Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14131 E. 2023/2646 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro düzeltmesi sonucu taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro düzeltmesi nedeniyle yüzölçümü azalan arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinin ve gerçek bedelinin Hazine'den tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatının Hazine'de olduğu ve Kadastro Müdürlüğü'nün davalı sıfatı bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının hatalı oluşmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ve davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile bedelin davalı Hazineden tahsiline, davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ve davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ve davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Sakarya ili, ... ilçesi, ... köyü 63 parsel sayılı 62.000 m² yüzölçümlü taşınmazı satın aldığını, daha sonra ... köyü sınırlarında yer alan 58 ve 64 numaralı parselleri satın aldığını, taşınmazları tevhit ettirmek için idareye başvuruda bulunduğunu, davaya konu 63 numaralı parselin Beylice köyü sınırları içinde yer alan 386 ve 387 parsellerle birlikte kadastro işlemine tabi tutulduğunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22 inci maddesi gereğince yapılan düzeltme sonucu 63 numaralı parselin 16003,79 m² yüzölçümlü olarak tespitinin yapıldığını, taşınmazda meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; Kadastro Müdürlüğünce yapılan tesis kadastrosuna yönelik tahdit ve tespit işlemleri sonucu oluşturulan parsellerin askı ilanına çıkarıldığını, davacının yasal süresinde hatalı tespitin düzeltilmesine yönelik dava açmadığını, hukukî yolları tüketmeden iş bu davanın açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yasal sürede hatalı tespitin düzeltilmesine yönelik dava açmadığını, hukukî yolları tüketmeden iş bu davanın açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazine'den tahsiline, davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat koşullarının oluşmadığını,davacının yasal süre içerisinde hatalı tespitin düzeltilmesine yönelik dava açmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verildiğini; bu nedenle idare lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinin doğru olduğu, taşınmazın niteliğine ve konumuna göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranının uygun bulunduğu ve taşınmaz için belirlenen değerin bölge rayiçleri ile uyumlu olduğu, usulî kazanılmış hak gözetilerek hüküm tesis edildiği, davalı ... Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmadığı; bu nedenle adı geçen davalı yararına vekalet ücreti verilmemesinin yerinde olduğu belirtilerek davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, davanın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verildiğini; bu nedenle idare lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Sakarya ili, ... ilçesi, ... köyü 63 parsel sayılı taşınmazın 1985 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 62000 m² yüzölçüm miktarı ile tapuya tescil edildiği, davacılar tarafından dava konusu taşınmazın 18.04.2012 tarihinde satın alındığı, davacıların dava konusu taşınmazı 58 ve 64 parsel sayılı taşınmazlarla tevhit etmek amacıyla Tapu Müdürlüğüne başvuruda bulunduğu, dava konusu ... köyü, 63 numaralı parselin Beylice köyü 383, 386 ve 387 numaralı parsellerle, ... köyü, 58 ve 64 numaralı parsellerin tevhidinden oluşan 98 numaralı parselin de yine 386 numaralı parselle mükerrerlik oluşturacak şekilde tespit edildiğinin belirlendiği, bilahare Tapu Müdürlüğünce ... köyü 63 numaralı parselin mükerrer kısımları iptal edilerek 16003,79 m² olarak tapuya tescil edildiği, tapu kaydındaki hatanın 1985 yılında ... köyünde kadastroya başlandığında, daha önce 1972 yılında kadastrosu yapılıp kesinleşen Beylice köyü kadastro genel sınırına aynen uyulmamış olmasından kaynaklandığı, 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin (a) bendine göre yapılan uygulamanın 21.12.2012 tarihinde kesinleştiği, davacılar tarafından taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın tazmini için eldeki davanın 05.02.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme nedeniyle yüzölçümü azalan arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup, Kadastro Müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle Kadastro Müdürlüğü vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz

dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine ve davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.