"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1634 E., 2023/2100 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/388 E., 2021/375 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurumun 12.08.2020 tarihli ve 9457568 sayılı yazısı ile sözleşmenin feshedileceğinin bildirilmesi üzerine, davacı tarafından Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/329 E. sayılı dosyası ile sözleşmenin feshine ilişkin işlemin iptali ve ihtiyati tedbir istemli dava açıldığını, Mahkemece bu dosya üzerinden sözleşmenin feshi işleminin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak bu dosyanın takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılarak 30.12.2016 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, sözleşmenin feshi işlemine ilişkin olarak bu defa Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/85 E. sayılı dosyası üzerinden yeniden dava açıldığını ve 19.09.2017 tarihinde sözleşmenin feshi işleminin durdurulması için tedbir kararı verildiğini, ancak davalı Kurum tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilen 30.12.2016 tarihinde ihtiyati tedbirin kendiliğinden ortadan kalktığını, 30.12.2016 tarihi ile 19.09.2017 tarihleri arasında verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı ve davacı eczacı ile davalı Kurum arasında ilaç teminine ilişkin Protokolün yürürlükte bulunmadığı gerekçesiyle, bu dönemde hak sahiplerine temin edilen reçete bedellerinin iadesinin gerektiğinden bahisle 1.036.276,43 TL'nin tahsil edileceğini davacıya bildirdiğini, oysa ki davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın 20.09.2017 tarihinde kesinleştiğini ve ihtiyati tedbirin bu tarihte kendiliğinden ortadan kalktığını, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar kesinleşmeden bu defa 19.09.2017 tarihinde Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/85 E. sayılı dosyası üzerinden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, verilen ihtiyati tedbir kararları nedeniyle taraflar arasındaki ilaç teminine ilişkin Protokolün her zaman yürürlükte bulunduğunu, yapılan işlemin taraflar arasındaki Protokol, SUT ve HMK'nun ihtiyati tedbire ilişkin düzenlemelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı Kurum işleminin iptali ile bu miktar yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının süresi içerisinde itiraz etmediğinden davaya konu işlemin kesinleştiğini, davacı tarafından Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/329 E. sayılı dosyası ile sözleşmenin feshine ilişkin işlemin iptali ve ihtiyati tedbir istemli davanın 30.12.2016 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği tarihte ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalktığını, davacı tarafından sözleşmenin feshi işlemine ilişkin olarak bu defa Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/85 E. sayılı dosyası üzerinden yeniden dava açıldığını ve 19.09.2017 tarihinde sözleşmenin feshi işleminin durdurulması için tedbir kararı verildiğini, bu nedenle 30.12.2016 - 19.09.2017 tarihleri arasında verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından taraflar arasında ilaç teminine ilişkin Protokolün yürürlükte olmadığını, bu tarihler arasında davacı eczane tarafından karşılanan reçete bedellerinden davalının sorumlu olmadığını, bu nedenle yapılan işlemin taraflar arasındaki sözleşme, SUT ve HMK hükümlerine uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/329 E. sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının kesinleşme tarihinden önce kaldırılacağına dair bir hüküm bulunmadığı, bu itibarla ihtiyati tedbir kararının 20.09.2017 tarihi itibariyle kalkmış sayılacağı, davalı tarafından gönderilen kurum kayıtlarının incelenmesinde, çekişme konusu 30.12.2016 - 19.07.2017 tarihleri arasında davacının Medula sisteminin açık olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; reçete bedeline davacı tarafından süresinde itiraz edilmediğini, davanın açılmamış sayılması kararı ile birlikte ayrıca bir hüküm verilmesine gerek kalmaksızın, açılmamış sayılan dava nedeniyle verilen ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkacağını ileri sürerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmenin feshine ilişkin işlemin uygulanmasının durdurulmasına yönelik tedbir kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 397/2 maddesi; "aksi belirtilmedikçe ihtiyati tedbirin etkisi, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder." hükmü gereğince Mahkemenin kararında ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin bir karar da bulunmadığından kararın kesinleşme tarihine kadar devam ettiğinin ve davalı Kurumun işlemine esas aldığı 30.12.2016-19.09.2017 tarihleri arasındaki dönemde taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli ve yürürlükte olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum tarafından tahakkuk eden reçete bedeli nedeniyle davacı eczacının borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunun 397/2 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, yukarıda yer verilen kanun hükmü uyarınca ihtiyati tedbir kararının etkisinin aksi belirtilmediği taktirde, nihai karar kesinleşinceye kadar devam etmesine göre, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.