"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/3179 E., 2022/1855 K.
Ticaret A.Ş. vekili Avukat ...
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/37 E., 2019/348 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının görevden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinafı üzerine, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasında 01.12.2012 tarihli ve 2374 no'lu aylık 5.000,00 USD bedelli bir danışmanlık sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre yapılacak işin; "Davalı işverenin finasmanını sağlayacağı Türkiye-İran arası Dış Hat Uçuş seferlerini yaptırmak, gerekli izinlerin alınmasına yardımcı olmak, iş verenin Türkiye ve İran ile işveren arasındaki iletişimlerde danışmanlık yapmak, talep halinde gerekli organizasyonları sağlamak, hizmet konularında bilgilendirmek ve sözleşmede yazan benzeri konularda danışmanlık hizmeti vermektedir." şeklinde olduğunu, müvekkilinin bu maddede sayılan üzerine düşen görevini yerine getirdiğini, davalı işverenin Türkiye-İran (Van-Tebriz ve Van-Urumiye) uçuşlarına başladığını, bu gazetelerde ve dış basında Türkiye Brojet firması İran uçuşlarına başladı diye başlıklar atıldığını, ama kısa bir süre sonra davalı işveren Borojet firmasının, tek taraflı olarak hiçbir gerekçe göstermeden Türkiye-İran (Van-Tebriz ve Van -Urumiye) uçuşlarını iptal ettiğini, Danışmanlık sözleşmesinin özü olan, Türkiye-İran (Van-Tebriz ve Van-Urumiye) uçuşlarının davalı işveren Borajet firmasının, tek taraflı olarak ve bu konuda çok emek veren danışman müvekkiline haber vermeden ve de hiçbir gerekçe göstermeden iptal etmesi ile sözleşme gereği müvekkiline hiçbir surette ödeme yapmadığını, görev vermediğini, sözleşmenin sona erme süresinden önce hiçbir gerekçe göstermeden işveren tarafından fesih edildiğini, müvekkiline sadece 2 aylık danışmanlık ücreti olan 10.000,00 USD ödemede bulunduğunu, 05.04.2013 tarihinde ödenmesi gereken danışmanlık ücreti de dahil olmak üzere 05.04.2013 tarihinden sonra icra takip tarihine kadar ve halen bugüne kadar hiçbir ödemede bulunmadığını, müvekkili tarafından ihtarname ile alacaklarının ödenmesi ve ödenmediği takdirde sözleşmeden kaynaklanan alacakları için dava açma yoluna gidileceğinin ihtar edildiğini, 01.12.2012 tarihli ve 2374 nolu danışmanlık sözleşmesini hiçbir sebep göstermeden fiilen feshettiğini, İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2013/26568 E. sayılı dosyasından yapılan takibe göre, müvekkili tarafından tahsil edilen aylık ödemelerin tenzil edilerek, sözleşme sonuna kadar, sözleşme gereği ödenmesi gereken 290.000 USD bedelin fiili ödeme günündeki kur üzerinden dolara uygulanan yıllık %6 faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiğini, davalı vekilinin borca, faiz ve ferileri ile borcun tamamına itiraz ettiğini, tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına ve asıl alacağın %20'si oranından aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödenmesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacıdan teminat alınmadan yargılamaya başlanılmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde bahsedildiği gibi, imkansızlık hali söz konusu olduğunu, bir an için davalının borcunun sona ermediğini ve sözleşmenin konusuz kaldığı iddiasının geçersiz olduğu düşünülse bile sözleşmede süre şartı bulunmadığı için 5 yıla dayalı talebin hukuki dayanağının olmadığını, sözleşmenin davalı şirket tarafından tek taraflı olarak veya herhangi bir şekilde feshedilmediğini, sözleşmenin koşullarına uygun hizmet vermeyen ve artık hizmet vermesi mümkün bulunmayan davacının,vermediği hizmet karşılığında ücret talep etmesinin de mümkün olmadığını, karşılıklı taahhütleri havi sözleşmelerde kendi yükümlülüğünü yerine getirmeyen tarafın karşı taraftan edimini talep etmeye hakkının bulunmadığını, davacı tarafın sözleşmeyi feshederek, sözleşme karşılığı ödenecek ücreti talep ediyorsa bunun da hukuken mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle takip tutarının %20'sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/37 E., 2019/348 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2016/18214 E., 2018/2604 K. sayılı ilamıyla, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece bozmaya uyularak görevsizlik kararı verilmesine üzerine, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu sözleşmenin açıkça bir vekalet sözleşmesi niteliğinde bulunup tarafların da her zaman feshedebileceği, yine sözleşme içeriğine göre herhangi bir sürenin belirlenmediği, buna göre bu bilgiler ışığında davacının talep edebileceği bir tazmin alacağının bulunmadığı, uygun olmayan bir zamanda yapılan sözleşmenin feshinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin danışmanlık sözleşmesi olduğunu, bu nedenle her zaman vekalet sözleşmesi gibi feshedilemeyeceğini, davalı tarafın sözleşmenin süreli olmadığını