Logo

3. Hukuk Dairesi2024/3899 E. 2024/4012 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay’ın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince verilen ve kesinlik sınırı altında kalan karara karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince Yargıtay’ın bozma kararına uyularak verilen kararın, 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırına tabi olduğu, somut olayda temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 366. maddesi atfıyla 352/1-b maddesi uyarınca temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/93 E., 2024/198 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı ... yönünden konusuz kalan maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepler yönünden ise daha önce verilen karar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalılar (..., ... ve ...) vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda temyize konu edilen miktarın duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca; Yargıtayın bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verilmesi halinde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinde öngörülen kesinlik sınırına tabidir.

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan her bir davacı lehinde hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktarlar (davacı ... lehine, davalı ... şirketince dava sırasında ödenmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına yönelik hüküm altına alınan 104.268,33 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminat tutarı toplamı 119.268,33 TL, diğer davacı ... için daha önce verilen karar ile kesinleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına yönelik hüküm altına alınan 1.082,62 TL maddi tazminat ile 7.500,00 TL manevi tazminat toplamı 8.582,62 TL ve yine aynı şekilde davacı ... için 70,11 TL maddi tazminat ile 7.500,00 TL manevi tazminat toplamı 7.570,11 TL olup), karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

1. Dava, haksız fiil ve ev başkanının sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlk Derece Mahkemesince daha önce davacı ... için toplam 119.268,33 TL, davacı ... yönünden toplam 8.582,62 TL, davacı ... yönünden toplam 7.570,11 TL tazminat yönünden verilen kısmen kabul kararına yönelik davalılar ..., ... ve ... vekili ile davalı ...Ş. vekilinin istinaf talepleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan ret kararı verilmiş, bu karar Dairemizce davalılar lehine bozularak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesi tarafından yeniden esastan karar verilmiş ve bu defa, davacı ... lehine hükmedilmesi gereken 104.268,33-TL maddi tazminatın dava sırasında ödenmiş olması nedeniyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepler (uyuşmazlıklar) hakkında ise daha önce verilen hükmün kesinleşmiş olması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya kanun yolu incelemesi için doğrudan Dairemize gönderilmiştir.

4. Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan biri de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.). Bu bağlamda mahkemeye erişim konusunda yasalarda yoruma açık bir hüküm bulunması halinde, adil yargılanma hakkını mümkün kılan yorum tercih edilmelidir.

5. 6100 S. HMK'nın 341. maddesinde hangi nitelikteki İlk Derece Mahkemesi kararlarına karşı kanun yolunun açık olduğu düzenlenmiş olup, buna göre kararın verildiği 2024 yılı itibariyle miktar veya değeri 28.250,00 TL ve üzerindeki malvarlığı davalarında verilen kararlar yönünden KANUN YOLU AÇIK tutulmuştur.

6. Oysa, kanun koyucu 3 hakimli bölge adliye mahkemelerinin kararlarına yönelik kanun yolu bakımından, bu mahkemelerin kanun yolu alt denetim yetki ve sıfatını haiz mahkemelerden olması sebebiyle HMK’nın 362/1-a maddesinde kesinlik sınırı çok daha yüksek tutulmuştur.

7. Somut olayda olduğu gibi, HMK 341/1-a maddesindeki parasal sınırlar yerine, Daire çoğunluğu tarafından, kanun koyucunun HMK 362/1-a maddesi uyarınca ancak bölge adliye mahkemeleri açısından uygun gördüğü kanun yolu parasal sınırının, HMK’nın 374/3 maddesi uyarınca doğrudan temyize tabi ilk derece mahkemeleri kararları yönünden de uygulanmasını adil yargılanma ilkesi ile hukuki güvenlik ilkelerine aykırı olarak gördüğümden, çoğunluk kararını isabetli bulmuyorum. 02.12.2024