"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1245 E., 2024/159 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/19 E., 2023/67 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.12.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ...'ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı şirketlerin Karahan grubuna bağlı şirketler olduğunu, davacının davalıların Avukatı olarak İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/1130 E. sayılı dosyasında 18.10.2004 tarihli vekalet ile görev aldığını, taraflar arasında sözlü yapılan anlaşma ile vekalet ücretinin davanın kazanılmasına ve Mahkemece belirlenen tazminat miktarına göre belirlenmesi konusunda mutabakata varıldığından müvekkilinin sadece davanın başında 50.000,00 USD aldığını, sözkonusu dosyanın İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/28 E. sayılı dosyası ile karara bağlandığını ve davalı şirketlerin kararın kesinleştiği tarih itibariyle 16.438.155,00 TL ve 42.306.861 Dolar toplamı 101.052.537,00 TL tazminata hak kazandığını, kararın icrası için takibe konulduğunu ve Alman Bankasından tahsilatının sağlandığını, ancak dava dışı tasfiye halindeki Emlak Bankasının davalılar aleyhine yürüttüğü takip nedeniyle sözkonusu alacağa haciz konulduğunu, icra dosyasında başka avukat görevli olduğundan müvekkilinin davalılara bildirim yükümlülüğünün bulunmadığını, vekalet ücretine konu dosyada dava dışı Av. ... ile görev yaptığını, müvekkilin tazminata hak kazanılan davayı birlikte takip ettiği Av. ...'ın tazminat miktarının %10'nu tahsil edebilmesi için 30.04.2013 tarihli bir “Vekalet Ücret Sözleşmesi” imzalandığını ileri sürerek, davacının hak ettiği vekalet ücretinin, kesinleşme tarihi itibarıyla tazminat tutarlarını teşkil eden 16.438.155,00 TL'nin ve 42.306.861 ABD Doları'nın (ayrı ayrı) %10'undan az olmamak üzere, Avukatlık Kanunu'nun 164 ve ilgili sair maddeleri uyarınca tespitine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, Mahkemece tespit edilecek avukatlık ücretinin, Türk Lirası alacak üzerinden işleyecek reeskont faiziyle, ABD Doları üzerinden alacağın ise 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince belirlenecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacının Yargıtay'a sunduğu 25.10.2004 tarihli onama talepli dilekçe sonrasında müvekkilleri lehine olan hükmün bozulduğunu, davacının yüksek ücret talep etmesinin gerçeğe ve hakkaniyete uygun düşmediğini, davacının yanı sıra başkaca avukatların da dosyayı takip ettiklerini, davacı ile müvekkil şirketlerin anlaşmasında, Mahkemece hükmolunan tazminatın tahsili şartına bağlandığını, davalı şirketlerin tazminat elde edemedikleri için davacıya ödemek zorunda oldukları vekalet ücretinin bulunmadığını, davacı ile davalı şirket yetkilisi Tuğrul Selek arasında avukata güven ve avukatın asile saygısını zedeleyecek bir konuşma geçtiğini, bu nedenle davacıyı azlettiklerini, dosyadaki tazminatın tahsil edilmemesinde davacının bilgilendirmemesinin önemli rolü olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; vekalet ücretine dayanak dava sonucu davalıların alacağının icra veznesine ödenmesi ile tahsil şartının gerçekleştiği ve davalıların başkaca hukuki ilişkileri sonucu icra veznesindeki paranın davalılar uhdesinde devamlı olarak kalmamasının, vekalet ücreti alacağının doğmasına engel olmadığı, taleple bağlılık ilkesi gereğince Mahkemece yüzde on üzerinden belirleme yapıldığı, vekalet görevinin birden fazla vekil sıfatıyla yerine getirildiği, davanın tarafları arasında yapılmış yazılı bir vekalet sözleşmesi bulunmadığı gibi, birden fazla vekil ile temsil edilmesi ihtimalinde vekalet ücretinin vekil sayısına bölüneceği ve davacının payına düşen vekalet ücretine hak kazanacağı konusunda da anlaşma bulunmadığı, vekillik görevini yerine getiren diğer avukatlar ve davacının, davalılar ile ayrı ayrı vekalet sözleşmesi yaptıkları, bu durumda kanuni vekalet ücretinde olduğu gibi birden fazla vekille temsil halinde davacının vekalet ücreti alacağının bölünmeyeceği, dava bitirilmiş vekalet görevinden kaynaklı vekalet ücreti alacağına ilişkin olduğundan, azlin haklı ya da haksız olmasının somut davaya etkisi bulunmayacağı, vekalet