"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/27 E., 2023/220 K.
Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ... ve ...'nin hazineye olan borçları nedeniyle haklarında icra takibi yapıldığını, ancak kendilerinin alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile ...'in ...Akaryakıt Dağıtım Pazarlama Nakliye İnşaat Turizm Ltd. Şti.ndeki payını.......'a, ...Madeni Yağlar Akaryakıt A.Ş.deki payını ...'ye ve ... ve Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.ndeki payını ise ...'e sattığını, ...'nin ise ...Akaryakıt Dağıtım Pazarlama Nakliye İnşaat Turizm Ltd. Şti.ndeki payını ...'a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiş, yargılama sırasında ...'in payını satın alan ... davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... Tatlıdere vekili cevap dilekçesinde, öncelikle açılan davanın 5 yıllık zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Diğer davalılar; davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.03.2012 tarihli ve 2006/462 Esas, 2012/185 Karar sayılı kararı ile; davaya konu hisse devirlerinin 2000 yılı ve 1998 yıllarında yapıldığı dikkate alındığında ve davanın 04.12.2006 tarihinde açılması karşısında davanın 6183 sayılı yasanın 26. Maddesinde belirtilen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığının tespit edildiği, davaya konu ...'ne hisse devrinin iptalinde ise şirket ortaklarından ...'e şirket borcundan dolayı ödeme emri dahi tebliğ edilmediği gibi taraflar arasındaki hisse devrinin kötü niyetli yapıldığına dair dosyaya delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 20.03.2014 tarihli ve 2013/18086 Esas, 2014/3859 Karar sayılı ilamı ile;.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, iptali istenilen tasarrufların yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında 6183 sayılı yasanın 26. maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin... Akaryakıt Dağıtım Pazarlama Nakliye İnşaat Turizm Ltd. Şti. ve... Madeni Yağlar Akaryakıt A.Ş. payların satışına ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin borçlu davalı ... tarafından satışı yapılan ... Petrol ve Petrol Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. ( ... ve Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.) paylarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İptal davasından maksat aynı yasanın 28, 29 ve 30. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu yasa uyarınca iptal kararı verilebilmesi için borçlu hakkında yapılıp kesinleşen bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Davacı tarafından yapılıp kesinleşen icra takibinin olması halinde mahkemece bu maddelerde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle 28.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza 30. maddede malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan 29.madde de de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Bu nedenlerle mahkemece davanın bu yönde incelenmesi yapılıp kanun maddelerinde düzenlenen iptal şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek, borcun doğumu da dikkate alınmak suretiyle, sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Somut olayda davalı borçlu ... ... Petrol ve Petrol Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.ndeki(... ve Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.) paylarını 03.10.2003 tarihinde ...'e satmış, aynı paylar 21.04.2004 tarihinde Sezer tarfından tekrar ...'e satılmış, onun tarafından da yine 13.02.2006 tarihinde ...'e satılmış olup Sezer tarafından da davaya dahil edilen ...'e satılmıştır. Alacaklı davacı tarafından değişik tarihlerde borçlu davalıya çıkartılan ödeme emirlerinin mahkemece bir kısmı iptal edilmiş olduğu dosya arasındaki karar örneklerinden anlaşılmış ise de davacı idare iptal edilmeyen ödeme emirlerine ilişkin icra takiplerinin devam ettiğini bildirmiştir. Bu durumda mahkemece tasarruf tarihi itibariyle dava konusu ettiği ve kesinleşen ödeme emirleri olup olmadığı, tasarruf tarihi itibariyle kesinleşen borç miktarının ne olduğunun bilirkişi marifetiyle tesbit ettirilmesi, davalılar arasındaki tasarrufa konu pay devirlerinin kısa sürelerle el değiştirmesinin nedenleri ve el değiştirmenin hayatın olağan akışına uygun olup olmadığının irdelenmesi, davalılar ... ve ...'in borçlu davalı ile akrabalık, arkadaşlık, iş ortaklığı, komşuluk gibi bir yakınlıklarının olup olmadığının