"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 55. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/230 E., 2023/473 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/89 E., 2021/924 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, Bölge Adliye Mahkemesince reddedilen ve temyize konu edilen miktar 112.715,00 TL olup, karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davacının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; 01.08.2019 başlangıç tarihli kira sözleşmesine konu kiralananın davalı tarafça 31.08.2019 tarihinde tahliye edileceğinin müvekkiline ihtar edildiğini, sözleşmede belirlenen fesih süresinden önce kiralananın 05.08.2019 tarihinde tahliye edildiğini, sözleşmenin (19.) maddesi gereğince kararlaştırılan cezai şart alacağının ve bundan ayrı düzenlenen teslim tutanağında, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan haklarının devam edeceğinin de belirtilmesi nedeniyle davalının Ağustos ayı kira bedelinin tamamından sorumluluğu bulunduğunu, ancak davalı tarafça ödeme yapılmaması nedeniyle aleyhine başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; sözleşmenin aşırı ifa güçlüğü nedeniyle feshedildiğini ve mecurun 05.08.2019 tarihinde davacı tarafa teslim edildiğini, tahliye işlemlerinin davacı tarafın kabulüyle gerçekleştirildiğini, sözleşmede cezai şart kararlaştırılmadığını, 85.000,00 TL depozito bedelinin davacı uhdesinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kiralananın davalının uhdesinde bulunduğu Ağustos ayı kira bedelinden 5 günlük süre için sorumluluğu bulunduğu, 05.08.2019 tarihinde gerçekleşen tahliye ve teslim tarihinden önce 26.07.2019 tarihinde fesih ve tahliyenin ihbar edildiği, sözleşmenin (19.) maddesinde yer verilen, tahliyeden dört ay önce kiralananı tahliye edileceği ihbar edilmediğinden sözleşmeye aykırı davrandığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, takibe vaki itirazın iptaline, takibin 293.059,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı tarafın itirazında haklılık bulunması ve alacağın varlığı tarafların tartışmasız kabulünde olmayıp, yargılama sonucu tespit edilmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin anahtar teslim tutanağına göre 05.08.2019 tarihinde sona erdiği, davalının tahliye tarihine kadar kira bedelinden, sözleşmede kararlaştırılan ihbar koşuluna uymadan taşınmazı tahliye ettiğinden tahliye tarihinden itibaren de sözleşmede kararlaştırılan 3 aylık makul süre kira bedelinden sorumlu bulunduğu, buna göre takipte talep edilen 2019 yılı Ağustos ayı kira bedeli ile sözleşmenin (19.) maddesi uyarınca talep edilen kira alacağı toplamı 428.317,00 TL'den sözleşmenin (5.) maddesi uyarınca 135.258,00 TL'nin mahsubu sonrasında davanın 293.059,00 TL asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak talep edilen alacak kalemleri belli ve muayyen olduğundan kabul edilen asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmemesi, davalı tacir olmadığı halde yasal faiz üzerinden takibin devamına karar verilmemesi, ayrıca davalı harçtan muaf olduğu halde davalı aleyhine harca hükmedilmesi hatalı olduğundan taraf vekillerinin bu yöndeki istinaf taleplerinin kabulüne karar verilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, takibe vaki itirazın iptaline, takibin 293.059,00 TL'ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili: uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, sözleşmenin ekonomik daralmaya bağlı olarak meydana gelen aşırı ifa güçlüğü nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Değerlendirme
Uyuşmazlık, davalı kiracının sözleşmede kararlaştırılan ihbar süresine uymadan kiralananı tahliye etmesi nedeniyle Ağustos ayı kira bedeli ile sözleşmenin (19.) maddesinde kararlaştırılan 3 aylık kira bedeline dayalı başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, kiralananı sözleşmede kararlaştırılan ihbar süresine uymadan tek taraflı olarak tahliye etme hak ve yetkisi tanınmamasına rağmen, davalı kiracının davacı kiraya verenin rızası olmaksızın ve haklı bir nedene de dayanmaksızın sözleşmeyi feshederek kiralananı tahliye etmiş olmasının sözleşmeye aykırı davranış teşkil etmesine, bu nedenle davalı kiracının anahtarı teslim ettiği tarihe kadar olan kira bedeli ile bu tarihten itibaren sözleşmede kararlaştırılan 3 aylık kira bedelinden sorumlu bulunmasına göre; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,
2. Davalı vekili tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.