ücretine dayanak asıl dava yönünden, asıl alacağa işleyecek faiz ve asıl alacak üzerinden hesaplanan yüzde on vekalet ücretinin taleple bağlılık gereğince 1.643.815,50 TL olduğu, birleşen dava yönünden vekalet ücreti alacağının yüzde on üzerinden yapılan hesaplama ve davacıya ödenen 50.000,00 USD vekalet ücreti mahsup edildiğinde davacının vekalet ücreti alacağının 4.073.310,35 USD olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle, 1.643.815,50 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 4.073.310,35 USD vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında %5 oranının esas alınması gerektiğini, tahsil şartının gerçekleşmediğini, icra veznesine paranın yatmış olmasının tahsil anlamına gelmeyeceğini, delillerin toplanmadığını, birden fazla vekilin olması halinde vekalet ücretinin bölünmesi gerektiğini, dinlenen tanık beyanlarında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığı, tahsil şartına bağlı olarak %5 oranı esas alınarak hesaplama yapılacağının beyan edildiğini, bilirkişi raporlarında tespit edilen miktarların hatalı olduğunu belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının vekil olarak takip ettiği dosyanın sonuçlandığı ve başka vekil tarafından dosyanın icraya konulduğu ve icra veznesine paranın yattığı, davalı Şirketin başka sebeplerden kaynaklı icra dosyasına yatan parayı alamamasının tahsil şartının gerçekleşmediği anlamına gelmeceği, Mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle, davalıların tüm istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; Mahkemenin istinafın kaldırma kararında belirtelen hususlarda inceleme yapmadığını, usuli müktesep hak ilkesini ihlal ettiğini, tahsilattan kast edilen “fiilen tahsilat yapılması” yani şirketin kasasına para girmesi olduğunu, Mahkemenin taraflar arasındaki mutabakata aykırı bir şekilde karar verdiğini, tazminat bedelinin davacı avukatın tehdit ve azil tarihleri itibariyle halen borçlu oldukları icra dosyasında ve alacaklılara dağıtılmadığını, vekâlet ücreti için %5 üzerinden anlaşılmasına rağmen bu anlaşmanın geçersiz olduğuna dair bir iddia, bir beyan da yokken Mahkemece bu duruma aykırı olarak hesaplama yapıldığını, birden fazla vekille takip edilen davalarda, vekalet ücretinin vekil sayısına göre bölünmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda davalı ... Petrol'ün alacak miktarı 3.417.342,41 USD olmasına rağmen, 6.788.963,24 USD üzerinden fazladan bir hesaplama yapıldığını, talep olmadığı halde, icra dosyası vekalet ücreti ile kanuni vekalet ücretinin de hesaplamaya dahil edildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet ücretinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve davacı avukatın davalılara vekaleten takip ettiği İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/28 E., 2012/104 K. sayılı dosyasının 11.06.2013 tarihinde kesinleşerek sonuçlandığı, davacının ise 25.06.2013 tarihinde davalılar tarafından azledildiği, davalılar azlin haklı olduğunu savunmuşlar ise de azil tarihinden çok önce dava sonuçlanarak kesinleştiğinden artık azlin haklı ya da haksız olduğunun eldeki dava için önemi kalmadığı, tahsil şartının gerçekleştiği ve taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığından Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesi gereğince hesaplama yapılması gerektiği, davacı avukatın avukatlık hizmeti sunduğu davalar dolayısıyla hak kazandığı ve ileri sürülen temyiz nedenleride dikkate alındığında davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddini gerektirmiştir.
2. Mahkemece 10.07.2014 bilirkişi raporunda yer alan hesaplama hükme esas alınarak karar verilmiş ise de vekalete konu İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/28 E., 2012/104 K. sayılı dosyasında ... Petrol Akaryakıt Tic. ve Nakliyat A.Ş. için 3.417.342,41 USD tazminata hükmedilmesine rağmen bilirkişi raporunda şirketin banka borcu olan 6.788.963,24 USD üzerinden davacının vekalet ücretinin sehven hesap edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda söz konusu rapor hüküm kurmaya elverişli olmayıp verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA,
4. 28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.