"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava dilekçesinde, anagayrımenkulde bulunan bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının değerleriyle doğru orantılı olarak tespiti ile tapu siciline tescili istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün bir kısım davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin 2019/889 Esas, 2021/2306 Karar sayılı kararı ile bir kısım davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin esastan ret kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/356 Esas, 2017/866 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3. maddesinde; kat mülkiyeti veya kat irtifakının, bu mülkiyete konu olan anagayrimenkulün bağımsız bölümlerinden her birine kat irtifakının kurulduğu tarihteki, doğrudan doğruya kat mülkiyetine geçilme halinde ise, bu tarihteki değeri ile oranlı olarak tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulacağı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değeri ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibinin arsa payının düzenlenmesi için mahkemeye başvurabileceği hükme bağlanmıştır. Arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olmasıdır. Bu hususa dayalı istemlerde mahkeme, tüm kanıtları değerlendirerek bağımsız bölümün değeri ile bölüme özgülenen arsa payını karşılaştırıp denklik sağlamaya çalışmalıdır. Söz konusu işlem yapılırken de, bağımsız bölümlerin cinsi, bulunduğu kat, alanı, ısınma sistemi, aydınlanması, mimari kullanımı ve konumu, cephesi ve manzarası gibi hususlar değerlendirme için esas alınır; değerlendirmeye esas alınacak tarihten sonraki imar durumu ile cins ve manzara değişiklikleri, bakım ve onarım çalışmaları sebebiyle meydana gelen değer artış ve eksilmeleri dikkate alınmaz.
Somut olayda, anagayrımenkulde 28.10.1984 tarihinde kat irtifakı kurulduğu belirtilmiş kat mülkiyetine geçilme tarihi ve kat mülkiyetine geçiş esnasında herhangi bir arsa payı değişikliği olup olmadığı araştırılmamıştır. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda bağımsız bölümlerin kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu açıkça saptanmamış, ayrıca bağımsız bölümlerin binada bulundukları yerleri ve yüzölçümleri açıkça belirtilmesine karşın her bir bağımsız bölümün kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulduğu tarihteki değerlerine etkili olabilecek diğer unsurlar tek tek yazılıp açıklanmamış ve bu bağımsız bölümlerin değerleri ayrı ayrı hesaplanmamış, soyut bir biçimde değerlendirme yapılarak arsa payları yeniden belirlenmiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda arsa paylarının belirlenmesinde esas alınacak olan bağımsız bölümlerin kat irtifakı kurulduğu tarih itibari ile değerlerini olumlu veya olumsuz etkileyen tüm unsurların incelenip irdelenmesi için bilirkişi kurulundan yeniden ek rapor alınması, arsa paylarının düzenlenmesini gerektirecek bir hususun olup olmadığının araştırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu işin esası hakkında davanın kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/356 Esas, 2017/866 Karar sayılı hükmünün HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, bir kısım davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 30.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.