Logo

3. Hukuk Dairesi2024/828 E. 2024/1966 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İdareye kumaş teslim eden davacı şirketin, idarenin kumaşları ayıplı bulup teminat mektuplarını nakte çevirmesi üzerine, teminat bedellerinin iadesi istemiyle açtığı dava.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma ilamında belirtilen usuli kazanılmış hak ve ilk derece mahkemesi ile bozma öncesi istinaf incelemesinde alınan bilirkişi raporları da gözetilerek, davacı şirketin kumaşları ayıplı olmadığının ispatlandığı, bu nedenle teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin haksız olduğu ve iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen asıl davada teminat mektupları bedelinin iadesi, karşı davada ayıplı ifa nedeniyle ödenen iş bedelinin iadesi davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile İstanbul Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı arasında 21.05.2008 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre şirketin 408.000 metre elbiselik kumaş vermeyi taahhüt ettiğini, askeri elbiseye yönelik bu kumaşların taksitler halinde tesliminin kararlaştırıldığını, teslimlerin yapıldığını, davalı tarafından da tüm mal bedellerinin şirkete ödendiğini, İstanbul Jandarma İkmal Merkez Komutanlığına Mart 2009 tarihinde bir şikayet geldiğini, bu şikayet gerekçe gösterilerek teslim edilen 480.000 metre kumaşın kontrol muayenesinin yapıldığını, kendilerinin de sözleşme gereğince bu muayeneye katıldıklarını, yapılan kontrol muayenesinde mallarda herhangi bir ayıbın bulunmadığının tespit edildiğini, ancak şikayetçinin bundan sonra da şikayetine devam ettiğini, bunun üzerine Jandarma Genel Komutanlığınca müfettiş görevlendirildiğini ve verilen kumaşların yeniden kontrole tabi tutulduğunu, ancak müfettiş incelemesinin de sözleşme gereğince tarafsız bir heyete değil, idarenin laboratuvarlarına yaptırıldığını, tek taraflı yapılan bu kontrol muayenesi sonunda Kartal 9. Noterliğinden 26.10.2009 tarihli bir ihtar ile malların değiştirilmesinin ya da bedelinin iadesinin kendilerine ihtar edildiğini, kendilerinin bu ihtara yazılı olarak cevap vermek suretiyle kabul etmediklerini bildirdiklerini, ancak idarenin kendilerinden aldıkları 4 adet ve toplamı 249.206,40 TL tutarlı teminatı sözleşmeye aykırı olarak hazineye irat kaydettiklerini oysa malların kontrol ile teslim alındığını, kontrol anında herhangi bir ayıbın bulunmadığının belirlendiğini, kaldı ki 1 yıl sonra meydana gelen şikayetle tarafların katıldığı ve sözleşmeye uygun olarak oluşturulan kontrol komisyonunca da mallarda ayıp olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle hatalı bir imalat söz konusu olmadığı için sözleşme gereğince teminatların irat kaydedilmesinin hukuksuz olduğunu ileri sürerek; sözleşme gereğince iadesi gereken teminat mektuplarının nakte çevrilmesi sebebiyle 15.05.2008 tarihli ve 191 nolu mektup için 103.836,00 TL, 15.05.2008 tarihli ve 192 numaralı mektup için 103.836,00 TL, 28.07.2008 tarihli ve 262 nolu mektup için 20.767,26 TL, 28/07/2008 tarihli ve 263 nolu mektup için 20.767,26 TL tutarında 4 adet teminat mektubu bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte iadesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili; davacı tarafından teslim edilen malların ayıplı ve Jandarma Komutanlığının işine yaramayacak esvapta olduğunu, bu hususun müfettiş incelemesi ile ve usulünce yaptırılan teknik elemanların raporu sonunda ortaya çıktığını, davacıya usulüne uygun olarak ayıbın bildirildiğini, ortaya çıkan ayıp nedeniyle malların iadesi ve yerine yenilerinin verilmesinin ya da ödedikleri satış bedelinin iade edilmesini ihtar ettiklerini, ancak karşı tarafın satış bedellerini iade etmediğini, ayıplı malları geri almadığını, bu nedenle idarenin sözleşme gereğince teminat mektuplarını nakte çevirmek hakkının doğduğunu, teminat mektuplarının bedelinin hazineye irat kaydında herhangi bir hatalı işlemin bulunmadığını ve haklı olduklarını, bu çerçevede davacı tarafın aldığı ihtilafsız olan satış bedelinin de iadesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Karşı davasında ise, seçimlik hakkı kullanılarak teminat tutarı olan 249.206,40 TL'nin idarece ödenen 4.485.715,20 TL'den çıkarılarak geriye kalan 4.236.508,80 TL bedelin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizleri ile tahsiline veya sözleşme konusu kumaşların misliyle değişimine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26/04/2018 tarihli ve 2014/838 E., 2018/437 K. sayılı kararıyla; parti teslimlerde, gerekli muayenenin sözleşme gereğince yapıldığı, malların ayıpsız olduğu, kaldı ki şikayet üzerine 8 ay kadar sonra depolarda malların tekrar incelendiği, sözleşmeye uygun kontrol komisyonu tarafından yapılan bu denetlemede de malların ayıpsız olduğunun belirlendiği; daha