"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/18 E., 2023/367 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin doğuştan sağ ayağının dış yan kısmında deformite bulunduğunu, tedavi için davalı doktorun çalıştığı davalı şirketin işlettiği özel hastaneye başvurduğunu, davalı doktorun bunun basit bir operasyon olduğunu, ayağındaki deformitenin düzeleceğini ve iki ay içinde hiçbir şeyinin kalmayacağını belirtmesi üzerine 29.08.2006 tarihinde ameliyat olduğunu ancak ayağındaki ağrıların geçmediğini, ayaktaki deformitenin artarak devam etmesi üzerine başka bir doktor tarafından olaydan bir yıl sonra tekrar aynı operasyonu geçirmek zorunda kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 23.05.2012 tarihli ıslah ile maddi tazminat talebini 14.644,47 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili ayrı ayrı; müvekkillerine atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.12.2012 tarihli kararıyla; davanın kısmen kabulü ile, 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 6.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 11.12.2012 tarihli kararının süresi içinde davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 01.06.2021 tarihli ilamla; davacının ıslah dilekçesi dikkate alınmaksızın karar verilmiş olması nedeniyle diğer temyiz sebepleri incelenmeksizin kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderir Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulunun raporuna göre davacının ayağında oluşan arazın her türlü dikkat ve özene rağmen gelişebilen komplikasyon olarak değerlendirilmesi gerektiği, anılan komplikasyon nedeniyle davalı doktora atfı kabil kusur bulunmadığı gibi, davalı sağlık kuruluşunun da organizasyon hatasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece verilen ilk karar davalı hastane tarafından temyiz edilmediğinden davalı hastane yönünden kararın kesinleştiğini, davalı ...'in ilk temyiz dilekçesinde raporlar arasında çelişki bulunduğunu ileri sürmediğini, yeni bir kusur incelemesi yapılması talep edilmediğini, bozma ilamına uyulup ıslah dilekçesi değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği halde Mahkemece raporlar arasında çelişki bulunduğundan çelişkiyi giderir kusur durumuna ilişkin rapor alınmasına karar verildiğini, usulü müktesap hakka aykırı davranıldığını, bozma ilamının yerine getirilmediğini, bozma kapsamı dışına çıkıldığını, bozma ilamına uyulan duruşmada davalı taraflarca kusur incelemesi yapılmasının talep edilmediğini, alınmasına muvafakatleri olunmayan Adli Tıp Kurulu rapor ücretinin müvekkiline yüklenmesinin yerinde olmadığını, davalı ...'in daha önce alınan bilirkişi raporlarına itirazlarını süresinde sunmadığını, rapora itiraz edilmesine rağmen itirazlarının dikkate alınmadığını, raporun dosyadaki beyanlar ile uyuşmadığını, eksik değerlendirme ile hazırlandığını, davalılarca operasyon öncesi, esnası ve sonrasında aydınlatma yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ispatlayamadıklarını, önceki temyiz nedenlerini tekrar ettiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle oluşan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1.Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, davanın reddine karar verilmesi nedeniyle yargılama giderlerinden davacının sorumlu olmasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. Ayrıca Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Kesinleşmiş olan bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşur.
Bunun dışında taraflardan sadece bir tanesinin hükmü temyiz etmesi ve Yargıtayın bozma kararı vermesi hâlinde bozmaya uyan mahkemece önceki karara nazaran kararı temyiz eden aleyhine olacak şekilde karar veremez. Bu ilke, aleyhe hüküm kurma yasağı olarak ifade edilmektedir.
Somut olayda; Mahkemece verilen 11.12.2012 tarihli ilk kararla; 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 6.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın sadece davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edildiği böylece ıslah edilmeyen miktar yönünden davalı hastaneye ilişkin hükmün davalı Hastane tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu halde, Mahkemece davacının usulü kazanılmış hakkı ihlal edilerek ve aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.