"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/520 E., 2024/78 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/408 E., 2020/37 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin maliki bulunduğu taşınmaz üzerindeki 5 adet villanın 3. kişilere 3 aylık süreler içinde satışı konusunda müvekkillerinin görevlendirdiği davalılar ... ve ... tarafından diğer davalı ....'ye yetki verildiğini ve bu konuda davalılar arasında 26.06.2012 tarihli "satış yetkisi'' başlıklı protokol düzenlendiğini, söz konusu belgede villaların satış bedelinin 400.000,00 USD nakit ve 200.000,00 USD barter çeki olmak üzere toplamda 600.000,00 USD olarak belirlendiğini, 3 adet villanın dava dışı ... Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'ne 615.000,00 USD bedelle satışının yapılacağı konusunda anlaşma sağlandığını ve müvekkillerine villa başına 400.000'er USD almak suretiyle tapuda devir yapıldığını, ancak villa başına 215.000,00 USD'den toplam 645.000,00 USD tutarında barter çekinin müvekkillerine teslim edilmediğini, aradan 2 yıla yakın zaman geçmesine ve defalarca talepte bulunulmasına rağmen barter çeklerinin verilmediği gibi bedelinin de ödenmediğini, müvekkillerinin alacağın ödenmemesi sebebi ile davalılardan şirket ve ...'a 30.05.2014 tarihli ihtarnamenin tebliğ edildiğini, diğer davalı ...'a ise gerek şifahi gerekse yazılı olarak ihtar yapılmışsa da sonuç alınamadığını ileri sürerek; 645.000,00 USD' nin 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı şirket vekili; talebin zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki bulunmadığını, davacının satış yetkisi belgesinde taraf olmadığını, davacının varlığını iddia ettiği ve taraf olmadığı sözleşmeye istinaden müvekkilinden alacak talebinde bulunduğunu, davacı ile müvekkili arasında sözleşme olmadığından davacının müvekkilinden talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ...; davacılardan aldığı yetki ile diğer davalı şirket ile 5 villanın satışı konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma kapsamında müşteri çıkan 3 villanın 1.200,000 USD' ye satıldığını, bu satışın vekaleten tarafınca yapıldığını, dava konusu yapılan talebin peşin alınan bedelle ilgili olmadığını, kalan 2 villanın ise satılmadığını ve sözleşme süresinin sona erdiğini, satılan 3 villadan olacak bakiye alacak olan 645.000,00 USD'nin davalı şirket tarafından davacılara ve kendisine ödenmediğini, bakiye borcun davalı ...'a ödendiğini, ödemenin bir kısmının çekle geri kalan kısmının ise bir bağımsız bölümün davalı ...'a devri ile olduğunu, davalı ...'ın davalı şirketten aldıklarını davacılara vermediği gibi tapuyu da devretmediğini, nedenin ise davacıların babasından alacaklı olduğu iddiası olduğunu, kendisinin tahsil ettiği bir bedel bulunmadığını ve davacılara da borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili; 30.09.2012 tarihli satış yetkisi ile tarihsiz satış protokolünün davacılar ile akdedilen sözleşmeler olmadığını, davacıların sözü edilen işlemleri yerine getirmesi için yeterli yetkilere haiz bir vekaletname verildiği iddiasında bulunmadığını, müvekkilinin davacılar dışındaki kişilere imzalanmış satış yetkisi ile tarihsiz satış protokolünde sözü edilen işlemlerin yerine getirebilmesi için 3 adet villanın maliki olması veya yetkili vekil olması şartı olduğunu, davalılardan ...'ın davacılarla birlikte hareket ettiğini, dava dışı kişiden satın aldığı ve bedelini kendisinin ödediği taşınmazın eldeki dava ile ilgisi olmadığını, müvekkilinin davada sözü edilen işlemlere başlayıp bitirecek vekaletnamesinin olmadığınını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporlarından da anlaşıldığı üzere davacının dava dışı şirkete taşınmazlarını sattığı, davacıların davalılardan söz konusu taşınmazların satışına dair alacaklı olduğunu gösterir her hangi bir delil sunamadıkları, alınan ek raporda dava dışı ... şirketinden barter tahsilatı şeklinde işlem kaydına rastlanıldığının beyan edildiği, barter tahsilatı kaydının yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığı, söz konusu kaydın dayanağı ve kaydı destekler her hangi bir delil davacılar tarafından sunulmadığından davacılar tarafından davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar ile davalılardan ... arasında dosyaya sunulmuş yazılı bir vekaletname ve sözleşme bulunmadığı, davalı ... yönünden ise davacılardan ... ve ... tarafından noterde verilmiş taşınmaz satışı yapmaya, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapmaya izin verildiğini gösteren vekaletnamelerin bulunduğu, diğer davacı ... yönünden ise dosyaya sunulan bir vekaletname bulunmadığı gibi bu davacıya ait bir taşınmaz satışının da olmadığı, zira satılan taşınmazların B tipi villalardan 16,17 ve 18 nolu bağımsız bölümler olup, bunlardan B tipi 16 nolu bağımsız bölümün davacı ...’in, B tipi 17 ve 18 nolu bağımsız bölümlerin ise ...’nın iken dava dışı ... şirketine satıldığı, davalılar ... ve ... ile davalı ... şirketi arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı ... ile davalı ... şirketi arasında tarihsiz bir sözleşme bulunup bu sözleşmede ise B tipi 16,17,18 nolu villalardan bahsedildiği, dosyada her hangi bir barter çeki mevcut olmadığı gibi, verileceğini düzenleyen bir sözleşme de bulunmadığı, barter çekinin sadece sistem içinde, sisteme üye olan firmalar için hüküm ve sonuç doğuran herkese karşı ileri sürülemeyen bir çek olduğu, taşınmazını satan ve parasını alamadığını, barter çeki düzenleneceğini ama düzenlenmediğini veya kendilerine verilmediğini ileri süren davacıların barter çeki alacaklarının varlığına işaret edecek dosyada herhangi bir sureti veya düzenleneceğine dair bir sözleşme dahi bulunmadığı, davacıların delil olarak dayandıkları 26.06.2012 tarihli " Satış Yetkisi " başlıklı protokolde taraf olmadıkları gibi taşınmazları tapuda satın alan dava dışı şirketin de taraf olmadığı, sözleşmenin geçersiz olduğu, davacıların bakiye barter çeki kadar alacaklarını ispat edemedikleri gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; gerek kabul gerekse kabul etmiş sayılma nedenleri ile 26.06.2012 tarihli ''satış yetkisi'' başlıklı sözleşme ve bila tarihli ''satış protokolü'' başlıklı belgelerin içerik olarak gerçek olduğunu, davalıların inkarlarının yerinde olmadığını, davalı şirketin ticari defterlerinde de inkarına uygun bir kayıt bulunmadığını, davalı şirketin bilgisayar kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalının 06.07.2012 tarihinde barter sistemine üye olduğu ve bazı komisyon ücretleri ödediği ve 17.07.2013 tarihinde dava dışı ... şirketinden ''barter tahsilatı'' açıklamalı 800.009,00 TL 'lik bir tahsilatın yapıldığının anlaşıldığını, bu şekliyle davalı şirketin baştan itibaren gerçek dışı beyanda bulunduğunun anlaşıldığını, bu şekilde tapu satışları ile sözleşme ve belge arasındaki illiyet bağının kurulduğunu ve müvekkillerinin 645.000,00 USD alacağının olduğu ve bunun sorumluluğunun davalı ... ve diğer davalı şirket olduğunu, davalı şirketin dava dışı ... şirketinden 645.000,00 USD yerine eksik miktar olan 800.009,00 TL tahsil etmesinin kendi sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle zimmetindeki 800.009,00 TL'den değil, 645.000,00 USD'nin tamamından müvekkillerine karşı sorumlu olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinin delil özelliği taşımadığını, gerek kabul gerekse kabul etmiş sayılma nedenleri ile 26.06.2012 tarihli ''satış yetkisi'' başlıklı sözleşme ve bila tarihli ''satış protokolü'' başlıklı belgelerin gerçek olduğu sabit olduğundan tapu alıcısı dava dışı ... şirketinden davalı şirket tarafından yapılan tahsilatın dava konusu yapılan alım ile ilgili olduğunun anlaşıldığını, davalı şirketin aksi yönde yazılı delil sunmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, taşınmaz satımı nedeniyle eksik kalan bedelin taşınmaz satımına aracılık ettiği ileri sürülen davalılardan tahsili amacıyla açılan alacak istemine ilişkindir.
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye, hükme esas alınan bilirkişi ve dosya kapsamındaki delillere göre davacıların delil olarak dayandıkları 26.06.2012 tarihli "Satış Yetkisi " başlıklı protokolde taraf olmadıkları gibi taşınmazları tapuda satın alan dava dışı şirketin de taraf olmadığı, taşınmazlarını satan ve parasını alamadığını barter çeki düzenleneceğini ancak düzenlenmediğini veya kendilerine verilmediğini ileri süren davacıların barter çeki alacaklarını ispat edemediklerinin anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.