sonra müfettiş tarafından yapılan kontrolde belirlenen ayıp türünün gizli ayıp niteliğinde olmadığı karşısında, ilk kontrol ve bundan sonra gerçekleşen kontrol komisyonu raporları ile herhangi bir ayıbın bulunmadığının tespit edildiği, davalı idarenin dayandığı rapordaki ayıp türünün ise gizli ayıp niteliğinde olmadığı, baştan yapılacak kontrol ile ortaya çıkabilecek nitelikte olduğu, müfettişin el koyması sonucu yaptırılan test ve analizlerin sözleşme hükümleri gereğince tarafsız labratuvarlarda değil, idareye bağlı labratuvarlarda yapılmış olması, müfettiş el koyması sonunda ortaya çıktığı iddia edilen ayıpların da nitelik olarak baştan belli olan ayıplar olduğu, idarenin sözleşme gereğince kontrol ettirmek suretiyle teslim aldığı bu mallara o tarihte yürürlükte olan BK'nun 198 inci madde gereğince artık ayıplı olduğunun ileriye sürülmesinin mümkün bulunmadığı, davalı - karşı davacı idarenin ayıbı usulünce ispat edemediği, mal tesliminden itibaren geçen 8-9 yıllık sürede depoda kalan mallar üzerinde de geçmişe yönelik olarak sözleşmeye uygun esvapta olup olmadığının incelenmesinin mümkün olmadığı, zira geçen bu süre dikkate alındığında artık malların aynı esvapta kalmasının beklenemeyeceği, sözleşme hükümlerinde de bu kadar uzun sürede kullanılmamayı teminat altına alan bir mal cinsinin bulunmadığı değerlendirildiğinde; davacı tarafın haklı olduğu, davalı tarafın malların iadesi talebinin yerinde olmadığı, bu çerçevede karşı davaya konu taleplerin yerinde olmadığı ancak nakte çevrilen teminat mektuplarının bedelini davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı-karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli ve 2018/2171 E., 2022/708 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında yapılan 21.05.2008 tarihli satışa (ihaleye) konu kumaşlar üzerinde Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı Muayene ve Kabul Komisyonu muayenesi ve tesliminden yaklaşık bir yıl kadar sonra kumaşların ayıplı olduğu yönündeki ihbara göre Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı tarafından görevlendirilen müfettişin birinci incelemesi sonrasında yeniden şikayet üzerine yapılan ikinci müfettiş incelemesi sonrasında teslim edilen kumaşların 21.05.2008 tarihli satış (ihale) sözleşmesinde belirlenen vasıfları taşımadığı, ayıplı ürünlerin teslim edildiği yönündeki tespitler ve bilirkişi raporları kapsamına göre sözleşme konusu kumaşların 02.09.2008, 06.10.2008, 14.11.2088 ve 24.11.2008 tarihlerinde teslim edilmesi, taraflar arasındaki kumaş satışı/ihalesine ilişkin 21.05.2008 tarihle sözleşmenin 41.1 inci maddesine göre her kumaş tesliminin teslim tarihinden itibaren 24 ay garanti süresi kararlaştırıldığı, 21.08.2008 tarihli 2 yıl süreli garanti belgesinin dosyaya ibraz edildiği, davalı/karşı davacı kurum tarafından 2 yıllık garanti süresi içinde 26.10.2009 tarihinde noterden ayıp ihbarının yapılmış olması nedenleriyle taraflar arasındaki 21.05.2008 tarihli sözleşmenin 20-25. maddeleri hükümlerine göre davalı Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı tarafından sözleşmenin teminatı olarak verilen Fortis Bank'a ait 15.05.2008 tarihli 103.836,00 TL'lik; 15.05.2008 tarihli 103.836,00 TL'lik, 28.07.2008 tarihli 20.767,26 TL'lik ve 28.07.2008 tarihli 20.767,26 TL'lik teminat mektuplarının (toplam 249.206,40 TL) paraya çevirilmesi işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenlerle davacı/karşı davalının davasını ispat edememesi nedeniyle davalı/karşı davacı kurumun teminat mektupları yönünden istinaf isteminin yerinde olduğu, 2021 yılına kadar 12 yıl üzerinde bir süre geçmiş olması, fiziken satışa konu kumaşlar üzerinde uzman tekstil mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyetinden denetime açık, hüküm kurmaya elverişli, bilimsel ve teknik rapor alınması mümkün olmaması, sözleşme/ihale konusu kumaşların tamamının Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı Muayene ve Kabul Komisyonu tarafından kabul muayenelerinin yapılarak teslim alınmış ve bedelinin tamamen ödenmiş olması nedenleriyle davalı/karşı davalı kurumun da karşı davasını ispat edememesi nedeniyle davalı kurumun karşı davası hakkındaki istinaf isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı kurumun istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ispatlanamayan davacı/karşı davalının davasının reddine, davalı/karşı davacı kurumun açtığı karşılık davanın da ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.05.2023 tarihli ve 2022/4967E.