araştırılarak borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilebilecek kişilerden bulunup bulunmadıklarının saptanması ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davalı ... yönünden hiç bir gerekçe belirtilmeden diğer davalılar yönünden de üzere eksik araştırma ve inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır." gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tasarrufun iptali davalarında ön koşulun davacı ile davalı borçlu arasında gerçek bir alacağın bulunması olduğu, yapılan yargılamada Adana 2. Vergi Mahkemesi'nin 2015/92 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapıldığı, ilgili mahkeme dosyası sonuçlanınca dosyanın hesaplamalar alanında uzman serbest mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmesinin istenildiği, düzenlenen raporda davalı şirketin davacı kuruma hiçbir borcu bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Adana 2. Vergi Mahkemesi'nin 2015/92 Esas, 2015/1378 K. sayılı dosyasının bu dava ile bir ilgisi bulunmadığını, bu davaya konu vergi borçlarına ilişkin davalı mükellef tarafından daha önce Vergi Mahkemesinde bir çok dava açıldığını ve açılan bu davaların davacı lehine sonuçlandığını, Adana 2. Vergi Mahkemesinin 2015/92 Esas, 2015/1378 K. sayılı dosyasında banka hesapları üzerine konulan haciz ve e haciz işlemlerinin dava konusu yapıldığını, iş bu davanın konusunun ise tasarrufun iptali davası olduğunu, her iki davadaki vergi borçlarının farklı olduğunu, tüm bu sebeplerle davaya konu borcun zamanaşımına uğramadığını belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 24 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarının amacı amme borçlusunun bu Kanunun 27, 28, 29 ve 30.maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali ile alacaklının alacağının tahsilini sağlamaktır. Yasanın 25.maddesinde bu tür davaların borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendisine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçılarına veya kötüniyetli diğer kişilere karşı açılacağı hüküm altına alınmıştır. 31.maddede 27, 28, 29 ve 30.maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini elden çıkarmışlarsa elden çıkardıkları değer nispetinde tazminatla sorumlu tutulurlar. 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35 maddesinde limited şirket ortaklarının şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu oldukları, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olanlarının kanuni temsilcinin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3505 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değişik 10/2.maddesi hükmünce tüzel kişilerin vergi sorumluluklarından doğan edimlerinin yerine getirilmesinden kanuni temsilcilerin tam sorumluluğu oldukları hüküm altına alınmıştır. Buna göre yönetici ortak şirketin vergi borcunun ödenmemesi halinde bu borcun tamamından sorumludur.6183 sayılı yasanın 37 maddesinde amme alacaklarının hususi kanunlarda belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarda ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Bakanlığınca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vade günü olduğu, 55. maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere ödeme emri gönderileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda dava konusu tasarruf işlemlerini yapan ve vergi borçlusu olup hakkında ödeme emirleri düzenlenen kişiler ... ve ...'dir. Farklı şirketlerdeki ortaklıkları nedeniyle hakkında vergi borçları nedeniyle takip yapılmış olup, tasarruf konusu şirketin vergi borçlarına değil, tasarruf konusu şirketteki payını devreden ve vergi borçları olan ... ile ...'nin tasarruf tarihleri itibariyle kesinleşmiş toplam vergi borcuna bakılması gerekirken... Akaryakıt şirketi ve... Madeni Yağlar Şirketinin davacı kuruma hiçbir borcu bulunmadığı sonucuna varılması doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre dava konusu şirket hisselerinin devrine ilişkin tasarrufların yapılış tarihine kadar davalı ... ve ... hakkında doğmuş vergi alacağı için yapılan kesinleşmiş ödeme emirleri dikkate alınarak, bilirkişi marifetiyle vergi borcu miktarı belirlenerek 6183 Sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29,30 ve 31 maddeler gereğince tasarrufların iptale tabi olup olmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçeyle davanın reddi isabetli görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.