"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkin asıl ile birleştirilen davalar ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 36 ncı maddesine dayalı taşınmazın tesciline ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tazminata ilişkin asıl davanın ve tescile ilişkin birleştirilen davanın kabulüne, tazminata ilişkin birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin üçüncü bendi uyarınca kamulaştırma davalarında ve ilgili Kanun'un kıyasen uygulandığı kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, davacıların paylarına düşen, hükmedilen ve reddedilen miktarların kesinlik sınırı olan 4.270,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı asıl ve birleştirilen dava yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesine dayalı tescil davası yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili asıl davanın dava dilekçelerinde özetle; müvekkillerinin Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 18511 ada 10 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğunu, davalı idare tarafından üzerinden nakil hattı geçirilmesi nedeniyle taşınmaz üzerinde imar planına uygun yapılaşma yapamadıklarını, 2 katlı bina yerine tek katlı bina yapmalarına müsaade edildiğini belirterek, tespit edilecek tazminat bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslahla talep miktarını 2.000,00 TL’ye arttırmıştır.
2. Asıl davada yapılan ikinci bozma sonrası birleştirilen 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1573 Esas, 2010/1546 Karar sayılı dosyasında verilen dava dilekçesinde davacılar vekili özetle; asıl davada hüküm altına alınmayan 1.851,00 TL bedelin davalı idareden alınarak davacılara verilmesini talep etmiş, ıslahla talep miktarını 7.999,00 TL’ye arttırmıştır.
3. Birleştirilen 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/407 Esas, 2010/422 Karar sayılı dosyasında verilen dava dilekçesinde davacı idare vekili özetle; dava konusu taşınmazdan geçen enerji nakil hattının daha önce kamulaştırmaya konu olduğundan bahisle bu hattın 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi uyarınca tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl dava davalısı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
2. Tescile konu birleştirilen dosya davalıları vekili cevap dilekçesinde özetle; idarenin davasının reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.07.2006 tarihli ve 2004/21 Esas, 2006/283 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; zemine, yapıya ve irtifak bedeline ilişkin mevzuata uygun değer biçilmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.05.2009 tarihli ve 2007/34 Esas, 2009/293 Karar sayılı kararı ile taleple bağlı kalınarak irtifak bedelinin davalı idareden tahsiline ve mevcut irtifak hakkının davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; bozma gereklerinin yerine getirilmediğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 05.02.2013 tarihli ve 2010/250 Esas, 2013/66 Karar sayılı kararıyla asıl davanın reddine, birleştirilen tazminat davasının ve idarenin tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davasının ve 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesine dayalı tescil davasının tezat davalar olduğu, birisi kabul olacaksa diğerinin reddi gerekeceğinden, idarenin kamulaştırma iddiasına dayanak tüm belgelerin getirtilip, usulüne uygun bedel raporu tanzim ettirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemesince Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen tazminat davasının reddine, birleştirilen tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Tazminat davaları davacıları, birleştirilen tescil davası davalıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; birleştirilen tazminat davasının ek dava olarak açıldığını ve reddinin doğru olmadığını, müvekkillerinin taşınmazı tapuya güven ilkesi gereği, şerhsiz olarak Selçuk Belediye Başkanlığından trampa yoluyla aldığını, buna rağmen idarenin bedelsiz irtifak hakkı tescil ettirmesinin mülkiyet hakkı ihlali olduğunu, usulüne uygun yapılmış bir kamulaştırma işlemi var ise ve imar uygulaması sırasında tapuda doğru aktarılmamış ise buna ilişkin zararın imar uygulamasını yapan belediyeden istenmesi gerektiğini, idarenin müvekkillerine irtifak bedelini ödeyip ilgiliye rücu etmesi gerektiğini, bozma ilâmı ile sabit olduğu üzere yapı ve zeminde ayrı ayrı değer kaybı olduğu gibi bir kat eksik yapı yapılması nedeniyle oluşan zarar mevcut olduğu hâlde bedelin düşürülmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2. Tazminat davaları davalısı, birleştirilen tescil davası davacısı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; daha önce kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun tamamlandığını ve tapuya tescil olduğunu, imar uygulaması sırasında oluşan yeni parsellerde irtifak hakkının gösterilmediğini, bozma ilâmına aykırı şekilde irtifak nedeniyle tazminat hükmü kurulduğunu, kadastro müdürlüğü onaylı beyannamede irtifak alanı 447,55 m² iken bilirkişinin 447,85 m² hesapladığını, 2012 yılında enerji nakil hattının yükseltildiğini ve taşınmazda bina yapımına engel bir durum kalmadığını, 2942 sayılı Kanun’un geçici 6 ncı maddesi gereği uzlaşma başvurusunda bulunulmadığını, hattın Etibank tarafından 09.10.1956 ilâ 04.11.1983 tarihleri arasında kamu hizmetine alındığını, idareleri lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu malikleri ile idare arasında enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının idareden tahsili ile 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesine dayalı taşınmazın idare adına tescili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 4 üncü, 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tazminat davalarına ilişkin verilen kararlar temyiz sınırı altında kaldığından ve bu konuda temyiz dilekçelerinin reddine karar verildiğinden bedele ilişkin temyiz sebepleri değerlendirilmemiştir.
3. Tescil davası yönünden yapılan inceleme sonucu, her ne kadar usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılmadığı ve 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi gereği tescil davasının reddine karar verilmesi gerekiyor ise de, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında bedel takdir edilmesi hâlinde bedeline hükmedilen aynî hakkın tescilinin bu dava türünün doğal sonucu olduğu gözetildiğinde tescil hükmü kurulması sonuç itibarıyla doğru olduğundan bu hususta bozma yapılmamıştır.
4. Dosyanın geçirdiği safahat, usuli müktesep hak da gözetildiğinde temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Kamulaştırmasız El Atma Nedenine Dayalı Tazminat Davaları Yönünden
Taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı Maddesine Dayalı Tescil Davası Yönünden
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle Mahkeme kararının ONANMASINA,
Davacı-karşı davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı-karşı davacı idareden alınmasına,
28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.