"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/400 E., 2022/177 K.
Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili; müvekkilinin Bursa İli İznik İlçesi ... Mah. 3369 sayılı parselde bulunan taşınmazı davalı ...'dan 30.01.2002 tarihinde satın aldığını, yaklaşık 220 adet küçük altını bozdurup taşınmazın bedelini ödediğini, davalı ...'un İznik Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/57 E., 2014294 K. sayılı dosyası ile vesayet altına alındığını, ardından açılan İznik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/48 E., 2014/294 K. sayılı karar ile tapu iptal davası sonucu söz konusu satış akdinin iptal edildiğini, davalının satış bedeli olan parayı iade etmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 9.000,00 TL olan taşınmazın satış bedelinin alım tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davanın reddini istemiş, karşı davasında ise davalı ...'un dava konusu zeytinliği 30.01.2002 tarihinde davacıya sattığını, ...'un taşınmazın satıldığı tarihte ve öncesinde hukuki ehliyete sahip olmaması, temyiz kudretine sahip olmayan kimsenin yaptığı işlemlerin geçersiz olması nedeniyle yapılan bu satışın iptali için tapu iptal ve tescil davası açıldığını, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ve Adli Tıp Raporu doğrultusunda İznik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/48 E., 2014/294 K. sayılı 06.11.2014 tarihli kararı ile davacı adına olan tapunun iptaline, önceki malik ... adına tapuya tesciline karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17.03.2015 tarihli ve 2015/3207 E., 2015/3689 K. sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiğini, davacının 2002 yılından bugüne kadar hiçbir hukuki gerekçeye dayanmayan kanuna aykırı tescil sayesinde zeytinlikten faydalandığını ve müvekkilinin aleyhine haksız yere zenginleştiğini, zeytinliğin satış bedeli olan 500,00 TL'nin 4 mislini bir yıllık mahsülden kazandığını ve zeytinlikten haksız gelir elde etmeye de devam ettiğini, tapu iptal ve tescil davalarına rağmen taşınmazdaki haksız işgalini de sona erdirmediğini, ehliyetsiz ...'un aciz halinden istifade eden davacının yok fiyatına zeytinliği satın aldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı; taraflar arasındaki satış akdi tarihinin 30.01.2002 olduğunu, akitten kaynaklanan iade talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının davalı ...'un ehliyetsiz olduğunu bilerek kötü niyetli hareket ettiğini ve satış bedelinin iadesini isteme hakkının bulunmadığını, davacının resmi senette gösterilen satış bedeli ile bağlı olduğunu, davanın bedel iadesi istemine ilişkin olması nedeniyle fazlaya dair haklar saklı tutularak açılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Karşı davalı; karşı davanın dava dilekçesinin tebliğinden itibaren karşı davanın 10 gün içerisinde açılmasının gerektiğini, söz konusu cevap ve karşı dava dilekçesinin 25.03.2016 tarihinde taraflarına tebliğ olduğunu, itirazlarını süresinde yaptıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.06.2016 tarihli ve 2016/18 E., 2016/233 K. sayılı kararıyla; davacı tarafından davalıya karşı alacak davası açıldığı, davalının cevap dilekçesinde alacak davasının davalının bulunduğu yerleşim yeri Mahkemesinde açılacağını, yetkili Mahkemenin yerleşim yeri Mahkemesi olduğunu savunarak yetki itirazında bulunduğu, davalının ikametgah adresinin Sakarya Mahallesi 21. Yıldız Sokak No:43 iç kapı:3 Bursa olduğu gerekçesiyle, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı-karşı davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.10.2018 tarihli ve 2018/3764 E., 2018/9674 K. sayılı ilamıyla; "Asıl dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı ödenen bedelin iadesine ilişkindir. HMK.nın 6 ncı maddesi gereğince bir davada genel yetkili Mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer Mahkemesidir. Aynı Kanun'un 10 uncu maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer Mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89 uncu (eski BK.73) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili Mahkemede açılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 13 üncü maddesi uyarınca da, kesin yetkinin söz konusu olmadığı hâllerde, asıl davaya bakan Mahkeme, karşı davaya bakmaya da yetkilidir. Karşı davada para alacağına ilişkin olduğundan kesin yetki söz konusu değildir. Buna göre eldeki asıl davada, davacı-karşı davalının ikametgahı mahkemesi olan İznik Mahkemeleri de yetkilidir. Bilahare, davalı-karşı davacı vekili, Mahkemece verilen yetkisizlik kararından sonra verdiği 09.05.2018 tarihli dilekçe ile yetki itirazından vazgeçtiğini beyan etmiştir. Bu