"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın Açılmamış Sayılmasına kararı
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme Kararının bozulmasına karar verilmiştir
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ... köyü 4 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 04.10.2009 tarihli ve 2008/165 Esas, 2009/282 Karar sayılı kararı davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. 1. Bozma Kararı
1. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekilli temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, taşınmazın 99.750,00 m² yüzölçümüne sahip olduğunu, kıymet takdir ve acele kamulaştırma raporunda birinci sınıf kuru tarım arazisi niteliğini taşıdığının yazılı olduğunu; ancak hükme esas raporda ise sulama amaçlı açılan kuyulardan sulandığı belirtilmiş olduğu ise de bu kuyuların dava konusu taşınmazın alanını sulamaya yeterli olup olmadığı ve kuyuların kullanma izin belgesinin bulunup bulunmadığı ile ilgili yeniden keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. ... Asliye Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 01.06.2022 tarihli ve 2017/246 Esas, 2022/508 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay bozma öncesi tespit edilen bedelin depo edildiğini, bozma sonrası yeniden keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığını ve dava sonuçlanmak üzere iken davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek verilen emek ve mesai ile yatırılan kamulaştırma bedelinin, yargılama giderlerinin boşa harcanmasına neden olduğunu ve kamulaştırma işleminin de engellendiğini belirterek kararın bozulmasını ve davacı idare lehine vekâlet ücretinin ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin ikinci bendinde; ″Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.″, 150/5. maddesinde ise; ″İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.″ hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut olayda, davacıların ilgili Yargıtay 5. Hukuk Dairesince bozma kararı sonrasında bozmaya uyularak keşif yapıldığı ve bilirkişi raporu alındığı, davacı idare vekilinin tüm celselere mazeret dilekçesi sunduğu hâlde, son celsede taraflara usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı belirlendiğine göre, yukarıdaki değinilen kanunî düzenlemeler ile davanın önce işlemden kaldırılıp süresinde yenilenmeyince de açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.