"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 23.12.2021
SAYISI : 2022/1567 E., 2022/3231 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/920 E., 2021/1368 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin başvurusunun kısmen kabulüne, davalı vekilinin başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilllerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'nun sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, atıl ve harap vaziyetteki dava konusu taşınmazı 13.01.2015 tarihinde yapılan ihale sonrasında petrol istasyonu, market ve restoran olarak kullanmak üzere davalıdan kiraladığını, imzalanan 14.04.2015 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirerek kiralananın petrol istasyonu ve market olarak kullanılabilmesi için gerekli çevre düzenlemeleri ile yatırım, imalat ve iyileştirmeleri tamamladığını ancak bu süreçte İdare Mahkemesinde açılan dava neticesinde, davalının kusurundan kaynaklanan sebeplerle ihalenin feshine karar verildiğini, neticede davalı tarafça kira sözleşmesinin feshedilerek 15.07.2016 tarihinde kiralanandan tahliye edildiğini, her ne kadar davalı tarafça kiralanana yapılan iyileştirme bedelleri karşılığında bir kısım ödeme yapılsa da, bu ödemenin çok düşük hesaplandığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, sözleşmeye güvenilerek yapılan imalatlara ilişkin olarak 1.600,00 TL, kiralananda meydana gelen değer artışından dolayı 1.600,00 TL, davalının kusuru sebebi ile ihalenin ve kira sözleşmesinin süresinden önce feshedilmesi ve bu feshe bağlı olarak müvekkilimin tarafı olduğu akaryakıt ve LPG bayilik sözleşmelerinin de süresinden önce feshi neticesinde oluşan bayilik zararları ile kar ve kazanç mahrumiyeti bedelleri şeklinde tezahür eden maddi zararlarına ilişkin 1.600,00 TL ile uğradığı manevi zarar sebebi ile 50.000,00 TL'nin 27.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 04.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini yatırım, imalat ve iyileştirme bedeli karşılığı 452.506,61 TL, taşınmazda meydana gelen değer artış bedeli karşılığı 50.000,00 TL ve bayilik zararları ile kar ve kazanç mahrumiyeti bedeli karşılığı 246.932,30 TL olmak üzere toplam 749.438,91 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin yapılan ihale sonrasında imzalandığını, akabinde ise ihalenin Danıştay kararı neticesinde feshedildiğini, bu nedenle idari yargının görevli olduğunu, aksi durumda ise davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülmesi gerektiğini, ayrıca davacının kiraladığı taşınmaz üzerinde yaptığı masrafların ispatı yönünden hiç bir fatura sunulmadığını, müvekkili tarafından Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/119 D.İş sayılı dosyası ile davacının yaptığı gerçek masrafların ve zarar miktarının her bir iş kolu için tespiti talep edildiğini, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda belirlenen bedelin, kullanım süresince oluşan yıpranma payı düşülerek davacıya ödendiğini, kendisine atfedilecek bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan kök ve ek bilirkişi raporları doğrultusunda davacının talep edebileceği kazanç kaybı bedelinin toplam 220.862,30 TL olduğu, davacı lehine meydana gelen değer artışının mahsubu ile 194.792,30 TL talep edilebileceği, yapılan iyileştirme bedellerinin toplam 745.702,68 TL olup, Belediye tarafından yapılan ödemelerin mahsubu ve haksız kesinti ilavesi sonrasında toplam 352.506,61 TL talep edilebileceği, yine talep edilebilecek değer artışının 22.616,27 TL olduğu, davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, toplum 569.915,18 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; müvekkilinin yapmış olduğu bayilik sözleşmelerinin iptal edilmesi nedeniyle uğramış olduğu zararlarının karşılanmadığını, hükmedilen değer artış payı oranı, imalat bedeli ve kazanç kaybının eksik hesaplandığını, davalının kusurlu eylemleri nedeniyle ticari itibar kaybına ve manevi zarara uğradığını, talep edilen bedellerin kira sözleşmesinin haksız feshedildiği tarihten itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalı vekili; sözleşmede yapılan masrafların talep edilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, buna rağmen yaptırılan tespit sonrasında belirlenen rakamların davacıya ödendiğini, davacı tarafça yapıldığı iddia edilen masraf kalemlerinin belgelendirilmediğini, davacının taşınmazda kendi yaptığı iyileştirmeler sebebiyle talep ettiği değer artışının ise ödenmesinin mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kesilen KDV miktarının usulsüz kesinti olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının tüm zararlarının karşılandığını, ayrıca kazanç kaybına ilişkin tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kiracı tarafından kiralanana yapılan yatırım, imalat ve iyileştirme bedellerinin yapıldığı tarihteki mahalli rayiçlere uygun karşılığının kullanım süresine uygun yıpranma payı düşülmüş bedellerinin talep edilmesinin haklı olduğu, buna göre talep edilebilecek faydalı masraf alacağının davalı tarafça yapılan ödemelerin de mahsubu ile 231.867,55 TL olduğu, kira sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshedilmiş olması nedeniyle davacının kiralanan ile aynı niteliklerdeki yeni bir iş yeri bulabilmesi için gereken makul süre kadar kazanç kaybı talep edebileceği, bu sürenin alınan bilirkişi raporu ile 6 ay olarak belirlendiği, bu nedenle 6 aylık gelir kaybı karşılığı 26.070,00 TL tazminata hükmedilmesi gerektiği, kira sözleşmesinde değer artışı talep edilebileceğine ilişkin açık hüküm bulunmadığından bu talebin tümden reddedilmesi gerektiği, manevi zararın ispat edilemediği ve kiracının tacir olması ve işin ticari işletmeyi ilgilendirmesi nedeniyle avans faizine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulü ile 231.867,55 TL imalat bedeli ve 26.070,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 257.937,55 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar etmiş, ayrıca davalı tarafça ödenen bedelden vergi dairesine ödenen kısmın değerlendirilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar etmiş, ayrıca müvekkilinin bir kamu kurumu olduğundan davacı ile yapılan kira sözleşmesinin ticari iş olarak değerlendirilemeyeceğini, bu nedenle avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin erken feshinden kaynaklanan kazanç kaybı, faydalı masraf ve değer artışı ile manevi zarar tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 112, 301 ve 530 uncu maddeleri
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, kira sözleşmesinin davalının kusuru nedeniyle haksız feshedilmesi nedeniyle davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı, aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceğinin bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek, bu süreyle sınırlı olarak davacının kâr kaybına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kiracının kural olarak kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu imalatlardan alınıp götürülmesi mümkün olmayanların yapıldıkları tarihler itibariyle bedellerini, 6098 sayılı Kanun’un 530 uncu maddesinde düzenlenen “vekaletsiz iş görme” hükümlerine göre kiraya verenden isteyebilecek olmasına, sözleşme ile bu imalatların kiraya verenden talep edilemeyeceğinin ya da kiraya verene terk edileceğinin kararlaştırılması halinde bu hüküm süre sonunda geçerli olacağından Bölge Adliye Mahkemesince bu alacak kalemine yönelik kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamasına, kiracının tacir olması ve işin ticari işletmeyi ilgilendirmesi nedeniyle 3095 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca avans faizine hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olmasına, yine davacının manevi tazminat talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.