"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/279 E., 2022/220 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şemdinli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/330 E., 2021/905 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili, 13.02.2018 tarihinde güvenlik güçleri tarafından Şemdinli İlçesi ... Mahallesi 109 Sokak No:7 adresinde gümrük işlemlerine tabi tutulmamış 6.370,6 kg kaçak çayın ele geçirildiğini, çayların kaçak olması nedeniyle davalı ve dava dışı ... hakkında kaçakçılıkla mücadele kapsamında kamu davası açıldığını, kaçak malların muhafaza edilmek üzere yediemin olarak davalıya aynı tarihte teslim edildiğini, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu (5607 sayılı Kanun) çerçevesinde kaçak malların tasfiyesi için davalıya çayların durumunun sorulduğunu, davalının çayların deposunda muhafaza edildiğini, istenildiğinde teslime hazır bekletildiğinin bildirdiğini ancak sonrasında yapılan araştırmada davalının çayların küflenmeye başlaması nedeniyle imha işlemi yaptığını beyan ettiğini, davalının çayları teslim edemediğini, davalının kaçak malların muhafazasını sağlayamadığından dolayı kurumun 253.087,25 TL zarara uğradığını ileri sürerek; belirtilen zararın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; el konulan çayların hukuksuz bir şekilde resmi bir yedieminlik görevi bulunmadığı halde müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin herhangi bir yedieminlik durumunun olmadığını, savcılık tarafından da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, çayların 3 sene kadar kendisinde kaldığını, defalarca Gümrük Müdürlüğüne başvurarak küflenmek üzere olduğunu ve çayları teslim almaları hususunda bildirimde bulunmuşsa da cevap alamadığını, çayların kısa sürede bozulacak ürünlerden olması nedeniyle 1 hafta içinde tasfiye edilmesi gerektiğini, zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda teslim edilen kaçak çayların yediemin sıfatıyla teslim alan ancak kurum tarafından geri talep edilmesi karşısında kaçak çayların iade edilmemesi, yedieminin malların korunması yönünde gerekli özende olmadığını göstermesi ve kaçak malların akıbeti ile ilgili davacı kuruma gerekli bildirimi yapmaması nedeniyle davalının kusurlu olduğu, yediemine kaçak çayların bir tutanakla teslim edildiği ancak çayların gıda ürünü olması, çabuk bozulacak mahiyette olması, teslimden kısa süre içinde tasfiye işlemine başlanmadığından davacı kurumun da kusurunun bulunduğu, davacı idarenin zararın oluşmasında ağır kusurlu olduğundan %70 oranında müterafik kusur indirim yapılmasının hakkaniyet ve nesafet kurallarına uygun olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 75.926,17 TL'nin 25.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; tek ve tam kusurlunun davalı olduğunu, kamu zararı olan 253.087,25 TL'nin tamamına hükmedilmesi gerektiğini, %70 müterafik kusur indirimi ile verilecek kararın emsal nitelikte olup yasa maddelerinin ve hakkaniyet kaidelerinin bozulacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kurumun, çayları yedieminliği meslek olarak yapmayan kişiye teslimi ve tasfiye sürecine geç başlamasının uygun olmadığı ancak, davalı yedieminin teslim aldığı çayların küflendiğinden bahisle makul bir insanın davranış şekline aykırı olarak, imha öncesinde çayların bozulduğuna dair tespit yaptırmadan, yüklü miktarda çayı kuruma haber vermeden imha etmesi ve imha için attığını söylediği çöplükte dört ay sonra tutulan tutanağa göre çay emarelerine rastlanmaması gözetildiğinde bu husustaki beyanına itibar edilemeyeceği ve davalının yedieminlik görevini yerine getirirken ağır kusurunun bulunduğu, bu nedenle tazminattan davalı lehine indirim uygulanmasının usul ve yasaya uygun olmayacağı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle davanın kabulüne, 253.087,25 TL olarak belirlenen kamu zararının 25.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı kurumun kendilerine düşen görevi göz ardı edip, yediemin belgesi dahi olmayan müvekkiline hukuka aykırı olarak ve yedieminlik görevinin sonuçları hatırlatılmadan malın tesliminin yapıldığını ve yıllarca malın akıbetini de sormayarak ağır kusur işlediğini, raporda da belirtildiği üzere davacı kurumun Devletin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin yıllarca depo kira bedelini cebinden ödeyip, zaten bozulacak mahiyetteki ürünlere sahip çıkma gibi bir zorunluluğunun olamayacağını, kaldı ki bu ürünlerin 1 ay içerisinde tasfiye işlemlerinin yapılması gerektiğini, davacı kurumun bu denli ağır kusuru var iken Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararı kaldırılarak tam tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca bu suçun konusu ile ilgili müvekkilinin de sanık olduğu dosyadaki ceza yargılamasının da halen devam ettiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yedieminin kusurlu eylemi nedeniyle uğranılan kamu zararının tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 572 nci maddesi.
2.5607 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Yediemin, istenildiğinde kendisine teslim edilen eşyaları iade etmekle yükümlüdür. Çayların küflenmesi nedeniyle iade edemediğini savunan davalı, muhafaza etmek için aldığı eşyaları emin bir mahalde ve teslim edilen eşyanın mahiyet ve kıymetiyle orantılı olarak örf ve adete uygun bir itina ve ihtimam ile muhafaza ettiğini ve ayrıca kendisine teslim edememe hususunda hiç bir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını ödemekle yükümlüdür.
2. Ancak dava konusu olayda davacı kurum tarafından 10.09.2020 tarihli belge ile çayların yer bilgisi ve akıbetinin 15 gün içinde bildirilmesi istenmiş, adı geçen tebligat davalıya 24.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı ise 09.10.2020 tarihli dilekçe ile çayların küflendiğini, depoda muhafaza edildiğini, istenildiğinde teslime hazır olunduğunu bildirmiştir. Akabinde davalı tarafından Esendere Gümrük Müdürlüğüne hitaben yazılan 09.12.2020 tarihli dilekçe ile çayların küflendiği, depoda muhafaza edildiği, istenildiğinde teslime hazır olunduğu hususunda tekrar bildirimde bulunulmuş olup, davacı kurum tarafından yediemine teslim edilen çayların çabuk bozulacak ürün kapsamında olması da dikkate alındığında herhangi bir eylemde bulunulmamıştır.
3. Somut uyuşmazlıkta; her ne kadar davalı tarafından çayların kuruma haber verilmeden imha edilmesi nedeniyle davalı kusurlu ise de, davacı kurumun da çayların gıda ürünü olması, çabuk bozulacak mahiyette olması, teslimden kısa süre içinde tasfiye işlemine başlanmaması nedeniyle kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde, kanun ve somut olaya uygun olduğu anlaşılmaktadır.
4.Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.