, dayandığı banka dekontları dışında dava konusu ettiği miktarı davalıya borç olarak verdiğini yazılı belge ile kanıtlayamadığından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle "davalının istinaf başvurusunun kabulüyle, ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.12.2020 tarih, 2019/196 E. 2020/254 K. sayılı kararının, HMK’nin 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden karar verilmesine, davanın reddine'' karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 13.09.2022 tarihli, 2022/4857 E., 2022/6423 K. sayılı ilamıyla, davacının, davalıya karz ilişkisine dayalı olarak borç para verdiğini ve geri ödenmediğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açtığı, davalının ise, gönderilen paranın borç olarak gönderilmediğini savunarak davanın reddini dilediği, bu hali ile davalının, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunduğu, öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükünün davacıda olduğu, davacı delil olarak banka havale dekontlarına dayanmış olup, davaya konu dekontlarda ise, açıklama olarak “borç” ibaresi bulunmakta olup, bu haliyle davacının iddiasını ispatlamış durumda olduğu, hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı bir şekilde, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması yönünde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla, uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca davacının davalıya banka havalesi ile para gönderiminin ödünç kapsamında gerçekleştiği ve davalı tarafça ödünç alınan tutarın ödendiği iddia ve ispat edilemediğinden davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilmesi; alacağın likit ve muayyen olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; ''davanın kabulüne, davalının ... 8.İcra Müdürlüğünün 2019/10240 sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak 246.580 TL'nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı; dava konusu dekontta sadece ''borç'' yazmasının borç verme anlamına gelmediğinin Yargıtay İçtihatları ile sabit olup davacının dekontlar dışında başka hiçbir yazılı delil ibraz edemediğini, Türk Borçlar Kanunu'nun 555 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havalenin, hukuksal niteliği itibari ile bir ödeme vasıtası olduğunu, diğer bir deyişle havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olduğunu, yasal karinenin tersini ileri süren havalecinin, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığını ve mahkemece de davacının yemin deliline dayandığı gözardı edilerek hüküm kurulduğunu beyan ederek; ... Bölge Adliye Mahkemesinin 2022/2223 E. 2022/2447 K. Sayılı kararının temyiz incelemesi neticesinde bozulmasını, en nihayetinde davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddiasına dayalı davasının ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 555 ve devamı maddelerinde düzenlenen " havale" bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersinin (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2003 tarihli ve 2003/3-118 E., 2003/158 K. sayılı ilamı).

2. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ‘‘İspat yükü " başlıklı 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.

3. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

4. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2 nci maddesinde yer alan düzenlemeye göre; itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

3.Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, davacının, davalıya ödünç verdiğini ödeme dekontlarında yer alan ''borç'' ibaresiyle kanıtladığı, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulduğu ve bozma doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, alacak likit ve belirli olup davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.