"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/215 E., 2022/2053 K.
DAVA TARİHİ : 22.06.2021
SAYISI : 2021/484 E., 2021/1037 K.
Taraflar arasındaki Genel Kurul kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; şirket ile davalı ... arasında 23.03.2006 tarihli “... ... Satış Vaatli veya Vaatsiz Arsa Tahsis ve Katılım Sözleşmesi” yapıldığını, davalıya ait ... ... 1. ... 482 ada 4 no.lu 34.200 m² ve 482 ada 5 no.lu 34.200 m² sanayi parsellerinin 28.03.2006 tarihinde şirkete tahsis edildiğini, davalının göndermiş olduğu 20.04.2018 tarihli yazıyla tahsis tarihinden bu yana ... ruhsatı alınmadığından ve üretime geçilmediğinden bahisle 30.06.2018 tarihine kadar ... ruhsatı alınarak üretime geçilmesini, aksi takdirde Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği'nin amir hükümleri, tahsis sözleşmesi ve ilgili düzenlemelere göre gereğinin yapılacağını ihtar ettiğini, davalı tarafın yine göndermiş olduğu 22.03.2021 tarihli yazıyla tahsis hakkının, ... Uygulama Yönetmeliği'nin 60 ıncı maddesine istinaden iptal edildiğinin belirtildiğini, davalının tahsis iptaline ilişkin 22.03.2021 tarihli kararının açıkça usule aykırı olduğunu, tahsis iptaline ilişkin kararın, süresi içerisinde alınmadığını, ... ruhsatı alınarak üretime geçilmesine ilişkin kararın 07.04.2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınmış olup bu husustaki ihtarın davacı şirkete 20.04.2018 tarihli yazıyla yapıldığını, tahsis iptaline ilişkin kararın tarihinin ise 22.03.2021 olup, aradan yaklaşık üç yıllık bir süre geçtiğini ve davalının bu süre içerisinde hakkında bir karar tesis etmediğini, davalının tahsis iptali kararını, aradan üç yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra ve hem de pandemi sürecinde almasının, tamamen keyfi şekilde davrandığının göstergesi olduğunu ileri sürerek, davalı ... Bölgesinin 22.03.2021 tarihli ve 2021/351 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden usulden reddi gerektiğini, kurumun görev ve sorumluluklarının yönetmelikte açıkça sayıldığını, buna göre; tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait projeleri ...'ye tasdik ettirerek ... ruhsatını almayan, ... ruhsatı aldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde ... yeri açma ve çalışma ruhsatını almayan katılımcılara yapılan tahsislerin, yönetim kurulu tarafından iptal edildiğini, yapılan işlemin kanuna uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya 2006 yılında tahsis edilen davaya konu 482 ada 4 ve 5 numaralı parsellerde bu güne kadar hiçbir inşaat faaliyeti yapılmadığı, parsellerin ham toprak olarak beklediği ve de hiçbir inşaat başlatılmadığı, davalı tarafından yapılan tahsis iptal işleminin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı; tahsis iptaline ilişkin kararın süresi içinde alınmadığını, aradan yaklaşık 3 yıllık bir süre geçtikten sonra alındığını, davalı tarafın 20.04.2018 tarihli ihtardan sonra almadığı tahsis iptali kararını, aradan üç yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra ve hem de pandemi sürecinde almasının tamamen keyfi şekilde davrandığının göstergesi olduğunu, kararın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, davalı tarafın istediği kişilere defalarca ek süre tanıyarak haklarında işlem yapmadığını, ülke ekonomisine katkı sağladığını, 13.04.2021 tarihli dilekçesiyle davalıya başvurarak “Tahsis sözleşmesine konu parsellerde yeni üretim tesisleri kurmak suretiyle yatırım yapma hedefinin devam ettiğini, tahsis sözleşmesinin iptali yönündeki karardan dönülmesini ve parsellerin tahsisinin devamını talep ettiğini, talebin kabulü halinde bir