belirtirken şirketin Genel Müdürü A Grubu imza yetkilisi Kadir Peker’in imzasını taşıyan ve sözleşmenin 5 yıllık olduğunu ortaya koyan belge sunulduktan sonra bu belgeyi kabul ettiğini, ancak bu belgenin kendi iradelerini ortaya koyduğunu, çift taraflı olmadığını belirtilerek açık olan sözleşme süresini inkâr yoluna gittiğini, tarafların iradelerinin süre konusunda birleştiğinden dava konusu sözleşmenin kararda belirtildiği gibi belirsiz süreli olmayıp 5 yıllık bir sözleşme olduğunu, “ sözleşme bitimine 1 ay kala“ gibi ibareler kullanıldığından aslında sözleşmenin belirsiz süreli olarak düzenlenmediğini, taraf iradelerinin sözleşmenin 5 yıllık olması yönünde olduğu, bu hususun sözleşmede yazılması unutulduğu ancak sonrasında tamamlayıcı bir belge ile bu eksikliğin giderildiği, davalı tarafın kimi zaman huzurdaki davada objektif imkansızlığa, kimi zaman ticari tercihlerinin seferlerin iptali yönünde olduğuna, bir dilekçede sözleşmeyi feshetmediklerini sözleşmenin kendiliğinden konusuz kaldığına, başka bir dilekçede ise ihtarname ile feshettikleri olgusuna dayandıklarını, davalı İran’a ambargo uygulanmasında bahsetmişse de Batılı ülkelerden İran’a bir çok sefer yapıldığını, görevsiz Mahkemede yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda objektif imkânsızlık halinin gerçekleştiğinin belirtildiğini, davalı taraf hiç bir hukuki engel, yasak, yaptırıma maruz kalmadığı halde ticari tercih olarak seferleri yapmamış olmakla ortada imkânsızlık hali olmadığını, davalı bu seferlere başlamadan önce kurumsal bir firma olarak gerekli analizleri yaparak bu girişimde bulunmak istediğini, izinler alındıktan sonra meydana gelen herhangi bir öngörülemeyen gelişme olmadığını, davalının müvekkile sadece 10.000 USD ödeme yapmış olduğunu, böyle zor bir izin alınması işinin başarılmasının ücretinin bu olmayacağını, tarafların 300.000,00 USD üzerinden bir danışmanlık işi üzerinden anlaşma yaptığını, bunun da 5 yıl süreyle ayda 5.000,00 USD olarak ödenmesi konusunda mutabık kaldıklarını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek ayrıca davalı iflas ettiğinden iflas idaresinin davaya dahil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan danışmanlık sözleşmesinin haksız feshedilmesi nedeniyle bakiye ücret alacaklarının tahsili istemiyle davalı aleyhine başlattığı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Eldeki davada taraflar arasında akdedilen ve imzası inkar edilmeyen 01.12.2012 tarihli ve 2374 nolu danışmanlık sözleşmesinin 6.3 üncü maddesine göre; “Sözleşmenin sona erme süresinden önce hiçbir gerekçe göstermeden işveren tarafından fesih edilmesi halinde sözleşme sonuna kadar ödenecek ücretlerin tamamını defaten ve peşin olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder.”, 2. maddesinde ise “Davalı Şirketin finansmanını sağlayacağı Türkiye-İran arası Dış Hat uçuş seferlerini yaptırmak,gerekli izinlerin alınmasına yardımcı olmak, davalının Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve İran İslam Cumhuriyeti Devleti ile arasındaki iletişimlerde danışmanlık yapmak….,” şeklinde düzenlenmiştir.
2. Sözleşmenin süresi başlıklı 4.1 inci maddesinde; "Sözleşmenin süresi imzalandığı tarihten ve sözleşmenin nüshalarının taraflarca teslim alındığı tarihten itibaren geçerlidir.", 4.2 nci maddesinde ise;
"Sözleşme bitimine bir ay kalaya kadar taraflardan en az biri tarafından yazılı olarak sözleşmenin sözleşme süresi sonunda sona ereceği belirtilmemişse; sözleşme hiç bir madde veya eke gerek kalmadan kendiliğinden 5 yıl uzar." hükümleri mevcuttur.
3. Sözleşmede süre belirtilmemekle birlikte, davalı Bora Jet Genel Müdürünün imzası ile düzenlenen ve taraflarınca düzenlendiği kabul edilen 09.01.2013 tarihli belgeye göre "Valeh Alizadeh 01.12.2012 tarihli ve 2374 sayılı 5 yıl süreli ve 5.000,00 USD/ay bedelli kontrat ile firmamızda danışmanlık görevinde bulunmaktadır." şeklinde belirtilmiştir.
4. Her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere, 2 aylık toplam 10.000,00 USD ödeme yapılmış ancak sonraki aylara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığından icra takibi başlatılmıştır. Davalı yanın 07.07.2014 tarihli ek cevap dilekçesinde; sözleşmeyi 04.04.2013 tarihli bildirim ile feshettiklerini ve herhangi bir ücret ödemesi yapılmayacağının bildirildiğini beyan ettiği görülmüş, dosyanın incelenmesinde feshe ilişkin belge bulunamamış, mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmadığı da anlaşılmıştır. Ayrıca davacının 12.02.2018 tarihli "İfadelerim ve ek dilekçem" başlıklı beyan dilekçesinde yaptığını iddia ettiği iş ve danışmanlık hizmetleri de sözleşmenin
feshedilip edilmediği hususu ile birlikte mahkemece değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
5. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelemesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.