Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1227 E. 2024/2213 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eksik ifa nedeniyle bağımsız bölümde meydana gelen değer kaybının tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu iddiaların ayıba ilişkin ihbar koşuluna bağlı olmaksızın BK’nın 125. maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa iddiası olarak değerlendirilmesi ve bilirkişi raporu ile tespit edilen eksikliklerin nispi metod yöntemine uygun olarak hesaplanmış olması gözetilerek davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/85 E., 2020/150 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece önceki kararda direnilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.06.2022 tarihli ve 2021/(13)3-540 E., 2022/1035 K. sayılı kararı ile direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunarak davacı vekilinin temyiz itirazlarının hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı vekilinin sair hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Dairece verilen 17.10.2023 tarihli ve 2023/2183 E., 2023/2736 K. sayılı ilamı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının inşa ettiği ... Sitesinin tanıtım broşürü ve reklam bilgilerine göre 182.000 m2 alan üzerine, içerisinde 26.000 m2 büyüklüğünde “... Park”ın bulunacağı, sosyal tesis ve imkânlarla dolu olarak teslim edileceğinin vadedildiğini, müvekkilinin de bu taahhüde inanarak 05.11.2009 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesini imzaladığını ve 770.880,00 TL satış bedelini ödediğini, sözleşmede belirtilen gecikme cezasının ödenmemesi için taşınmazların eksik ve ayıpları ile natamam olarak teslim edilmeye başlandığını, ancak satış ofisinde, broşür ve materyallerde tanıtımı yapılan ve sözleşme ve eki mahal listesinde belirtilen taahhütnamelere uygun bir imalat ve teslimatın yapılmadığını, sosyal ve sportif tesislerin açık ve kapalı yüzme havuzlarının inşaa edilip faaliyete geçmediğini, daireler ve bloklar arası interkom ve görüntüleme sistemi ile otomatik kapı açma sisteminin yapılmadığını, koru etabında ağaçlandırma ve peyzajın yapılmadığını, asansör ve yangın merdivelerinin usulüne uygun imal edilmediğini, otoparkların yönetmeliğe aykırı imal edildiğini, 26.000 metrekare alanlı olarak taahhüt edilen central park isimli yaşam alanının küçültüldüğünü ve belediyeye terk edildiğini, yine koru ve göl etaplarındaki kulelerdeki tesisat katlarının ortak alandan çıkarılarak bağımsız bölüme dönüştürüldüğünü ve 3 ncü kişilere satıldığını ileri sürerek, fazla ilişkin hakları saklı kalarak süresinde teslim yapılmadığından sözleşme gereğince öngörülen aylık 7.708,00 TL olarak hesaplanacak şekilde ceza-i şart ile eksik ve ayıpları nedeni ile değer kaybının belirlenerek belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile ödetilmesini istemiş, yargılama aşamasında da bilirkişi raporu ile belirlenen tutar üzerinden ödetilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının dava konusu daireyi eksiksiz ve ayıpsız olarak ihtirazı kayıt ileri sürmeden teslim aldığını, Central Park alanının yeşil alan olarak inşaa edilip kamuya terk ve site sakinlerinin kullanımına sunulacağının sözleşmede kararlaştırıldığını, davacının süresinde bir ayıp ihbarında da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.11.2015 tarihli ve 2013/1562 E., 2015/1816 K. sayılı kararıyla; ... Park olarak adlandırılan alan ile açık ve kapalı yüzme havuzu, restoran ve kafeterya, spor tesislerinin yer aldığı ve ... Evi olarak adlandırılan alanların bitki ve ağaçlandırma ile birbirinden ayrılmış olduğu, açık yüzme havuzunun vadedildiği şekilde 900 m2 değil, yaklaşık 870 m2 alanlı olduğu ve havuz çevresinde tüketicin anladığı anlamda bir kumsalının bulunmadığı, suni malzemeden kaplanmış ve kumsal intibaı vermeyen bir alan yaratıldığı, Göl ve Koru etapları arasında yaya geçişinin bulunmadığı, Göl etabı sakinlerinin; Koru etabında yer alan açık spor tesislerinden yararlanabilmek için Koru etap güvenliğini geçmeleri gerektiği, bu tesislerden yararlanmalarının güçleştiği, Akasya Projesi Etaplarının, araç yolları ile birbirlerinden ayrık durumda bulunduğu, açık otoparkın çocuk oyun alanına dönüştürüldüğü, interkom sistemi ile daireler arası görüntülü bir alt yapının ve otopark ve genel mekânları izlemek üzere kapalı devre kamera sisteminin kurulmadığı, tanıtım kataloğuna göre; toplam 26.000 m2 lik bir alanda yapılacağı vaat edilen ... Park’ın kamuya terk edilen 11471,87 m2 lik bir alanda bulunduğu, ... Park'tan ayrık şekilde inşa edilen sosyal tesislerin ise mülkiyeti davalıya ait (4.637,08 m2 yüzölçümlü) parsel üzerinde inşa edildiği, eksik iş olarak nitelendirilen bu hususların dava konusu taşınmazda 154.176 TL tutarında değer kaybı yarattığı, tesisat katının bağımsız bölüme dönüştürülmesi nedeniyle (arsa payının eksilmesi suretiyle) meydana gelen zararın ise 4.887 TL olduğunun bilirkişilerce tespit edildiği, davalıların bu bedelden sorumlu oldukları kanaatine varıldığı, bununla birlikte gecikme cezası istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.292,00 TL’nin davalıdan tahsiline, dava dilekçesinde gecikme cezası olarak belirtilen talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı yasal süre içerisinde taraflarca temyiz yoluna başvurulmuştur.