yıl içerisinde gerekli yatırımlara başlayacağını ve bu nedenle ortaya çıkacak fiyat farkını ödemeye hazır olduğunu” belirtmişse de; bu talebi davalı tarafından kabul edilmediğini belirterek, Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, taraflar arasında sözleşme bulunması nedeniyle artık taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sözleşme ile ... Kanun ve yönetmelikleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'nin 60 ıncı maddesinde kurala bağlanan koşulların gerçekleştiği, verilebilecek ek sürenin takdire bağlı olduğu, kaldı ki verilen ek süreler içinde de sözleşmenin 12 nci maddesi kapsamındaki eksikliklerin giderilmediği, verilen süre sonunda işlem yapılmamasının davacı yararına bir hak doğurmayacağı gibi eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı iddiasının soyut nitelikte kaldığı, ayrıca bu durumun davacının şartları taşımaması sebebiyle tahsis kararının iptaline engel teşkil etmeyeceği sonucuna varıldığından davalı ... tarafından 16.03.2021 tarih ve 1250 sayılı arsa tahsisinin iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; tahsisin iptaline ilişkin kararın süresinde yapılmadığını, aradan yaklaşık 3 yıllık bir süre geçtikten sonra alındığını, davalı tarafın, 20.04.2018 tarihli ihtardan sonra almadığı tahsis iptali kararını, aradan üç yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra ve hem de pandemi sürecinde almasının tamamen keyfi şekilde davrandığının göstergesi olduğunu, 20.04.2018 tarihli ihtar yazısından sonraki 3 yıl boyunca da işlem tesis etmemesi karşısında, davalının her halde varsa tahsis iptali hakkını kullanmaktan vazgeçmiş sayılacağını, davalı tarafın istediği kişilere defalarca ek süre tanıyarak haklarında işlem yapmamasına, istemediği kişilere hiç ek süre tanımadan haklarında işlem yapmasına veya ek süre tanıdığı durumlarda süreyi tamamen kendi insiyatifine göre belirlenmesine yol açacağını, ... Organize Sanayi Bölgesinde davacı şirketle aynı durumda olan ve fakat davalı tarafça tahsis hakkı iptal edilmeyen gerçek/tüzel kişiler bulunduğunu, davalıya böylesine geniş bir takdir yetkisinin tanınmasının hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını, bu durumun eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği gibi kişilerin hukuki güvenlik hakkı da zedelenmiş durumda olacağını, süreci kanun ve sözleşmeye uygun şekilde yürütemeyen davalının, iptal kararından önce yasal prosedürü en baştan işletmesi gerektiğini, davalının tahsis iptali kararında kötü niyetli olduğunu, davacı şirketin, bahsi geçen parselleri, yeni üretim tesisleri kurarak hem kendisine ve hem de ülke ekonomisine katkı sağlamak amacı ile tahsis aldığını, davaya konu ada parsellerde yatırım işlemi yapamamasının sebebinin parsellerin tahsis edildiği dönemde, şu anda faaliyet göstermekte olduğu ... İli, ... İlçesinde bulunan işyerine büyük bir yatırım yaparak yeni bir fabrika kurduğunu, fabrika için çok yüksek maliyetlerle kredi çekip fabrikanın bulunduğu çevrede ... istihdamı sağlayarak yaptığı üretimle ülke ekonomisine katkı sağladığını, kendisine ... Organize Sanayi Bölgesinde tahsis edilen parsellerde ... ruhsatı alarak yatırım yapma kararı almışsa da, ülkede farklı dönemlerde ortaya çıkan büyük toplumsal olaylar ve buna bağlı büyük ekonomik krizler karşısında söz konusu yatırımları erteleme mecburiyeti doğduğunu, halen tahsis sözleşmesine konu parsellerde yeni üretim tesisleri kurmak suretiyle yatırım yapma hedefinin devam ettiğini, fakat söz konusu yatırım hedefinin gerçekleşmesi için dava konusu parsellerin tahsisin devam etmesi gerektiğini, 13.04.2021 tarihli