Logo

3. Hukuk Dairesi2024/413 E. 2024/3816 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın teslim edilmemesi sebebiyle alıcının sözleşmeden dönerek bedel iadesi ve kira tazminatı talep etmesi üzerine, ifanın imkansız hale gelmesi nedeniyle ödenecek bedelin tespiti ve kira tazminatı talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, dava konusu olmayan başka bir taşınmaz hakkında değerlendirme yapması ve gerekçe değiştirilmesine rağmen ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp esas hakkında yeniden hüküm kurması gerekirken davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2072 E., 2023/2708 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/216 E., 2022/147 K.

Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirket ile arasında imzalanan 26.08.2014 tarihli sözleşmeyle dava konusu taşınmazı 330.000,00 TL bedel karşılığında satın aldığını, satış bedelinin davalıya ödendiğini, taşınmazın teslim tarihinin 30.08.2015 olarak kararlaştırıldığını, belirlenen tarihte tapu devrinin yapılmadığını ve taşınmazın da teslim edilmediğini ileri sürerek, taşınmazın davacı adına tescili ile teslimde gecikilen süreye ilişkin 31.200,00 TL kira tazminatının yasal faizi ile birlikte tahsiline, tapu iptal ve tescilin mümkün olmaması halinde 330.000,00 TL satış bedelinin ve 31.200,00 TL kira tazminatının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında satış bedeline ilişkin talebini 542.253,22 TL olarak artırmıştır.

Davacı vekili 21.02.2020 tarihli dilekçesi ile tapu iptal ve tescil talebinden vazgeçtiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davalı tarafından sözleşmeye konu taşınmazın tapusu devredilmek istenmesine rağmen davacı tarafından tapunun alınmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, mücbir sebep nedeniyle teslim süresinin dolmadığını, arsa sahiplerinden kaynaklanan sebepler ile inşaatın uzadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın dava dışı üçüncü kişi adına tapuda kayıtlı olduğu, davacının sözleşmeden dönerek ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği tarih olan üçüncü kişiye satıldığı 15.03.2018 tarihinde ulaştığı değerin tahsilini talep edebileceği, sözleşmeden dönen davacının geç teslimden kaynaklı tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 538.588,93 TL'nin 330.000,00 TL'sine 11.05.2019 tarihinden, bakiye 208.588,93 TL'sine ıslah tarihi olan 08.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kira tazminatı talebinin ve fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi değerince ulaştığı değerin ifanın imkansız haline geldiğinin davacı tarafından öğrenildiği tarih esas alınmak suretiyle hesaplanması gerektiğini, faiz başlangıcının yanlış belirlendiğini, davanın reddedilen kısmı yönünden davalı lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi ve ön ödemeli konut satışlarını düzenleyen 45 inci maddesi gereğince sözleşmeden dönerek, sözleşme gereğince davalıya ödediği satış bedeli olan 330.000,00 TL'nin tahsilini talep edebileceği, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereği ulaştığı değeri talep edemeyeceği, sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep eden davacının geç teslimden kaynaklı kira tazminatı talebinde ise bulunamayacağı, mahkemece satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin tahsiline dair verilen karar isabet bulunmamış ise de istinaf talebinde bulunan tarafın sıfatı gözetilmek sureti ile aleyhine karar verilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, gayrimenkul satış sözleşmesine konu taşınmazın teslim edilmemesi nedeniyle geç teslimden kaynaklı kira tazminatına ilaveten tapu iptal ve tescil veya sözleşme gereğince ödenen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenicinin payına düşen taşınmazın alacağın temliki yoluyla satın alınmasına rağmen taşınmazın teslim edilmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706/1 maddesi.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 136, 183 ve 237 nci maddeleri.

3.6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun (HMK) 26'ıncı maddesi.

4.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un (TKHK) 8/3 ve 11/6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Somut olay değerlendirildiğinde, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan daire satış vaadi sözleşmesi ile davalı şirket inşaatını üstlendiği taşınmazdan bir adet daireyi davacıya satmasına, tarafların, alıcı durumundaki davacı ve yüklenici durumundaki davalı olmasına göre; inşa halindeki taşınmazın satın alınması konusunda yapılan yazılı sözleşmenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 183 ve sonraki maddelerinde düzenlenen “alacağın temliki” hükümlerine tabi ve geçerli olduğu, davacının daire bedelini davalıya ödediği ancak dairenin dava dışı üçüncü kişiye devredildiği, bu nedenle ifanın imkansız hale geldiği, taraflar arasındaki sözleşme geçerli olduğundan yukarıda yer verilen TKHK'nın 8/3 ile aynı Kanun'un 11/6 ncı maddeleri gereği davacının sözleşmeden dönerek ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle belirlenecek rayiç bedeli davalı şirketten talep edebileceği değerlendirilmiş ancak taleple bağlılık ilkesi ve temyiz sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

2. İlk Derece Mahkemesince, sözleşmeden dönen davacının ancak ödediği bedelin iadesini isteyebileceği, seçimlik hakkını bedel iadesi yönünden kullanması sebebiyle kira tazminatı talep edemeyeceği değerlendirilerek, kira tazminatı talebinin reddi ile ödediği satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre ödeme tarihleri ile ifanın imkansız hale geldiği tarih olarak davacıya satışı vaat edilen B-5 Blok 20 numaralı dairenin dava dışı üçüncü kişiye satıldığı 15.03.2018 tarihi arasında bilirkişilerce yapılan hesaplama doğrultusunda güncel karşılığına göre, ıslah talebi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu olmayan D-5 Blok 20 numaralı taşınmaz hakkında değerlendirme yapılmış olması ve gerekçe değiştirilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.

3. Bozma sebebine göre temyiz eden davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.11.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.