"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/327 E., 2022/13 K.
DAVA TARİHİ : 03.01.2014
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda verilen kararın Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki Antalya .... Noterliğinin 23.02.1984 tarihli 04885 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile davalının, babası ... adına kayıtlı olan Antalya ... mahallesi 1198 parselden kendisine intikal etmiş veya edecek kısımdan 500 m² yeri müvekkiline satmayı vaat ettiğini, bedelini aldığını, ancak bugüne kadar kendi edimini ifa etmediğini, davalının 30.05.2013 tarihli belgedeki beyanından sözleşmenin halen ayakta olduğunu kabul ettiğini, taşınmazın imar uygulaması sonucu bölünerek 5-6 parsele gittiğini, böylece müvekkilinin kendisi için ekonomik bir değer sağlamayacağını öğrendiğini, ....Noterliğinin 14.11.2013 tarihli ve 311198 yevmiye nolu ihtarnamesi ile edimini yerine getirmesi aksi halde hakkında tazminat davası açabileceğinin ihtar edildiğini, davalının ihtarnameyi 06.12.2013 tarihinde tebliğ almasına rağmen cevap vermediğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın rayiç değerinin bilirkişi tarafından belirlendiğinde arttırılmak üzere şimdilik 3.000 TL 'nin dava tarihinden işleyecek yasal faziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 15.01.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talep sonucunu 125.987,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın sözleşmenin yapıldığı tarihte durumunun belli olduğunu ve davacının bunu bilerek satın aldığını, çok uzun süre sonra dava açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin okuması ve yazması olmadığını bu nedenle 30.05.2013 tarihli yazının geçersiz olduğunu belirterek davanın reddi savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.03.2015 tarihli ilk kararının Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.06.2018 tarih, 2017/6510 E. ve 2018/6520 K. sayılı ilamı ile hem usulden hem esastan red gerekçesi oluşturulamayacağı gerekçesiyle bozulması üzerine Mahkemenin 22.02.2019 tarihli kararıyla davanın kabulüne 125.987,18 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece, Mahkeme kararının sözleşme konusu taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerinin belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın birkaç kez el değiştirdiği, ifanın imkansız hale geldiği tarihin son devrin yapıldığı 18.05.2010 tarihi olduğu, bilirkişi tarafından bu tarihteki rayiç değerin 518.470,00 TL olarak tespit edildiği, bozmadan önce alınan bilirkişi raporunda m2 nin eksik hesaplandığı yoksa m2 değerinin belirlenmesi noktasında raporların birbirine yakın olduğu gerekçeleriyle taleple bağlı kalındığı belirtilerek davanın kabulüne, 125.987,18 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, bozmadan önce alınan bilirkişi raporunda 03.10.2014 tarihine göre belirlenen 125.987,3 TL'nin taşınmazın davacı adına intikal ettiği dolayısıyla ifanın mümkün hale geldiği 27.02.2006 tarihine uyarlanması gerektiği, tarla olarak satılan taşınmazın arsa olarak değerinin belirlenmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde ifanın sözleşmenin imzalanmasından sonra subjektif ve kusura dayalı olarak imkansızlaşması (taşınmazın mülkiyetinin üçüncü kişiye devredilmesi) nedeniyle aynen ifa yerine müspet zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2.Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. 818 sayılı Borçlar Kanununun 96 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ifanın imkansız hale geldiği taşınmaz devrinin en son gerçekleştiği 2010 yılı itibariyle değerinin belirlenip hükmedilmiş olmasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.