- 2023/1277 K. sayılı kararı ile; davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, "Davacı ile davalı arasında 21.05.2018 tarihinde idareye 408.000 metre elbiselik kumaş verilmesine dair sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince davacı-karşı davalının mal teslimini yerine getirdiği, davalı-karşı davacı idare tarafından da sözleşme bedelinin ödendiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup taraflar arasında da bu hususta uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşmenin sona ermesinden sonra idareye yapılan şikayet üzerine idare tarafından yapılan inceleme neticesinde kumaşların ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmenin feshi ve teminatların irat kaydedilmesi noktasından çıkmıştır. İlk Derece Mahkemesince alınan 06.11.2012 tarihli ve 14.09.2015 tarihli bilirkişi raporlarında sözleşmeye konu kumaşların ayıplı olduğu hususunun ispatlanamadığı belirtilmiş olup, bu raporlarda uzman bilirkişinin de yer aldığı görülmektedir. Kaldı ki Bölge Adliye Mahkemesince alınan raporda da aynı yönde görüş belirtilmiş olup, aradan geçen zaman dilimi dikkate alındığında da gelinen aşamada kumaşlar üzerinde sağlıklı bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı da anlaşılmaktadır. Bununla birlikte taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 35.1.16. maddesi gereğince Ege Üniversitesinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 01.04.2009 tarihli muayene sonucu kesindir. Hal böyle olunca davalı- karşı davacı idare, kumaşların ayıplı olduğu iddiasını ispatlayamamıştır. Buna karşılık ilk derece mahkemesince asıl davada nakte çevrilen teminat mektuplarının bedelinin davacı-karşı davalıya iadesine karar verilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı bir şekilde, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması yönünde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı yararına asıl dava yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; “Uyulmasına karar verilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2022/4967 Esas, 2023/1277 Karar sayılı ilamı gerekçesine göre; davacı ile davalı arasında 21.05.2018 tarihinde idareye 408.000 metre elbiselik kumaş verilmesine dair sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince davacı-karşı davalının mal teslimini yasal süresi içinde yerine getirdiği, davalı-karşı davacı idare tarafından da sözleşme bedelinin ödendiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup taraflar arasında da bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, sözleşmenin sona ermesinden sonra idareye yapılan şikayet üzerine idare tarafından yapılan inceleme neticesinde kumaşların ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmenin feshi ve teminatların irat kaydedilmesi noktasından çıktığı, İlk Derece Mahkemesince alınan 06.11.2012 tarihli ve 14.09.2015 tarihli bilirkişi raporlarında sözleşmeye konu kumaşların ayıplı olduğu hususunun ispatlanamadığı belirtildiği, bu raporlarda uzman bilirkişinin de yer aldığı görüldüğü. kaldı ki Bölge Adliye Mahkemesince alınan raporda da aynı yönde görüş belirtildiğ, aradan geçen zaman dilimi dikkate alındığında da gelinen aşamada dava ve sözleşme konusu kumaşlar üzerinde sağlıklı bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, bununla birlikte taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 35.1.16. maddesi gereğince Ege Üniversitesinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 01.04.2009 tarihli muayene sonucu kesin olduğu, hal böyle olunca davalı- karşı davacı idare, kumaşların ayıplı olduğu iddiasını ispatlayamadığı, İlk Derece Mahkemesince asıl davada nakte çevrilen teminat mektuplarının bedelinin davacı-karşı davalıya iadesine karar verilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı ilk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında ve Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sırasında alınan bilirkişi raporları kapsamı ile tüm dosyada toplanan delillerle ve Yüksek Yargıtay Bozma ilamı ile sabit olmakla davanın kabulüne; davalı Kurum tarafından nakde çevrilen teminat mektuplarının bedeli Fortis Banka ait 15.05.2008 tarihli ve 103.836,00 TL' lik, 15.05.2008 tarihli 103.836,00 TL' lik, 28.07.2008 tarihli 20.767,26 TL' lik ve 28/07/2008 tarihli 20.767,26 TL' lik teminat mektuplarından dolayı toplam 249.206,40 TL' nin davalı - karşı davacıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte alınarak davacı - karşı davalıya verilmesine, davalı - karşı davacı tarafından açılan karşı davanın reddine” karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı karşı davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı/ karşı davacı vekili; bozma öncesi vermiş olduğu istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında mal tesliminden dolayı malın ayıplı olduğu iddia edilerek nakte çevrilen teminat mektup bedellerinin iadesi, karşı davada sözleşmeden dönülerek bedel iadesi olmadığı takdirde misliyle değişimi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamındaki hususlara göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.