dilekçesiyle davalıya başvurarak “Tahsis sözleşmesine konu parsellerde yeni üretim tesisleri kurmak suretiyle yatırım yapma hedefinin devam ettiğini, tahsis sözleşmesinin iptali yönündeki karardan dönülmesini ve parsellerin tahsisinin devamını talep ettiğini, talebin kabulü halinde bir yıl içerisinde gerekli yatırımlara başlayacağını ve bu nedenle ortaya çıkacak fiyat farkını ödemeye hazır olduğunu” belirtmişse de; bu talebin davalı tarafından kabul edilmediğini, Mahkeme süreci başladıktan sonra; davaya konu parsellerin ada parsel numaralarının ilk olarak 102828 ada, 7 parsel (36.222,41 m²) ve 102828 ada 8 parsel (34.700,30 m²) olarak; sonrasında ise 103011 ada, 7 parsel (36.222,41 m²) ve 103011 ada, 8 parsel (30.390,49 m²) olarak değiştirildiğinin tespit edildiğini ve nihayetinde dosya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf incelemesindeyken söz konusu parsellerden 103011 ada 7 parsel olarak değiştirilen parselin beton çevre duvarı ile çevrildiği ve 3. kişilere fiziken tahsis edildiğini, taraflar arasındaki ihtilafa ilişkin yargılama halen devam etmekte olup nihai karar verilmeden dava konusu parsellerin 3. kişilere tahsis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasındaki yargılama sona erinceye kadar davaya konu parsellerin 3.kişiye tahsis edilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi talep edilmişse de, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bu talebinin değerlendirilmediğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... Organize Sanayi Bölgesinin 22.03.2021 tarihli ve 2021/351 sayılı kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 25 inci maddesi; “Genel kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, ...'lerin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümleri kıyasen uygulanır” .
2. ... Uygulama Yönetmeliğinin “Arsa Tahsis İptali” başlıklı 60 ncı maddesi “(1) Tahsis edilen (Değişik ibare:RG-6/8/2019-30854)sanayi porseli ile ilgili olarak;
a)Tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait projeleri ...'ye tasdik ettirerek ... ruhsatını almayan,
b)... ruhsatı aldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde ... yeri açma ve çalışma ruhsatını almayan, c)25/11/2014 tarihli ve 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre “ÇED Gerekli Değildir” veya “ÇED Olumlu” kararı almayan katılımcılara yapılan tahsis, yönetim kurulu tarafından iptal edilir.
(2)Makul sebeplerin varlığı halinde birinci fıkranın; a) (a) bendinde belirtilen süre toplamda (Değişik ibore:346-3/7/2020-31174) 1 yılı, b) (b) bendinde belirtilen süre ise toplamda 2 yılı geçmemek üzere yönetim kurulu tarofından uzatılabilir.
(3)İkinci fıkranın (b) bendinde belirtilen sürede de inşaata başlanmış ve (Değişikibare:RG-16/4/2020-31101) ... yeri açma ve çalışma ruhsatı alamamış katılımcılar için ise bu süre toplamda (Değişik ibare:RG-3/7/2020-31174) 2 yılı geçmemek üzere Bakanlık tarofından uzatılabilir.
(4)Bakanlığın, Avrupa Birliği ile birlikte yürüttüğü Katılım Öncesi Mali Yardım Programı kapsamındaki projeler için yapılan arso tahsislerinde, projenin program otoritesince desteklendiğinin her yıl proje yararlanıcısı tarafından belgelenmesi şartıyla birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, ... tarafından uzatılır.”.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince ve verilen ek süreler içinde davacı tarafından işlemlerin yapılmadığı, Mahkemece yapılan keşif ile de parsellerin ham toprak olarak beklediği, hiçbir inşaat başlatılmadığının tespit edildiğinin anlaşılmasına göre davacı tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.