2.Bozma Kararı

Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 tarihli ve 2016/26078 E., 2019/12738 K. sayılı kararıyla; davacının tüm temyiz itirazları reddedilerek, davacının 05.11.2009 tarihinde satın aldığı dairenin 25.12.2011 tarihinde fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını 27.03.2013 tarihinde davalıya gönderdiği ihtar ile bildirdiği, davacının dava dilekçesinde tanımladığı ve mahkemece bilirkişi raporu ile tespit edilen hususların açık ayıp olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği, davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı, hal böyle olunca, mahkemece davacının ortak alanlara ilişkin talepleri yönünden ayıp ihbarının süresinde yapılmadığından reddi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Sonrası Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Direnme kararı süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.

2. Temyiz Nedenleri

1.Davacı; delil tespit dosyalarına sunulan raporlar ile temyize konu dava dosyasına sunulan rapor ve belgeler uyarınca davalı tarafça yaşanılabilir tarzda bir teslimatın yapılmadığını, bu nedenle, davalının sözleşme gereğince satış bedelinin %1’i oranındaki aylık gecikme tazminatını ödemesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı; işbu dava konusu yer ile ilgili aynı iddia ve talepler ile ilgili açılan emsal dosyalarda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen kararların Yargıtayca onanarak kesinleştiğini,Yerel Mahkemenin hükmüne esas aldığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarından sonra aksi yönde yeni tarihli Hukuk Genel Kurulu kararları verildiğini, Mahkemenin direnme kararına dayanak yaptığı Hukuk Genel Kurulu kararından sonra verilen Yargıtay kararlarında da eksik ifa nitelendirmesine itibar edilmediğini, davacının dilekçesinde belirttiği tüm hususların açık ayıp niteliğinde olduğunu, bilirkişi raporlarına itibar edilmemesi gerektiğini, davacının bizzat imzaladığı 25.12.2011 tarihli konut teslim tutanağının 6 ncı maddesi ile şirketi ibra ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

VI. DİRENME KARARININ HUKUK GENEL KURULUNCA İNCELENMESİ

Hukuk Genel Kurulunun 28.06.2022 tarihli ve 2021/(13)3-540 Esas, 2022/1035 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden dava konusu iddiaların ayıba ilişkin ihbar koşuluna bağlı olmaksızın BK’nın 125 inci maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği, iddianın haklı olup olmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa tazminatın ne şekilde hesaplanması gerektiği hususları ise Hukuk Genel Kurulunun incelemesi dışında olduğu, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair hususlara ilişkin temyiz itirazları incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 17.10.2023 tarihli ve 2023/2183 Esas 2023/2736 Karar sayılı ilamı ile, Hukuk Genel Kurulunca dava konusu iddiaların ayıba ilişkin ihbar koşuluna bağlı olmaksızın BK’nın 125 inci maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği hususunun belirlendiği, bu kapsamda alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen eksikliklerin nispi metod yöntemine uygun olarak hesaplandığı belirtilerek, davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; onama kararı verilmişse de, emsal diğer dosyalarda aksi yönde kararlar verildiğini, verilen kararların birbirine aykırılık oluşturduğunu, onama ilamının temyiz itirazları incelenmeden verildiğini, davalı şirketin sözleşme gereği tüm taahhütlerini yerine getirdiğini, iddiaların açık ayıp olduğu gözetilerek kararın düzeltilmesi gerektiğini, direnme kararına esas alınan bilirkişi raporlarının keşif tarihinde mevcut durumu yansıtan raporlar olmayıp hükme esas alınamayacağını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eksik ifa nedeniyle bağımsız bölümde meydana gelen değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 04.02.1959 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

3.Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, Hukuk Genel Kurulunca dava konusu iddiaların ayıba ilişkin ihbar koşuluna bağlı olmaksızın BK’nın 125 inci maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği hususunun belirlenmiş olmasına, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen eksikliklerin ''nispi metod'' yöntemine uygun olarak hesaplanmış olmasına göre, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.