durumda Mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı-karşı davacı vekilinin 22.03.2016 tarihinde cevap dilekçesi verme süresinin uzatılmasını talep ettiği, Mahkemenin 23.03.2016 tarihli ara kararı ile davalı-karşı davacı vekiline cevap dilekçesi sunması için iki haftalık ek süre verildiği, davalı-karşı davacının karşı davasını 23.03.2016 tarihinde süresinde açtığı, İznik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/48 E., 2014/294 K. sayılı dosyasında; davacı-karşı davalı ... vasisinin, davalı-karşı davacı ...'e tapu iptali ve tescil davası açtığı, dava neticesinde dava konusu 3369 parsel nolu taşınmazın davalı-karşı davacı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı-karşı davalı ... adına kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 25.05.2015 tarihinde kesinleştiği, 3369 parsel nolu taşınmazın davalı-karşı davacı ... tarafından davacı-karşı davalı ...'e satışına ilişkin satış senedine göre; taşınmazın 30.01.2002 tarihinde resmi senetle devir işleminin gerçekleştiği, dava devam ederken davalı-karşı davacı ...'un 14.02.2020 tarihinde vefat ettiği, ...'un mirasçılarının asıl davada davalı olarak davaya dahil edildiği, karşı dava yönünden de açılan davaya muvafakatlarının olduğu, davacı vekili her ne kadar 3369 parsel nolu taşınmazın satış bedeli olarak davalı ...'a yaklaşık 200-220 civarında küçük altın verdiğini belirterek taşınmaz satış bedelinin tarafına verilmesini talep etmiş ise de; taşınmazın satış bedelinin davalıya verildiğinin davacı tarafından ispatlanamaması nedeniyle davacının bu talebinin reddedildiği, ancak davaya konu taşınmazın davalı ...'dan eski Türk Lirası ile 500 milyon Türk Lirası karşılığında satın aldığı, taşınmazın tapusunun iptal edilmesi neticesinde davacı-karşı davalıya karşı resmi senette belirtilen satış bedelini talep edebilmesinin mümkün olduğu, davacı-karşı davalının talep edebileceği bedelin yalnızca resmi senette belirtilen taşınmaz satış bedeli olduğu, alınan bilirkişi raporunda 3369 parsel nolu taşınmazın resmi senette belirtilen bedelinin dava tarihi olan 18.01.2016 tarihine uyarlanması neticesinde 1.762,57 TL olduğunun tespit edildiği, davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıdan yalnızca bu bedeli talep edebileceği, karşı davalı ...'in karşı davacı kısıtlı ...'a ait 3369 parsel nolu taşınmazı satın alırken kötü niyetli davrandığı, taşınmazı kötü niyetli olarak devralan kişinin taşınmazı kullanmasının da haksız olacağı ve kullandığı dönemler boyunca taşınmazı satın aldığı kişiye ecrimisil tazminatı ödemesi gerekeceği, karşı davacının ecrimisil alacağına yönelik talebinin hukuka uygun olduğu, 14.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil bedelinin 5.923,29 TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile 1.762,57 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karşı davanın kabulü ile 5.923,29 TL ecrimisil alacağının 5.000,00 TL'sinin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacılara verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı-karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı vekili; davaya konu taşınmazı müvekkiline satan ...'un tasarruf ehliyetinin olmadığına dair varsayım sonucu dosyadaki bilgi ve belgelere itibar edilmediğini, yöreyi iyi bilmeyen bilirkişilerce tespit edilen miktarın gerçeği yansıtmadığını, davaya dahil edilen mirasçılardan Ali, Gülsüm ve Ünal'ın davayı takip etmemelerine rağmen etmişler gibi hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl davada taşınmaz satım sözleşmesinin iptali nedeniyle alacak, karşı davada aynı taşınmaza ilişkin ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
10.07.1940 tarihli ve 1939/2 E., 1940/77 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye göre, davacı-karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Karşı davalı ile karşı davacıların murisi arasında yapılan taşınmaz satışına dair resmi sözleşme, sonradan açılan tapu iptali ve tescil davası ile murisin ehliyetsiz olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir. Geçersiz olduğu Mahkemece belirlenen bu sözleşmeye göre ödenen satış bedeli asıl dava ile talep edilmiştir. Bu nedenle Mahkemece yukarıda yer verilen İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca, karşı davalının hükmedilen satış bedeli ödeninceye kadar taşınmazı kullanması nedeniyle yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü olmadığı gözetilerek karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davacı- karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davacı-karşı davalı vekilince temyiz olunan karşı davaya ilişkin Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.